İspanya'ya çok yakıştı

A -
A +

Elendiğimiz, o unutulmaz maç sonrası üzüntümüz, dün gece bir defa daha depreşti... O Almanya, ballı olduğu bir 90 dakikada, bizi pisi pisine elediğinde nasıl da kahrolmuştuk... Dün gece, İspanya'nın coştuğu, Ernst-Happel'deki finalde, "Burada olması gereken biz olmalıydık" diye bir defa daha adeta kafamızı taşlara vurduk... *** F.Bahçe'nin eski ve muhtemel yeni hocalarının karşı karşıya geldiği karşılaşmaya, İspanya daha arzulu başladığında, Panzerlerin işinin çok zor olduğu erken anlaşılmıştı... Ballack'ın sakat sakat çıktığı maçta, üzerine gol yollarında sıkıntı çöken Almanya, boy avantajını, rakibine kabul ettiremeyince, 33. dakikada kalesinde golü erken gördü... Bu dakikada Torres, Almanya'nın iki stoperini müthiş deparıyla solladığında 39 yaşındaki kaleci Lehmann'ın çaresizliğine "şaşmadık" dersek yalan olurdu... Çünkü o Lehmann, bizim karşımızda direkler sayesinde galip gelmiş bir takımın kalecisi olarak, bedavadan sevinmiş bir file bekçisiydi... *** İspanya dün geceki finalde, daha önceki oyunlarından farklı gözükmedi... Şampiyonanın "en iyi orta sahasına" ve "en iyi kalecisine" sahip İspanyollar, tarihlerindeki 2. şampiyonluğu yakalamak için çok arzulu gözüktüler... Türkiye'de, 74 yaşındaki Feldkamp'ın G.Saray'ı şampiyon yaptığı gerçeği ortadayken, F.Bahçe'nin muhtemel hocası Aragones için "dede" yakıştırması yapılmasının ne kadar yanlış olduğu ortaya çıktı... Çünkü o Aragones, Viyana'dan dünyaya müthiş bir mesaj verdi... Sahadaki futbolcusuna olan hakimiyeti ve disiplini sayesinde, Almanya gibi bir rakip önünde, 1-0 öne geçmesine rağmen, katı savunmayı asla düşünmeyen Aragones, bu işin gerçek ustası olduğunu ispat etti... *** Şampiyonanın en golcü adamı Villa'nın yokluğunu, zerre kadar hissetmeyen İspanya'da, Torres'in attığı gol dışında, Almanya defansını bir "hallaç" ustalığı ile atması, finalin en büyük tadı tuzu oldu... Löw'ün, Fatih Terim'i anımsatan "kenar çılgınlığının" da bir işe yaramadığı gecede, ikinci yarıda Kuranyi'nin girmesi ile hareketlenen Panzerler, beraberliği yakalamak için çırpınırken, İspanya, soğukkanlı olmanın avantajını maç sonuna kadar mükemmel götürdü... Evet bir büyük final gecesinde, İspanya, anasının ak sütü gibi helâl olduğu kupaya yapıştığında, bizlere, o Boğaları "Viva İspanya" diyerek alkışlamaktan başka iş kalmamıştı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.