Topkapı Sarayı’nın esas hazineleri
Kültür - Sanat Haberleri
Dünyanın en zengin hat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan Topkapı Sarayı’ndaki binlerce eser restorasyon görüyor. Yenilenmesi tamamlanan 300 eser ise âdeta bir mücevher gibi “Hazine Koğuşu”nda sergileniyor.
MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - İstanbul, Osmanlıdan bugüne asırlardır hat sanatının merkezi… Dünyanın farklı coğrafyalarından gelen sanatçı namzetleri, hat sanatını bu şehirdeki üstatlardan öğrenip ülkelerine taşıdı. Mazide de kölelerden padişahlara kadar hat sanatına gönül veren isimler oldu. Onların arasından büyük sanatçılar da çıktı. Millî Saraylara bağlı beş buçuk asırlık Topkapı Sarayı ise o hat sanatçılarının kıymetli eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Sarayın yaklaşık 3 bin eserlik hat koleksiyonunun restorasyonu hâlihazırda devam ediyor. Bu hat eserlerinden yenilenmesi tamamlanan üç yüzü ise ‘Topkapı’daki tarihî “Hazine Koğuşu”nda kurulan “Hüsn-i hat” galerisinde âdeta hazine olarak sergileniyor.
Topkapı Sarayı’ndaki hat eserlerinin restorasyonu Millî Saraylar tarafından yapılıyor.
Küçük bir müze gibi olan galeride; Osmanlı devrine ait hat levhaları, el yazması Mushaflar, cüzler, Peygamberimizi anlatan Hilye-i şerifler ve çeşitli nesneler ziyaretçilere sunuluyor.
Galeride kimlerin eserleri yok ki? Hafız Osman, Şeyh Hamdullah, Ahmed Karahisârî, Rakım Efendiler, Yesarîzâde Mustafa İzzet Efendi ve niceleri… Hat sanatının zirve isimlerinin şaheserleri galeride görülebiliyor.
Teşhir edilen Mushaflar arasında ise tarihi yedi sekiz asır önceye gidenler de var. Hat tarihinde “en çok Mushaf yazan hattat” olarak bilinen Yakut el -Müstasimi’ye ait olan Kur’ân-ı kerim de onlardan biri…
SANATÇI PADİŞAHLAR
Galeride Osmanlının sanatçı padişahlarının yazdığı eserlere de ayrı bir kategoride yer veriliyor. Sultan III. Ahmed, Sultan II. Mahmud, Sultan II. Abdülhamid, Sultan Abdülmecid gibi tarihe damga vurmuş hükümdarların sanatçı yönleri de böylece ortaya konuyor. Galeride padişah tuğralarının en estetik numuneleri de var. Devasa boyutuyla dikkat çeken, altın yaldızlı Sultan I. Ahmed tuğrası, koleksiyonda öne çıkıyor.
“Hüsn-i hat” galerisinde yazı malzemeleri de keşfedilebiliyor. Estetik yazı takımları mazide yazıya ne kadar önem verildiğini gösteriyor. Sultan Abdülhamid tuğralı bir hokka takımı da burada yer alıyor.
Türkiye gazetesinin sorularını cevaplayan Millî Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız “Topkapı Sarayı’nın hem el yazmaları hem de hat koleksiyonu, dünyadaki sayılı koleksiyonlardan. Biz de Topkapı, 2019’da Millî Saraylara devrolduktan sonra yoğun bir çalışma başlattık. 3 bin eser civarındaki hat koleksiyonunun yaklaşık üç yüz eserlik kısmını restore edip sergilemeye başladık. Türkiye’nin hâlihazırda yaşayan mühim hattatları bizim restorasyon çalışmamızın içerisinde yer alıyorlar. Tabii, bir başka güzellik de Prof. Dr. Uğur Derman ve Mehmed Özçay gibi hat sanatında isim yapmış hocalarımız da bu işe öncülük ettiler ve çok güzel bir galeri meydana çıktı. Dünya hat sanatının en seçkin örnekleri olan eserlerin bir hazine değeri kesbetmesi açısından Enderun’daki Hazine Koğuşu’nu mekân seçtik” diye konuşuyor.
HAT MÜZESİNİ GÜNDEMİMİZE ALACAĞIZ
Hat eserlerine dair restorasyon çalışmalarının devam ettiğini anlatan Yıldız “Bugüne kadar ulaşan eserler, restorasyon ve konservasyonları yapıldıkça ziyaretçilerle buluşuyor. Koleksiyondaki eserlerin tamamının çalışmalarının bitmesinin ardından her şey daha somut hâle dönüşecek. Ülkemizin değerleri hat üstatlarının bir hat müzesi kurulmasına dair tavsiyeleri oluyor. Elimizdeki koleksiyonun ihtiyaç duyduğu bir mekân oluşturduktan sonra müze çalışmasını da gündemimize alacağız” diyor.
ABİDE ESERLER OSMANLI SARAYINDA
Millî Saraylar Müdürü Dr. Yasin Yıldız “Türk İslam sanatlarının en önemli unsurlarından biri şüphesiz ki hat… Osmanlı İmparatoluğu coğrafyası ve İstanbul da, hat sanatının dünyadaki merkezlerinden biri hâline gelmiş. Hükümdarların sanata patronluğunu da düşündüğümüzde abide sanatçıların en önemli eserleri Osmanlı saraylarında toplanmış. Bu bizim için büyük bir şans. Fakat sadece saray değil, Osmanlı toplumun bütün kesimlerinde sanata yatkınlık var. Osmanlıda sürekli bir fütuhat ruhu var ama bununla beraber sanat ve mimaride önemli müesseseler oluşturulmuş. Ben padişahların sadece hat değil, bir bütün olarak sanatla ilişkisini de sosyal anlayışta buluyorum. Osmanlılar, gerçekten üretken bir toplum” ifadelerini kullanıyor.
'da Takip Edin!
