Tarihin en büyük yolsuzluğunu yapmakla suçlanan…
Sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile sınırlı kalmayıp, ilçe belediyeleri, hatta öteki şehirlerde CHP belediyelerini de içine alan örgütlü yolsuzluk şebekesinin liderliği ile yargılanacak olan…
Bu da yetmezmiş gibi, örgütüne dağıttırdığı para, hediye ve kadro ulufelerinin yanı sıra delegelere karşı işten çıkarma tehditlerini de kullanarak CHP kongresini satın almakla itham edilen Ekrem İmamoğlu, “Duruşmalarımı TRT canlı yayınlasın” talebinde bulunmuştu.
Siyasi geleceği İmamoğlu’na bağlı olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in aracılık ettiği talebe Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli de olumlu sinyal vermişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, bu gelişmeler üzerine, “Yüzyılın en büyük yolsuzluk dosyası” dedikten sonra, duruşmaların TRT’den canlı yayınlanması ile ilgili “Kanunda böyle bir madde yok. Düzenleme olursa olur. Dosyamızdan eminiz” açıklamasında bulunarak, bir nevi meydan okumuştu.
Önceki gün, bu duruşmaların nasıl olabileceğine dair fragman izledik.
***
Kuzey Kıbrıs’ta Girne Amerikan Üniversitesinde okurken, denkliği olmayan İstanbul Üniversitesine usulsüz geçiş yaptığı YÖK tarafından da belgelenerek diploması iptal edilen Ekrem İmamoğlu, bu suçtan dolayı yargılandığı duruşmayı CHP’li yandaşları ile birlikte âdeta şova çevirdi.
Güya fotoğraf çekmenin bile yasak olduğu duruşma salonunda olanlar, tam anlamıyla kepazelikti.
Koskoca mahkeme salonunu tribüne çeviren CHP’lileri susturması gerekenler sadece izlemekle yetindi!
İmamoğlu bu, fırsatı kaçırır mı?
İstanbul kongresinde dönen dolaplar sebebiyle görevden uzaklaştırılan Özgür Çelik’e kravatını mı atmadı, karısına aşk seremonileri mi yapmadı…
Siz hiç mahkeme salonunda, futbolcuların tribünleri selamlaması gibi, oradan oraya dolaşıp salondakileri selamlayan sanık gördünüz mü?
Başkası olsa, sanık sandalyesinde kaşını bile kaldırsa azarlayacak hâkimler dut yemiş bülbüle döndü, başkasına şahin kesilen jandarma sanki salona sanık getirmemiş de, peşinde korumalık yapıyormuş gibi bir role büründü.
Kim ne derse desin Ekrem İmamoğlu, proje için seçilmiş iyi bir siyasetçi, meydanı bırakırsan golü atar… Nitekim öyle de yaptı.
O bunu yapar da, asıl işini yapması gerekenler ne yaptı? İşte sıkıntı orada.
Ey hâkimler! Sizin gücünüz sadece CHP’li olmayanlara mı yetiyor?
Yoksa bu işin altında başka şeyler mi yatıyor?
Ve siz, yolsuzluk davalarını da böyle mi göreceksiniz?
Bir de bunu millete TRT’den canlı mı izleteceksiniz?
*************
Yeni versiyon CHP’lilerin, eski CHP’lileri bile çıldırtan bir yeteneği oluştu…
Neyle suçlanırlarsa suçlansınlar, haklarında ne tür deliller ortaya çıkarsa çıksın, içlerinden hangi itiraflar yapılırsa yapılsın, üstlerine almıyorlar!
Pişkinliğin doruk noktasını da çoktan aştılar, arsızlığın çatısını çatlattılar.
Ekrem İmamoğlu, şova çıktığı duruşmada, Kıbrıs’ta okuduğu üniversiteden, denkliği bulunmayan İstanbul Üniversitesine nasıl geçiş yaptığına mahkemede izahat yapma gereği bile duymadı mesela…
Okunan iddianameye “Benimle alakası yok” deyip geçti sadece, o kadar…
***
İmamoğlu CHP’si, yolsuzluk örgütüyle ilgili bugüne dek ortaya konan hiçbir belge, rapor ya da itirafa akla yatan bir cevap vermedi, çoğunu diline bile almadı.
Bunu yapmadılar da, ne yaptılar peki?
Yolsuzluk ve usulsüzlük ihbarlarını CHP’lilerin yaptığı…
Belgelerin ve itirafların neredeyse tamamı CHP içinden gelen bir soruşturmayı, hükûmete ve AK Parti’ye yıktılar.
CHP İstanbul İl Başkanlığı üzerinde yaşanan kavga, bunun en basit örneği.
Bu şirretliğe karşı AK Parti ve hükûmet ne yapıyor derseniz…
Yahut yargı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in sağlam duruşu dışında, vaziyet, yukarıda anlattığım diploma duruşması şovundan belli zaten.
Kaç AK Partiliyi, bu kadar aleni rezalet ve yüzsüzlük sergileyen CHP’lilerin karşısında çatır çatır kavga ederken görüyoruz?
Böyle bir CHP ile susarak, izleyerek, sadece Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını bekleyerek mi mücadele edecekler?
Tıpkı Gezi olaylarının ilk günlerinde olduğu gibi!
Öyleyse hatırlatalım; merhum Başbakan Adnan Menderes kibar bir insandı, bu CHP’lilerin ona ne yaptığını gördük.
Şayet Erdoğan da öyle bir karakter olsaydı, bugünleri görür müydü?
Yahut AK Parti diye bir parti kalır mıydı ortada?
***
İngiliz Büyükelçisi ile yediği yemeği, İstanbullunun yaşadığı kar esaretinden daha önemsiz görmediğini açık açık söyleyen Ekrem İmamoğlu’nu hafife mi alıyorlar, yoksa arkasındaki güçlerle mücadele edemeyeceklerini düşünerek korkuyorlar mı, bilmiyorum…
Bildiğim bir şey var ki, 2019 Mart seçimlerinde bu İmamoğlu ve arkasındaki güç her ne ise, satır kaydırma gibi hilelerle AK Parti adayı Binali Yıldırım’ın oylarını çaldı, sadece sandıkların sadece yüzde 10’u sayıldığında bile, İmamoğlu ile Yıldırım arasındaki fark 30 binden 14 bine düştü.
Geri kalan yüzde 90’ı tekrar saydırtabilseydiler, şimdi de çaldığı paralarla siyaseti dizayn etmekle suçlanan bir Ekrem İmamoğlu figürü olmayacaktı karşımızda, ama beceremediler.
Oysa şu CHP’deki güce bakın ki, gece yarısı hâkimleri mahkemeye getirtti, istediği “Oyların yeniden sayımını durdurma” kararını aldırttı ve ertesi gün o mahkemenin başkanı görevini yapmanın huzuruyla (!) emeklilik dilekçesini verip evine gitti.
Ey AK Partili siyasetçiler!
Siz bu işin bile peşine düşmediniz, bir de YSK’nın ‘seçim tekrarı’ tuzağına düştünüz ve bugün bakın neyle uğraşıyoruz!
Ve siz şimdi, bunca belgeye, bunca itirafa, bu denli büyük bir yolsuzluğa rağmen, CHP’nin kendi suçunu AK Parti’ye yıkmasına yine susuyorsunuz, öyle mi?
Ne diyelim, siz bilirsiniz.
Yücel Koç'un önceki yazıları...