“Temiz şehir” markası Tokat’ın olacak

Sesli Dinle
A -
A +

Politik mevzulardan sıkıldıkça Anadolu’ya kaçarım yazılarımda.

 

Birçok şehri yazdım; Erzurum, Giresun, Kayseri, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adana… Ve daha birçok şehri.

 

Memleketim ama, ilk defa Tokat’a gazeteci kimliğimle davetli gittim.

 

Valilik ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı öncülüğünde basın mensuplarının katıldığı bir geziydi.

 

Türkiye’nin hemen her yerinde olduğu gibi, Tokat da başta turizm ve sanayi olmak üzere, büyük yatırımlara kucak açmakta.

 

Beş organize sanayi bölgesi dolmuş, yeni yer arayışındalar.

 

Tokat Havalimanı açıldığında hazım problemi çekip, “Oraya yolcu mu gider?” kampanyası yapan muhalif kafa şimdi gitsin, görsün sonuçlarını.

 

Haftada üç olarak planlanan sefer sayısı önce İstanbul’dan günlük uçuşlara dönüştü, şimdi akşam seferi de konuldu, buna rağmen erken davranmazsanız bilet bulmak imkânsız.

 

Üstelik de bu mevsimde.

 

Hatta umre seferleriyle yurt dışı uçuşlar da başlamış, yakında iç-dış pek çok noktaya art arda uçuşların açıldığını, kargo uçaklarının kalkıp indiğini hep birlikte göreceğiz.

 

Havalimanı öyle bir fayda sağlamış ki, Almus ilçesine 800 milyon liralık turizm yatırımı için Hindistan’dan gelen bir yabancı yatırımcı ile karşılaştım; ailesi ile birlikte Tokat’a yerleşecekmiş.

 

Yatırımcının gelmesinde Almus Belediye Başkanı Bekir Özer’in de büyük payı olmuş, burada hakkını teslim etmek gerek.

 

Umarım bürokratik engeller çıkarılmaz da, Almus gibi 23 bin nüfuslu ilçe böylesine büyük bir yatırımla ihya olur.

 

Keza Mısır’dan, Suudi Arabistan’dan yatırımcıların Tokat’ta pazar araştırması yaptıklarını, ayrıca Ballıca Mağarası gibi dünyaya nam salmış bir değere sahip oldukları için, pek çok ülkeden turist ağırlamaya başladıklarını öğrendim.

 

Sanayide elbette şehrin avantajlı teşvik yatırımları kapsamına alınmasının payı büyük ama, havalimanı ile birlikte ulaşım probleminin ortadan kalkması çok daha büyük ivme kazandırmış şehre.

 

Bir de projesi tamamlanan Gerede-Gürbulak otobanı var sırada.

 

Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden olan, bakır ve mermer başta olmak üzere, birçok yer altı zenginliğini barındıran tarihî İpekyolu üzerindeki Tokat asıl o zaman uçacak, bunlar onun ayak sesleri sadece.

 

“Temiz şehir” markası Tokat’ın olacak

 

               ***

 

Seyahat fırsat oldu, ilk kez tanıştığım Tokat Valisi Numan Hatipoğlu’nun yanı sıra Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu ve bazı ilçelerin belediye başkanları ile sohbet ettik.

 

Kiminle konuşsam gözleri ışıl ışıldı, şehrin geleceği adına büyük umutlar taşıdıkları yansıyordu sözlerine.

 

Sonuçta orada büyüdüm, eski hâlini de biliyorum, şimdikini de…

 

Kanal Tokat şehrin gururla gösterilecek projesi oldu, eski mezbelelik hâlinden eser kalmadı.

 

Aynı şekilde belediyenin su kanalları güzergâhında yaptığı peyzaj da modern bir güzellik kattı Tokat’a.

 

Peş peşe oteller açılıyor, yalnız işletmecilikte henüz yolun çok başındalar, bu da bariz şekilde ortada.

 

Bu ivme yakalandı ya, o da hallolacaktır günden güne…

 

“Temiz şehir” markası Tokat’ın olacak

 

               ***

 

İşim gereği çok ülke, çok şehir gezdim.

 

Adana’da beş yıldızlı bir otelden gece ATM’ye gitmek için çıktığımda, meşhur Taş Köprü’nün etrafında lağım fareleri cirit atıyordu mesela.

