Bulgaristan’ın “namağlup” lig lideri Levski Sofya ile Galatasaray arasında oynanan ve sarı-kırmızılıların 2-0 kazandığı maçı GS TV’den eyrediyordum. Gözlerim daha çok Hamit’in üzerindeydi ve “onca zamandır doğru dürüst maç oynamamasına rağmen”, tecrübesine hırsını katıyor ve iyi oynuyordu, memnun oldum.
Ama ikinci yarıda “gözlerim” bambaşka görüntülere kaydı. Bu devrenin başında, Riekerink Selçuk’un yerine “genç” Birkan Vatansever’i almıştı!.. 73’üncü dakikada Podolski’nin yerine de bir genci daha, Kerem Çalışkan’ı sahaya gönderdi. Ve, 89’uncu dakikada dünya basının bile haber yaptığı bir olay gerçekleşti; 14 yaşındaki Mustafa Kapı, Sinan Gümüş’ün yerine oyuna girdi; “Galatasaray A takımında oynayan en genç oyuncu rekoru idi”, bu!..
O zaman kendi kendime dedim ki; “Ey Öcal, bugüne kadar doğru bildiğin bir şeyi yazıp geldin. Bir altyapı hocası olan Riekerink’i ağır şekilde eleştirdin. Eğer biraz önce ekranda gördüğün görüntüleri, bundan böyle de gerçeğe çevirecek ve devam edecekse, o görevde kalsın kalacağı kadar. Zira bu yaptığını istikrarlı ve devamlı hâle getirebilirse, işte sadece Galatasaray’da değil, Türk futbolunda devrim yapmış olur. Ama Milli Takım’da ‘gençleştirme denemesi yapan’ bir hoca, “bir buçuk kötü sonuç” üzerine yerden yere vurulurken, bilmem ki, Riekerink’e, bu müthiş adıma devam imkân ve fırsatı verilecek mi? Bu adıma ikinciyi, üçüncüyü eklerse, eklediği sürece, ondan yana ol! Bu adımlar şampiyonluktan da önemlidir ve geleceğin şampiyonluklarının, dahası ve asıl Galatasaray ekonomisinin sağlam yapıtaşları olacaktır.”
Bu kararı verdikten iki gün sonra, “uzmanlığı altyapı, sporcu sağlığı, antrenman düzeni, fizik ve ruhsal güç gibi konular olan” benim de “Senden yararlanmayan teknik adam aptaldır” dediğim, sevgili hocam Turgay Renklikurt’un “Riekerink nereye koşuyor!” başlıklı yazısı okudum, işte o yazı:
“Riekerink, Rijkaard’ın başaramadığı TİPS sistemini sessiz sedasız ama başarıyla Galatasaray’a yerleştiriyor.
TİPS, Michels ve Cruyff’un Ajax’ta gerçekleştirdikleri, onlarca yıldız futbolcu ve antrenör yetiştirdikleri eğitim sistemine verilen isimdir. TİPS’in T’si, teknik kelimesini simgeler. Üstün teknik yeteneğe sahip, kendini geliştirme azmi olan, teknik öğretiye yakın, çalışkan gençler sisteme kabul edilir. Ancak, ilerleyen eğitim sürecinde tekniğini geliştirmeyen, hatalarında ısrar edenlerle, yeteneği yüksek bile olsa, yollar ayrılır.
İ harfi, geliştirilebilir zekâ türü olan duygusal zekâ dahil, zekânın karşılığı İntelligent’i ifade eder. Zekâ düzeyi belirli normlarda olmayan, sorumluluk duygusu ve bilinci geliştiremeyen, analitik düşünmeye yatkın olmayan, kendini başkalarının yerine koyma (Empati) değerliği eksik, rekabet ve rakip kavramından hoşnut olmayan sistemde tutulmaz. Sistemde kalan, ancak zaman içinde, çaba yerine sağlıksız ruhsal savunma mekanizmaları geliştirdikleri tespit edilenler sistemden çıkarılır veya satılır.
P harfi, karakter, kişilik karşılığı olan Personlichkeit’ı vurguluyor. Eğitim ve sosyal yaşam sırasında tutarsız, benmerkezci, kolektif yaşam ve kurallarına yatkın olmadığı ortaya çıkan futbolcu ile uzman raporu ve yönetim kurulu kararıyla yollar ayrılır. Ancak, bu karar açıklanmaz. Futbolcu iyi bir satış stratejisiyle başka kulübe satılır.
S harfi sürat-çeviklik karşılığı olan Schnelligkeit kelimesini yansıtır. Algılaması, tekniğini uygulaması, kas-sinir koordinasyonu üst düzey kalite geliştiremeyenler, ‘Yıldız değil, endüstri futbolcusu olur’ kategorisinde tutulur. İyi fiyatla satılır.
Ajax TİPS eğitim sistemi, özetle bu yapıdadır. Riekerink’in rotası da bu yöndedir. Eğer, sahip çıkılırsa var ya! 10 Riva olacak üretim modeli oluşturulur. Çinliler Riekerink’i niye 5 yıl çalıştırdı, Riekerink niye 14 yaşındaki Mustafa’ya el attı acaba?”
14 yaşında bir oyuncuya forma verecek cesareti gösteriyorsa ve bu uygulamaların arkasında duracaksa bir ‘altyapı’ hocasının kalmasından yanayım…