Sinema sektörü, yozlaşmaya dikkat çekti! "İhraç ettiğimiz dizileri ailece izleyemiyoruz"

Türkiye Sinema Vakfının kuruluşu için ilk adım özel bir buluşmayla atıldı. Toplantıda konuşan Doç. Dr. Mustafa Aslan, millî bir sinema politikamızın olmadığını, Orta Doğu’daki insanların ailecek izleyemediğimiz dizilerden Türkçe öğrendiğini söyledi.
MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Türkiye’de sinema sahasında yerli değerlerle yeni bir dönemi başlatma hedefiyle Türkiye Sinema Vakfının temelleri atılıyor. Vakıf için ilk istişare toplantısı, dün Boğaziçi Üniversitesindeki Albert Long Hall’de yapıldı. Sinema sektörünün önde gelen temsilcilerinin katıldığı özel buluşmada, vakfın kuruluş süreci ve gelecekte üstleneceği misyon üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan yönetmen Cem Çatpınar, sinemayı doğru kullanmanın toplumların geleceğini inşa etmek adına stratejik bir mesele olduğunu söyledi.
Film Araştırmaları Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aslan ise Türkiye Sinema Vakfının kuruluş vizyonunu, dünyadaki benzer örneklerle karşılaştırmalı olarak ele aldı. Aslan, vakfın hem kültürel hem endüstriyel düzlemde güçlü bir yapı kurarak, uluslararası alanda etkili iş birliklerine öncülük edeceğini söyledi.
İHRAÇ ETTİĞİMİZ DİZİLERİ AİLECEK İZLEYEMİYORUZ
“Ulusal sinema politikamız yok” diyen Doç. Dr. Aslan sözlerine şöyle devam etti: Türk sinemasında bir sinerji gerekiyor. Türkiye bazı sektörlerde stratejik planlar yaparak başarıya ulaştı. Neden Türk sinemasını bir yumuşak güç olarak görüp stratejik bir üst akılla eylem planı ortaya koymuyoruz. Bunun için yeni bir adım atılmalı ve yola çıkılmalıyız diye düşünüyoruz.
Sinemanın yanı sıra Türk dizilerindeki tabloyu da değerlendiren Doç. Dr. Aslan “Dizilerimiz son on yılda çok ciddi ivme kaydetti. Bu dizilerle birlikte kültür de ihraç ediyoruz. İnsanların Türk dizileri üzerinden Türkçe öğrenmesine dair güzel anekdotlar paylaşılıyor. Fakat biz biliyoruz ki Orta Doğu’daki ve diğer ülkelerdeki insanlar bizim ailemizle bile izleyemediğimiz dizilerden Türkçe öğreniyor. Bu gerçekliğin farkına varmamız lazım. Kültürel deformasyonun faturası çocuklarımıza çıkacak” ifadelerini kullandı.
VAKIF FİKRİ HEYECAN VERİCİ
Daha sonra Mesut Uçakan, Nazif Tunç, Ümit Meriç, Yücel Arzen, Ahmet Yenilmez, Tarık Tufan ve Yusuf Kaplan gibi sinema ve kültür dünyasından isimler, tartışma ortamında görüşlerini dile getirdi.
O isimlerden biri olan yönetmen Uçakan “Sinema vakfı fikri beni çok heyecanlandırıyor. Birlikteliğin sağlanması çok önemli. Ancak katedilecek çok mesafe var” ifadelerini kullandı.
TÜRK SİNEMASININ PERGELİ YOK
Yusuf Kaplan ise “Bir ülkenin sinemada dil meydana çıkarması için beslenme kaynakları güçlü olmalı. Bütün insanlığın birikimini seferber edecek kadar da pergelinin açık olması lazım. Türk sineması ise pergelsizdir, pergelini şaşırmıştır. Tarihin akışını değiştiren bir toplumun çocukları şimdi ortada yok. Bu yüzden sinemayı nasıl yapacağımıza dair kafa yormamız lazım” dedi.