 

Benzer bir köprü var Tokat’ta…

 

Günün hangi saatinde giderseniz gidin, asla böyle bir şey göremezsiniz…

 

Aksine alabildiğine temiz ve bakımlı çevresi.

 

Bunda da en büyük pay Başkan Eroğlu’nun, yakinen biliyorum.

 

Kanal Tokat gibi, şehri simgeleyen Tokat Kalesi'nin çevresindeki gecekonduları da estetik bir görünüme kazandıracak çok büyük bir proje üzerinde çalışıyor yıllardır.

 

Orayı da tamamlayıp, koruma altındaki bu bölgeyi İtalya’nın ünlü Cinque Terre Köyü modeli bir çehreye kavuşturursa, bu şehir muazzam bir çekim merkezi olacak, inanıyorum.

 

Çünkü burası orta Karadeniz şehri, tabiat güzelliği var, mutfağı deseniz Türkiye’de ilk beşe çok rahat girecek kadar güçlü…

 

Avantajı hem Karadeniz, hem Doğu, hem de İç Anadolu’ya sınır olması ve hepsinden beslenmesi.

 

Kendine has o kadar ürünü var ki…

 

Her ne kadar tarımda zamana uyup, eski tatları nadiren bulabilsek de, inanılmaz ürün çeşitliliği barındırıyor bu coğrafya.

 

Gastronomide Tokatlı çok kıymetli isimler yetişmiş; Deniz Şahin mesela. Michelin Bib Gourmand ödüllü şef.

 

Eşi Adnan Şahin’i gazetemizdeki Halkın Mutfağı’ndan tanırsınız. Anadolu halk mutfağının bir numarası ve hayatını gastronomiye adamış çok kıymetli bir isim.

 

Der ki; “Gastronomi topraktan başlar.”

 

Toprak deyince, ürün deyince, kralı Tokat’ta.

Kebabından belli değil mi zaten!

Asıl güzel olan şu; tarımda da gidişat aşağıya değil, yukarıya.

 

Şimdi gelelim çok önemli bir eksiğe…

 

“Temiz şehir” markası Tokat’ın olacak

 

               ***

 

Anadolu’daki pek çok şehir gibi, Tokat’ın da en büyük problemi umumi tuvaletleri.

 

Yok değil, tuvaletler var elbet.

 

Duymuşsunuzdur, zaten Anadolu’nun ilk umumi tuvaleti Sıkdişini Helası” bu şehirde…

 

Tadilata alınmıştı, tamamlanmak üzere.

 

Bittiğinde Su ve Temizlik Müzesi olarak gezilecek.

 

Böyle bir kültüre sahip şehirdeki tuvaletlerin özellikle de yurt dışından gelen misafirleri ağırlayacak standartta olmaması şehre yakışmıyordu.

 

Klozet bulamıyorsunuz, bulsanız da hijyeni sağlayan plastik rulo eksik.

 

Tuvalet kâğıdı, kâğıt el havlusu, sensörlü musluklar ve kapılar, musluklara kışın sıcak su veren sistem bugüne kadar ihmal edilmiş maalesef.

 

Aslında hiç zor şeyler değil bunlar ama, nedense Anadolu hem turist istiyor, hem de şehirlerine gelecek misafirleri rahat ettirecek bu ufak detayları göremiyor.

 

Gittiğim pek çok şehirde olduğu gibi, burada da yetkililerle görüşmelerimizde ana gündemimde bu vardı.

 

Beni mutlu eden şey; Tokat’ın bu eksiğini gidermek için çalışmalara başladığı oldu.

 

Bilirsiniz, bir akaryakıt firması istasyonlarında sırf tuvalet temizliğini öne çıkararak, insanların en çok tercih ettiği marka oldu.

 

Aynı ekip, bu defa Tokat’ın umumi tuvaletlerini aynı standarda yükseltmek için davet edilmiş.

 

Temizliğin simgesi tarihi hamamları ve Anadolu’nun ilk umumi tuvaleti Sıkdişini Helası ile bilinen Tokat’a da bu yakışırdı.

 

Şehrin turizmde kalkınmasını sağlayacak bu çalışmanın kesinlikle takipçisi olacağım.

 

Açıkçası biraz da kendime vazife edindim.

