Bakan Nebati ve EYT…

Sesli Dinle
A -
A +

Emeklilikte Yaşa Takılanlar konusunun 2023 öncesi çözüleceğini ilk bu köşede, 5 Eylül 2021’de yazmıştım malumunuz.

 

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran o yazıdan sonra kaynağımı çokça merak eden olmuştu; geldiğimiz aşamada artık bunu açıklamakta beis yok, çünkü ortada büyük bir haksız itham var.

 

Bugün EYT karşıtıymış gibi hedefe konulan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’den dinleyip yazmıştım bu hazırlığı.

 

O dönem bakan değil, bakan yardımcısıydı.

 

Kendisinden aktardığım cümle de şuydu; 1999 yılında Ecevit hükûmetinin çıkardığı kanun sebebiyle Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) beklentisi yerine getirilecek ve geçmişin mağduriyetleri giderilecek.

 

3600 ek gösterge gibi, toplumdaki diğer beklentilerin de 2023 öncesi karşılanacağını aktarmış, Türkiye Yüzyılı vizyonunun nasıl bir perspektifle gerçekleşeceğini kendisinden dinleyerek satırlara dökmüştüm.

 

3600 ek gösterge meselesi çözüldü mü?

 

Çözüldü.

 

EYT konusu çözüm yoluna konuldu mu?

 

Konuldu.

 

Yani demem o ki, birilerinin karikatürize ettiği şekilde Bakan Nebati bu çalışmalardan bihaber değil, hatta taş koymaya çalışan kişi hiç değil.

 

İmkânları sonuna kadar zorlayacaklarına, zorladıklarına eminim.

 

Sosyal medyada dolaşan yalanlara bakarsanız, Bakan Nebati ile Çalışma Bakanı Bilgin kabine toplantısında tartışmış.

 

Hiç öyle bir şey yok; çünkü o gün TBMM’de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçesi görüşülüyordu, dolayısıyla Bakan Nebati kabine toplantısında bulunmuyordu.

 

Katılmadığı toplantıda Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’le nasıl tartışmış olabilir?

 

Bir yalan ortaya atıyorsunuz, bari ayaklarını sağlam oturtun!

 

             ***

 

Peki, 2021 Eylül’ünden bu tarafa Bakan Beyin fikirleri değişmiş olabilir mi?

 

O tarihten bugüne Türkiye’nin ciddi sıkıntılara düştüğü doğru.

 

Piyasaları altüst eden dolar ve enflasyon patlaması, Ukrayna-Rusya savaşı belki o gün hesapta yoktu.

 

Ama bütün bu olanlara rağmen sözler tutuldu, EYT’nin çözümü için de artık son dokunuşlara gelindi.

 

İnşallah bu ay sonuna kadar EYT mevzusu çözülmüş olacak.

 

Bakan Beyin, Hazine’den sorumlu kişi olarak, bunun Hazine’ye getireceği külfeti hesaplayıp, tablosunu Cumhurbaşkanımızın önüne koyması kadar normal bir şey yok.

 

En nihayetinde onun görevi bu.

 

Fakat şu kadarını biliyorum ki; Bakan Bey, bu mevzunun çözülmesi konusunda en az EYT’liler kadar istekli.

 

             ***

 

“Yaş sınırı olacak mı?” derseniz…

 

Şahsen buna ihtimal vermem.

 

Zaten bütün EYT’lilerin yaş ortalamasının 49 olduğu tespit edilmiş; 50 yaş şartı koysan ne yarar sağlayacak?

 

Hele ki, 8 Eylül 1999’da yapılan değişiklikle çalışanların ellerinden alınan hakların hiçbir yeni şart koşulmadan iade edileceği beyan edilmişken…

 

Bunca tantanadan sonra yeni bir yaş sınırı koymak, Ecevit hükûmetinin imza attığı “hak gaspını” gidermez, en fazla bir-iki sene geriye çeker; o da kimseyi memnun etmez.

 

Siyasi olarak da mesele muhalefetin elindeki bir kozu almaksa attıkları taş kurbağayı ürküttüklerine değmez.

 

Hükûmetin bu istismara aralık bırakmayacağını düşündüklerinden olsa gerek, düne kadar sosyal medyada EYT’lileri istismar eden kripto hesaplar ve muhalif fırsatçılar, şimdi de “EYT istemiyoruz” etiketi açarak, EYT karşıtlığına soyunmuş durumdalar!

 

Neymiş, 8 Eylül 1999 sonrası işe başlayanların suçu neymiş!

 

Yıllarca EYT’lileri tahrik edenler, bu defa da özellikle gençleri buradan kışkırtmaya çabalıyorlar.

 

Hazır mevzu açılmışken onların da cevabını verelim.

 

             ***

 

Siz işe başladığınız gün, kaç yaşında, hangi prim günü sayısıyla emekli olacağınız belliydi, şartlarınız değişmedi.

 

EYT’lilerin ise yıllarca çalıştıktan sonra, yeni işe başlayanlar gibi, bir gecede emeklilik süreleri 10 yıl kadar ileri atıldı.

 

Yani işe başlangıç tarihi itibarıyla sizin bir hak kaybınız yok, kanun geriye işletilerek emeklilik hakları elinden alınanların mağduriyeti var.

 

Bunu anlamak bu kadar zor mu?

 

Şunu yazanları gördüm; doğruysa 1999’daki kanun değişikliğinden üç gün sonra işe başlamış, niye şimdi 10 yıl sonra emekli olacakmış?

 

Madem öyle, aklın neredeydi, üç gün önce, bir ay önce sigortanı yaptırsaydın!

 

“Nasıl olsa bir şey değişmeyecek” deyip kulak ardı yaptıysan şimdi kızgınlığın kime?

 

O kanun çıktığında, yürürlüğe girdiği tarihten sonra işe başlayanları kapsaması gerekirken, öncekileri de içine alacak şekilde düzenleme yapılmış, milyonlarca insanın hakkı gasbedilmiş… Adalet arayanın buna itiraz etmesi gerekmez mi?

 

Böyle tartışmalar eskiden bedelli askerlik çıktığında olurdu gençler arasında.

 

Fakat orada yapacak bir şey yoktu, çünkü doğum tarihi baz alınıyordu.

 

Doğum tarihini değiştirmek mümkün olmayacağına göre, herkes kaderine razı oluyor, bir günle bedelliyi kaçıranlar üzülüyordu.

 

Lakin EYT konusu aynı şey değil.

 

Kimseye hak etmediği bir lütufta bulunulmuyor, aksine çalışmaya başladıktan yıllar sonra “kuralın değişti” denilerek mağdur edilen milyonların hakkı teslim ediliyor.

 

Askerlikte bir laf vardır; bizimle mi bot bağladınız?

 

Diyorlar ki, bu insanlar hem emekli maaşı alacak, hem çalışacak.

 

İyi ya işte! Sigorta primi ödemeye devam edecek, devlete külfeti azalacak…

 

Hâlihazırda emekli olanların hepsi evinde mi yatıyor ki, buna itiraz ediyorsunuz?

 

Ayrıca çalışmak istiyorsunuz da iş mi bulamıyorsunuz? Hemen her sektör yana yakıla çalıştıracak adam arıyor, sizin derdiniz ne?

 

Son sözü, EYT’yi sulandırmak için bastıran işverenlere söyleyelim.

 

Siz çalışanınızdan, çalışanınız sizden memnun ise mutlaka makul bir yol bulunur. Zaten hükûmet de buna destek olacağını açıkladı.

 

Neyin endişesini yaşıyorsunuz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.