Derviş Zaim, meşhur hırsız Mustafa Serttaş'ı dökümanter filminde anlattı: Dolandırıcı 'Tavuri' çocukluk arkadaşım

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Derviş Zaim, meşhur hırsız Mustafa Serttaş'ı dökümanter filminde anlattı: Dolandırıcı 'Tavuri' çocukluk arkadaşım

Kültür - Sanat Haberleri

Dolandırıcı Mustafa Serttaş’ı “Tavuri” adlı dokümanter filmle beyazperdeye taşıyan yönetmen Derviş Zaim, hikâyenin çocukluğuna dayandığını söylüyor.

Tavuri lakaplı Kıbrıslı meşhur dolandırıcı ve hırsız Mustafa Serttaş, Türklerin yanı sıra Rum lider Tasos Papadopulos’un da içinde olduğu binlerce kişiyi hatta yattığı hapishaneyi bile iki defa soyan garip biriydi. Ömrünün yarısı hapishanede geçen Serttaş, 1990’lı yıllarda Rauf Denktaş’ın affıyla serbest kaldı. 2019’da ölen ünlü suçlunun trajikomik hayat hikâyesi ise çocukluk arkadaşı usta yönetmen Derviş Zaim tarafından dokümanter filme dönüştürüldü.

Yönetmen Zaim, önümüzdeki aylarda sinemaseverlerle buluşacak “Tavuri” adlı eserde suç ve toplum irtibatına dair bazı sorular da soruyor. Biz de eseri, Zaim’le konuştuk…

TAVURİ’Yİ KIBRIS’TA TANIDIM

>> Meşhur dolandırıcı Mustafa Serttaş’la olan tanışıklığınız nereye dayanıyor?

Ben Kıbrıs’ta doğup büyüdüm. 1974’ten sonra savaş yüzünden Limasol’dan Mağosa’ya göç etmek zorunda kaldık. Mustafa Serttaş, Yeni Mahalle’deki akranlarımdan bir oğlandı. Kendisini mahalleden tanıyordum. İlk zamanlar fark etmemiştim ama kısa süre sonra hırsızlık yaptığını anladık. Zaten o zaman da “Tavuri” lakabıyla tanınıyordu.

>> Söz konusu çok sıra dışı bir portre... Tavuri sadece Kıbrıslı Türkleri değil, Tasos Papadopulos’u da dolandırmış bir isim. Onun hikâyesini sizin için özel kılan şey neydi?

Karakterin kendisi zaten tek başına çok ilginçti. Artı benim şahsi tanışıklığım da var… Bütün bunlar bir araya gelince işin içerisine girmem kolaylaştı. Çünkü bu, sorularla keşif ve yolculuk hâline dönüşebilecek bir hikâyeydi. Bütün bunlar beni heyecanlandırdı.

>> Ne tip sorularla bir yolculuğa dönüştü?

Özgürlük, kötülük ve merhamet üzerine sorular sorabildim. Toplum ve suç üzerine de soruları inceltebildim.

>> Toplum ve suç dediğimizde bir noktada “tavuk ve yumurta” münasebeti de var. Serttaş’ın hikâyesinde de bunu görüyor muyuz?

Bu hep söylenir ama öylece bırakırsak emme basma tulumba gibi kaba bir tespitte bulunuruz. Durum, bu kadar basit değil. Toplum ve suçun karşılıklı olarak birbirini belirlediklerini, bunun da zamana, zemine şahsi özelliklere göre değişebildiğini hesaba katmamız lazım.

>> Peki, filmin insanlara ne katmasını umuyorsunuz?

Göreceğiz… Ben ben bir “muz orta” yaptım. Gol olur mu bilmiyorum. (Gülüyor)

UZUN ÇEKİMLER YAPTIK

>> Filmi çekerken meşhur hırsızla nasıl bir irtibatınız oldu?

Sekiz senelik projede ölmeden önce Mustafa Serttaş’la uzun çekimler yaptık. Mülakatlar da var ama davranışlarla gözlemlenebilecek bir hikâye çizgisine sahip yapım oldu.

>> Aslında Tavuri’nin yaşadıkları, kurgusal bir film ve dizi olabilecek bir hikâye… Niçin dokümanter film olarak beyazperdeye getirmek istediniz?

Hakikat bağlamında önümde bu kadar gerçek bir karakter varken onun kurgusal filmini yapmak içimden gelmedi. Daha iyi ifade edebilmek varken neden bunu suyunun suyu ile uğraşayım? İkincisi çok farklı bir iş oldu.

>> Daha evvel de bir dokümanter filme imza atmıştınız. Dokümanter işler size ne katıyor?

Kurgusal işlere hem benziyorlar hem de benzemiyorlar. Dokümanter sinema bana aşı gibi geliyor. MURAT ÖZTEKİN'İN RÖPORTAJI

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...