 

Tamamlandığında “en temiz şehir” markası kesinlikle Tokat’ın olacak.

 

.....

 

Not: Tokat bu hafta İstanbul’da. Vaktiniz olursa 1-4 Aralık tarihlerinde Yenikapı’da düzenlenen Tokat Günlerine davetlisiniz.

 

“Temiz şehir” markası Tokat’ın olacak

 

 

 

Tokat’a dair…
 
* "Drakula" diye bilinen, Kazıklı Voyvoda III. Vlad’ın (Tepeş) Tokat Kalesinde tutsak olarak kaldığını,

 

* Dünyaca ünlü Apollon heykellerinden bir tanesinin Tokat Müzesi’nde bulunduğunu,

 

* Yavuz Sultan Selim Han’ın Çaldıran seferine giderken otağını Reşadiye (Demircili) Selemen Yaylasında kurup, burada Cuma namazını kıldığını,

 

* Hazreti Mevlâna’nın 'Fih-i Ma fih' adlı eserinde “Tokat'a gitmek gerek. Çünkü Tokat'ta insanlar ve iklim mutedil” diye Tokat’ı övdüğünü,

 

* İlim ve fikir adamı Şeyhülislam İbn-i Kemal’in Tokatlı olduğunu,

 

* Osmanlı’da en çok şeyhülislamın (7) Tokat’tan çıktığını,

 

* Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın Tokatlı olduğunu,

 

* Şeyh Ahmet Yesevi hazretlerinin talebelerinden olan Hubyar Sultan’ın Tokatlı olduğunu ve mezarının Almus’un Tekeli Yaylası’nda bulunduğunu,

 

* Anadolu’nun önemli ozanlarından Kul Himmet’in Tokat’ın Almus İlçesi Varzıl Köyü’nde yaşadığını,

 

* Türklerin Anadolu’ya gelişinden itibaren 900 adımda 900 yıllık Türk İslam Eserlerini bir arada görebileceğiniz tek yerin Tokat olduğunu,

 

* Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde sergilenen “Çocuğunu Emziren Kadın” heykelinin Erbaa Horoztepe’den çıktığını,

 

* 1730’da başlayan Patrona Halil İsyanından itibaren padişahın fermanı ile Osmanlı topraklarındaki tüm hamam işletmelerinin günümüze kadar Tokatlılara (Reşadiye ağırlıklı) verildiğini,

 

* Melik Danişmend Gazi tarafından 11. yüzyılda yaptırılan Garipler Camii’nin 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra bütün Anadolu’daki en eski cami olduğunu,

 

* Danişment Sultanı Nizamettin Yağıbasan tarafından yaptırılan Yağıbasan Medresesinin Anadolu’nun ilk medresesi olduğunu,

 

* Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük ağır sanayi tesisi olan bakır kalhanelerinin Tokat’ta olduğunu,

 

* Osmanlı İmparatorluğu’nun İznik, Kütahya, Çanakkale’den sonra en önemli seramik üretim merkezinin Tokat’ta bulunduğunu,

 

* 17. ve 18. yüzyılda Osmanlı saray mensuplarının, -valide sultanlar dâhil- giydikleri elbiselerin Tokat’ta dokunup gönderildiğini,

 

* Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli dericilik sanayisinin Tokat’ta olduğunu,

 

* Bir dönem Tokat’ın bereketli topraklarında 37 cins üzüm, 25 çeşit armut türünün bulunduğunu,

 

* Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli ipekböcekçiliği ve ipekli dokuma merkezlerinden birisinin Tokat olduğunu,

 

* 1847 yılına kadar Tokat’ın Osmanlı karagümrüklerinin merkezi olduğunu,

 

* Anadolu’dan geçen Roma, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu dâhil, yolların kavşak noktasının Tokat olduğunu,

 

* Bir dönem sadece Sulusokak’ta 12 tane şehir hanının bulunduğunu,

 

* Dünyada ilk tek kişilik konaklamalı otel odaları dâhil olmak üzere, butik otelciliğin ilk defa Tokat’ta Deveciler Hanında uygulandığını,

 

* Dünyada günümüze ulaşmış en eski bağımsız bir helânın Tokat’ta hâlâ mevcut olduğunu,

 

* Sıkdişini Helâsının Selçuklu döneminde Anadolu’da ilk defa kanalizasyon şebekesinin (iki koşum at arabası geçecek büyüklükte) Tokat’ta yapıldığını ve Cumhuriyet döneminde dahi kullanıldığını,

