HEDEF YENİ ANAYASA

A -
A +

Anayasa, bizde ilk defa 1876'da taçlı demokrasiye geçtiğimizde "Kanun-ı Esâsî" ismiyle hukuk mevzuatına ve hayatımıza girdi. Kanun-ı Esasi, esas, temel kanun demek. Cumhuriyetin ilânından sonra yapılan 1924 Anayasasının ismi ise esas teşkilat kanunu anlamında Teşkilât-ı Esâsiye Kanunu'dur. Bu ibareye 1961'de "Anayasa" ismini verdiler. 1876 Kanûn-ı Esâsîsi dahil, Türkiye'deki bütün anayasalar darbe mahsulüdür...

Amerika Birleşik Devletleri anayasası, 17 Eylül 1787 tarihlidir. 7 Maddedir. İlk metin tek sayfaydı. Daha sonra 27 defa değişiklik yapılmış ve tek sayfa dört sayfaya çıkmıştır. Yasama, yürütme ve yüksek mahkeme ile vatandaş hakları ve anayasaya dair usul maddelerinden ibarettir. Yasama, senato ve temsilciler meclisi olmak üzere çift yapılıdır. Yürütmenin başı Başkandır. Bir de yüksek mahkeme vardır. Aslında burada kasdedilen yüksek değil, âli/yüce mahkemedir. Yükseklik fizikî ifadeyken âli veya yüce olmak mânevîdir...

Anayasalı nizâm, yurdumuza Amerikan anayasasından 89 yıl sonra gelmiştir. O anayasası, sürekli şekilde yürürlükte iken ve sivil irade tarafından yapılmışken ve çok az maddeli iken bizde darbelerden sonra inşa olmuştur ve çok maddelidir. Amerikan anayasası, temel fikir olarak insanın yaşama hakkını, hürriyetini ve refahını ele alır söze "biz" diye başlar...

Anayasa, bir çatı kanundur. Alttaki kanun ve tüzüklerle diğer hukuki tasarrufların buna uygun olması şarttır. Kaide budur. Ama darbelerden sonra hazırlanan, darbecilerin amir görüşlerini aksettiren bir anayasa ne kadar doğrudur ki diğer kanunlar ona bakarak doğrulsun, düzelsin ve vatandaşın sahip olması gereken hukukunu koruyabilsin.

27 Mayıs 1960'da kan bulaşan 1961 Anayasası 1980 darbesinden akan kanla 1982'de yine kanla yıkanmaya çalışıldı. Tabii ki temizlenemedi. Millete yük olan bu anayasa, defalarca değiştirildi ama arşive kaldırılıp yerine yeni bir anayasa yapılamadı. Kabahat ne tek başına darbecilerindir ve ne de siyasetçilerin. Onların büyük sorumlulukları var. Bu elbette öyle. Lâkin dile gelmeyen bir sorumluluk daha mevcut. Her darbe, aynı zamanda hukuk ve hukukçuya da darbe olmuştur. Hukuk teamülle beslenir. Darbelerse o birikimi tarumar eder. Her defasında yetişmiş hukukçular hırpalandığı, yolu kesildiği, emekli edildiği için dünya çapında büyük hukukçularımız yetişememiş ve esas itibariyle hukuk mütefekkiri yerine kopyala yapıştırcı kolaycılar çıkmıştır.

Bu sebeplerden dolayı anayasa, her kesim tarafından istendiği hâlde değiştirilememiştir. Garabet hatta ayıba bakılmalı ki 12 Eylül darbecileri yargılanmakta ama anayasaları devam etmektedir.

7 Haziran 2015 bu ayıptan kurtulma fırsatını getirebilir.

Bu defa daha evvel yapılan taslak hâlindeki 60 kadar madde de kaale alınmayarak tamamen sivil, kısa, özlü ve lisan olarak çok muhkem bir anayasa inşa edilmelidir.

Anayasası yamalarla dolu olan bir devlette hâliyle diğer kanunlar da bozuk işler.

Bu bozukluktan kurtulmak için 7 Haziran 2015'te bir parti tek başına anayasayı değiştirecek çoğunlukla iktidar olmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.