Yazarlar anlatıyor: Kitap fuarlarından vazgeçilmez

- Güncelleme:
Yazarlar anlatıyor: Kitap fuarlarından vazgeçilmez

Kültür - Sanat Haberleri

Kitap fuarları iki senelik aranın ardından son aylarda peş peşe açılıyor; Türkiye’nin farklı şehirleri kitap kokuyor… Biz de bu vesileyle edebiyatçılara, kitap fuarlarını ve oralardaki hatıralarını sorduk…

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ

Kitap fuarları, yeniden yurdu sarıyor…  Pandemi zamanında yapılamayan fuarlar, peş peşe açılıyor. TÜYAP tarafından tertiplenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı da iki yıllık aradan sonra bu hafta sonu yeniden başlıyor… Büyükçekmece’deki TÜYAP İstanbul Fuar ve Kongre Merkezinde 39. defa kapılarını açacak fuar, “Kitabın Büyülü Dünyası” temasıyla gerçekleşecek. 
Şüphesiz fuarların en önemli tarafı, okuyucuyu kitabın yanında yazarlarla da buluşturması… Biz de bu vesileyle edebiyatçılardan kitap fuarlarının kendileri için önemini ve fuarlarda yaşadıkları enteresan hatıralarını dinledik…

ENDÜLÜS’TE KİTAP PANAYIRLARI OLURMUŞ

Sadık Yalsızuçanlar, kitap fuarlarının çok eski bir geleneğe dayandığını kaydederek “Eskiden Arap ülkelerinde ve Endülüs’te kitap panayırları olurmuş. Keza eski Yunan’da da şiir panayırları yapılırmış. Günümüzde bunun modern bir şekli olarak, kitap fuarları kendini gösterdi” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: Bunlar, yazarla okuru buluşturan çok işlevsel faaliyetler. Dijital dünya bunun yerini alamaz. Sevgi dokunmaktır derler ya… Okurun yazarla buluşması, kitabını imzalatması ve onunla söyleşmesi apayrı bir durum…  

Yazarlar anlatıyor: Kitap fuarlarından vazgeçilmez

Yalsızuçanlar, kitap fuarlarında geçen bir hatırasını ise şu sözlerle anlatıyor: Endonezya’nın başkenti Cakarta’daki İslami Kitap Fuarı’nı hiç unutamıyorum. ‘Gezgin’ romanım Endonezya dilinde yayımlanmıştı. Orada bir konferans verdim, üç bin kişi dinledi. Kitap imzalarken ise önümde yarım kilometre kuyruk oluştu. Çok duygulandım...

SEÇİMLERDEN DAHA ÖNEMLİ

Yavuz Bülent Bâkiler ise Necip Fazıl’ın “Bir milletin edebiyatı yoksa, hiçbir şeyi yok demektir” sözünü naklediyor ve kitap fuarlarına bazı eleştiriler getiriyor: Kitap fuarları, milletimizin bugünü ve yarını için son derece önemlidir. Fakat ülkemizde kitap fuarları, Avrupa’da olduğu gibi büyük bir şenlikle henüz yapılmıyor. Bu aydınlığa kavuşmuş değiliz. Kitap fuarlarını daha ilginç bir hâle getirmeli, milletvekili seçimlerinden daha önemli görmeliyiz. 

Bâkiler bir kitap fuarında, eserlerinin en az satıldığı şehrin kendi memleketi Sivas olduğunu öğrendiğini kaydederek “Türk’ün kitap okumadığını bilerek bundan herhangi bir üzüntü duymadım” ifadelerini kullanıyor. 

Yazarlar anlatıyor: Kitap fuarlarından vazgeçilmez

SAĞLAMA YAPIYORUM

Oyuncu kimliğinin yanında edebiyat eserleriyle de adından söz ettiren Bahadır Yenişehirlioğlu ise “Bir yazar için kitap fuarları olmazsa olmaz… Fuarlarda okurla yüz yüze buluşmak, onların fikirlerini dinlemek, her yazar açısından çok anlamlı. Ben de vakit el verdiğince kitap fuarlarına katılmaya çalışıyorum.  Gerçek edebiyatseverler, tabii ki sevdikleri yazarlar temas kurmak istiyorlar ama fuarlar kitapla çok ünsiyet geliştirmemiş insanlar açısından da çok cezbedici” diye konuşuyor. Yenişehirlioğlu, enteresan bir fuar hatırasını ise şu sözlerle anlatıyor: “Beyaz Usta Siyah Çırak” romanımın bir odada geçen bölümünü yazarken kendimi sıkışmış hissetmiş, bir an önce yazdığım odadan kaçmak istemiştim. Yıllar sonra kitap fuarında bir okurum geldi bana geldi ve o bölümü açıp “Bu kısmı okurken kendimi çok sıkışmış hissettim. Kapıyı açıp odadan kaçmak istedim” dedi. Yazarken hissettiğim duygular, okurumda aynen zuhur etmişti. İşte kitap fuarlarında âdeta duygu aktarımının sağlamasını yapıyorsunuz.

ESKİDEN YAZARLARLA BULUŞMAK ZORDU

Usta edebiyatçı Sevinç Çokum  ise “Kitap fuarları biz yazarlar için sıkıntılı olsa da tabii ki bir heyecan...  İnsanlarla yüz yüze geliyorsunuz. Böylece okura, geçmişte olmayan imkânlar sağlanıyor. Çünkü bizim zamanımızda yazara ulaşmak çok zordu, kitap fuarları yoktu. Yayıncıların ofisinde imza günleri olurdu. Bu tür şeyler 1980’li yıllarda başladı. Daha sonra fuarlar pazar gibi oldu. Mesela gençliğimde Tarık Buğra ile yeğeni Nursel Duruel vesilesiyle tesadüfi bir vesileyle buluşmuştuk. Tabii, ne kadar kişi bunları yapabiliyordu?” ifadelerini kullanıyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...