 

* Aksu şebekesi ve 12 km’lik sulama sistemi ile Tokat şehrinin su ihtiyacının 600 yıl önce giderildiğini,

 

* Mevlâna Celaleddin-i Rumi Hazretleri hayatta iken Konya’dan sonra açılan ikinci Mevlevi dergâhının Tokat’ta olduğunu,

 

* Anadolu’ya Halveti tarikatını ilk kez getiren ünlü mutasavvıf Abdulmecid Şirvanî hazretlerinin Tokat’ta irşad vazifesinde bulunup Tokat’ta medfun olduğunu,

 

* Anadolu’nun ilk tıp ve astronomi bilimlerinin Niksar merkez olmak üzere, Tokat’ta okutulduğunu ve ilk tıp fakültesinin burada kurulduğunu,

 

* İl sınırları içerisinde beşer yüz metre irtifa ile üç tane ovaya sahip dünyadaki tek vilayet olduğunu,

 

* Dünyanın en kuzeyinde yetişen Lübnan sedir ormanlarının hâlen Erbaa ve Niksar Akıncılar köyü bölgesinde mevcut olduğunu,

 

* Dünyada ilk dikey millî su değirmenlerinin Niksar’da bulunduğunu,

 

* Tokat müzesinin Anadolu’da ilk açılan müzelerden birisi olduğunu,

 

* 1950 yılına kadar Tokat’ın İstanbul, Ankara ve İzmir'den sonra en çok vergi veren dördüncü vilayet olduğunu,

 

* Dünyada ilk külçe bakır üretim ve ticaretinin Tokat’ta yapıldığını,

 

* Prens Charles’in (Kraliçe Elizabeth’ten sonra İngiltere kralı oldu) Sulusaray Sebastapolis’i iki defa ziyaret ettiğini,

 

* 1994 yılında öldürülen gazeteci yazar Ahmet Taner Kışlalı’nın Zileli olduğunu,

 

* Çağımızın ‘Dedekorkut’u olarak bilinen ünlü hikâye ve roman yazarı Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Zileli olduğunu,

 

* Osmanlı'nın ilk su şebekelerinden (karuz, kerhiz) keerüzün Zile’de yapıldığını,

 

* Roma İmparatoru Jul Sezar'ın dünyaca ünlü sözü Veni-Vidi-Vici'yi (geldim-gördüm-yendim) Zile’de söylediğini,

 

* Orta Asya’daki kadın hatun, yani KATUN (kadın lider) geleneğini 1860 yılında Zile’de Anşa Bacı diye bir kadının yaşattığını ve Anadolu Aleviliğinde dedeliğin hanedan sürmesine rağmen, Anşa Bacının dede soyundan gelmeyerek orta Anadolu’daki büyük alevi gruplarını kendi talipleri arasına kattığını,

 

* MÖ 2000’li yıllarda Frig dinlerinden Anaitisis dininin “hac” merkezinin Zile olduğunu,

 

* Zile’deki Anahita tapınağına her yıl on binlerce Anaitis’in ekim ayının ilk haftası buraya geldiğini ve Zile panayırının bundan doğduğunu,

 

* Türkiye’nin en zengin mermer yataklarının Zile’de bulunduğunu ve günlük Zile’den yaklaşık 50 tır kamyon ile Çin'e mermer ihracatı yapıldığını,

 

* Osmanlı döneminde, divan kararı ve padişah fermanı ile düzenlenen altı panayırdan birinin Zile Panayırı olduğunu,

 

* Dünyada bulunan 6 Hitit tabletinden birinin Zile Küçüközlü Köyü'nden çıktığını,

 

* 1935 yılında Zilelilerin kendi aralarında topladıkları para ile Çekoslovakya'dan T16 tipi savaş uçağı alarak, Millî Tayyare Cemiyeti yani Türk Hava Kuvvetleri’ne bağışladıklarını ve uçağın adının Zile Tayyaresi olduğunu,

 

* 2021 Yılı Türkiye Turizm İstatistiklerine Göre;

 

Yabancı turist sayısı sıralamasında 67, yerli turist sayısında 42, toplam turist sayısında 44. sırada olduğunu biliyor muydunuz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.