Hakemliğin problemi tek ‘babalar’ olsun!

A -
A +

Bugün hangi meslek grubuna bakarsak bakalım; çocuklar yüzde 10-20 nispetinde baba mesleğini seçiyorlar.         Baba-oğul doktorlara, baba-oğul avukatlara çok rastlanır.
Hatta bazı ailelerden 3-5 doktor, 3-5 avukat çıkabilir.
Bu birçok hobi için de geçerlidir.
Eğer iyi derecede İngilizce bilmiyorsan, atletik testlerinde sıkıntın varsa, kuralları yorumlamada yetersiz isen, baban FIFA Başkanı, küçük amcan da UEFA Başkanı olsa ne yazar!
Gelelim ülke içine.
MHK'ların ortalama ömürleri 1 yıl. 
Son 11 yılda 9 MHK geldi, geçti.
9 MHK da sana torpil yapamaz ki...
9 MHK da seni iteleyemez ki...
Oyun kuralları baba-oğul tanımaz.
Yeteneğin olursa ve çalışırsan bir yerlere gelebilirsin!

Bunlar da baba-oğul!
Ünlü Belçikalı hakem Frank de Bleeckere, 3 kuşak dede-torun hakem.
Ünlü İngiliz hakem Howard Webb, baba-oğul hakem.
Ünlü Portekizli hakem Pedro Proença, baba-oğul hakem.
Dünya hakemliğinin patronlarından Hugh Dallas'ın oğlu hakem.
Şimdilik bu kadar örnek verdim. Sütunları ekonomik kullanmalıyım.

Biz ne babalar gördük?
Türk hakemliğinin tek problemi "babalarının hakem" olması olsun!
Biz eskiyi de iyi biliriz!
Birçok hakemin babası "kulüp başkanı" idi!
FIFA listelerini kulüp başkanları yapıyordu. 
Ve o hakemlerin sahada verdiği kararlar da hafızamızda tazeliğini koruyor.
Değerli meslektaşım Atilla Türker, yazı dizisinde bakalım bunları da irdeleyecek mi?

UEFA ‘er meydanını’ G.Kıbrıs'a kurdu!
Her yıl ocak-şubat ayında UEFA, hakemleri kış seminerine alır.
Buraya ilk defa FIFA kokardı takan hakemler ile şubat ayı ile beraber Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa liginde düdük çalacak olan "elit" ve bazı seçtikleri hakemler çağrıldı.
Bu yıl, bu seminer G.Kıbrıs'ta. 
2 gündür yardımcı hakemler eğitimden geçti. Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi ve milli maçlardaki ofsayt yorumları en son güncel haliyle işlendi.
Daha sonra UEFA'ya bağlı 54 ülkeden bu yıl FIFA kokardı takan Alper Ulusoy ve Deniz Ateş Bitnel gibi hakemler seminere alınacak.
Cüneyt Çakır ve Hüseyin Göçek de şubat ayından sonra Avrupa'da düdük çalacak hakemlerle birlikte (1-4 Şubat) seminer görecek.
G.Kıbrıs'a ayak basan hakemler önce UEFA gözetiminde "yoyo atletik" testinden geçecekler.
Daha sonra İngilizce kural sınavına girecekler.
Saniye farkı ile testi geçemeyenler, sınavda yetersiz bulunanlar Avrupa'da maç yüzü göremeyecek.
Bu testlere giren hakemlere; "Baban hakem mi? Gözlemci tanıdığın var mı? Ülkende arkanda siyasi güç var mı? Medya ile aran nasıl? Kulüpler Birliği seni tutar mı? Kamuoyu seni destekliyor mu? Yayıncı kuruluşla ilişkilerin nasıl? Gazetecilerle gizli gizli bir araya gelir misin?" diye sormayacaklar.
Karda-kışta, 40 derece ısı ve nemde antrenmanını yaptın mı?
Beslenmene dikkat ettin mi?
İngilizcen hangi noktada?
Kuralları İngilizce olarak özümseyebildin mi?
İşte UEFA G.Kıbrıs'ta bunları ölçecek. Sonra da şubat ayıyla beraber birbirinden zorlu maçlara sürecek.

Kamuoyu yönetmesin!
F.Bahçe Başkanı, 30 Eylül'de (6.hafta) "kaşar' değil, genç hakem istediklerini söyledi.
MHK Başkanı, 5 Ekim'de (7.hafta) "Yapılan siyah-beyaz hataların yüzde 86'sını 35 yaş üstü hakemler yapmış" dedi.
MHK, tecrübeli hakemleri küstürdü! 
Onları hazır tutamadı.
Gençlerle bu iş olur sandı. Onlar da bu yükün altında kaldı. 
MHK tayin yaparken, oyun kurallarını anlatırken; kamuoyuna, oraya-buraya, ekranlara bakmayacak!
Önünde UEFA gibi kurumsal hafızası çok güçlü bir yapı var.
UEFA her şeyi on binlerce defa denemiş bir yapı.
Fanteziye ya da maceraya gerek yok.

Teşhis doğru!
TFF Başkanı Yıldırım Demirören, dün "Uluslararası Futbol Zirvesi'nde" özetle şunu söyledi; "Kulüplerimiz borç batağının içinde. Ben de başkanlığım dönemimde hatalar yaptım. Artık mantalite değişmeli. Biz hâlâ hakemleri konuşuyorsak, attığımız adımların anlamı yok."

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.