“İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur. Cahil din adamları, kendi görüşleri ile fetvâ vererek fitne çıkarırlar. İnsanları doğru yoldan saptırırlar.”
Fadl bin Muhammed Şa’rânî hazretleri hadîs âlimi olup, hafız, yani râvileriyle beraber yüz bin hadîs-i şerîfi ezbere bilirdi. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mektûbuyla Müslüman olan Yemen Vâlisi Bâzân’ın soyundandır. 282 (m. 895) yılında vefât etti. Naklettiği bazı hadis-i şerifler:
Mensûr bin Ammâr’ın rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Cehennem mü’mine: (Çabuk) geç! Nûrun ateşimi söndürecek der.”
Diğer hadis-i şeriflerde de buyurdu ki: “Rab olarak Allah, din olarak İslâm, Peygamber olarak da Muhammed’i (aleyhisselam) kabul eden kimse imânın tadını tatmıştır.”
“Allah korkusundan mü’minin kalbi ürperdiği vakit, ağacın yaprakları düşer gibi günahları dökülür.”
“Bu Abdulmuttalib oğlu Abbâs’tır. Kureyş'te en cömert ve akrabalık bağlarına en saygılı olandır.”
“İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur. Cahil din adamları, kendi görüşleri ile fetvâ vererek fitne çıkarırlar. İnsanları doğru yoldan saptırırlar.”
“Dünyada adâleti gözetenler, kıyâmette, böyle davranmalarının mükafatı olarak inciden minber üzerinde otururlar.”
Resûlullah efendimize “Amellerin en efdali hangisidir” diye soruldu. Buyurdu ki: “Fakirlere yemek yedirmek, tanıdığına ve tanımadığına selâm vermektir.”
“Namazı şartlarına uygun olarak kılanlara, o namaz kıyâmet günü delil ve kurtuluş olur. Ona devam etmeyenler kıyâmet günü perişan olurlar.”
“Cemâatle namaz kılmak için yola çıkan kimsenin, attığı her adımda bir günahı silinir ve amel defterine bir sevap yazılır.”
“Allaha ve âhiret gününe îmân eden, misâfirine ikram etsin. Allaha ve âhiret gününe inanan, komşusuna hürmet etsin. Allaha ve âhiret gününe îmân eden, hayrı söylesin, yahut sussun.”
“Cehennemden uzaklaşıp, Cennet’e girmek isteyen son nefeste kelime-i şehâdet söylesin ve kendisine yapılmasını arzu ettiği şeyleri başkasına yapsın.”
“Îmânlarının selâmeti uğruna, dünyalıktan kayıplarına aldırış etmedikleri sürece; tevhîd, Allahü teâlânın gazabını onlardan uzaklaştırır. Bunu yaptıkları, yani dünyalıktan olan kayıplarına üzüldükleri ve (Lâ ilahe illallah) dedikleri zaman Allahü teâlâ, yalan söylüyorsunuz, bu sözünüzde sâdık değilsiniz, buyurur.”