İstanbul Beyefendisi’nin hayatı ilham verecek

İstanbul Beyefendisi’nin hayatı ilham verecek

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Kültür adamı merhum Eygi’nin hayatını gözler önüne seren kitapta, yazarın Galatasaray Lisesi hatıraları, gazetecilik maceraları ve hayatına dair yanlış bilinenler aydınlanıyor. Eseri hazırlayanlardan Aydın Gülan “Böyle bir örnek, insanın ufkunu açar” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Neşrettiği kitaplar, yazdığı makaleler ve çıkardığı gazetelerle yarım asırdan fazla bir zaman kültür hayatına damga vuran Mehmed Şevket Eygi, nezaketiyle “İstanbul Beyefendisi” olarak anılıyor ve “münevver” tabirini fazlasıyla hak ediyordu. İki sene evvel aramızdan ayrılan Eygi’nin hayatının detayları ilk defa bir kitapla aydınlandı. Aydın Gülan ve İsmail Coşkun’un hazırladığı “Mehmed Şevket Eygi: İstanbul Beyefendisi Müslüman Bir Münevverin Portresi” adlı eser, farklı isimlerin Eygi hakkındaki yazılarından meydana geliyor. Babıali’nin unutulmaz kaleminin kendi yazdırdığı biyografisinden mülakatlarına, kaleme aldığı bazı yazılardan konuşmalarına, özel fotoğrafları ve koleksiyonlarına kadar hayatının detayları okuyucuya sunuluyor. Eygi’nin yaşadıkları, Türkiye’nin geçirdiği değişimi de ortaya koyuyor.

İstanbul Beyefendisi’nin hayatı ilham verecek

GALATASARAY’DAKİ MESTLİ HOCALAR!
Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları etiketiyle neşredilen kitapta, Eygi’nin Ömer Faruk Demirkan’a “dikte ederek” yazdırdığı biyografisi; Karadeniz Ereğlisi’nden kömür dumanları savuran bir gemiyle İstanbul’a gelip, Galatasaray Lisesinde okumaya başlamasını ve yaşadığı entelektüel serüveni okuyucuya sunuyor. Yalnız bir çocuk olan Eygi’nin kendisini kitaplara verip küçük yaşta öğrendikleriyle herkesi şaşırtması, okuduğu yıllarda Galatasaray Lisesinde lastik mestli hocaların bulunması, vaktiyle şehzadelere ders veren Hafız Nureddin Bey’in Eygi’nin ilk öğretmenlerinden olması ve derslerine giren eski Osmanlı bakanlarından Raşid Erer’in bir talebenin parmaklarını çıtlatması sebebiyle dersi terk etmesi kitaptaki hatıralar arasında dikkat çekiyor.

İstanbul Beyefendisi’nin hayatı ilham verecek

‘KANLI PAZAR’IN İÇYÜZÜ
Eserde, Eygi’nin zorlu gazetecilik serüveni de geniş yer tutuyor. Meşhur sabah namazı buluşmaları, isimsiz bir Menderes yazısı yüzünden başına gelenler ve tabii “Kanlı Pazar” olarak anılan 1969’daki hadise hakkında şahsına yönetilen suçlamalar… Mehmed Şevket Eygi’nin “Kanlı Pazar” günü çıkan cihat konulu yazısını hadiselerden bihaber olarak haftalarca evvel, yurt dışından kaleme aldığı vurgulanıyor. Bazı kimselerin “Aleyhimizde yazma 300 milyon verelim” gibi vaatlerine rağmen yazarın çizgisinden vazgeçmemesi de kitapta geçiyor.
Kırk sene boyunca Eygi’nin en yakınındaki kişilerden biri olan Aydın Gülan, sorularımızı cevaplayarak eserin hazırlanış safhasını anlattı. Kitapta kaybolacak bilgileri kayıt altına aldıklarını söyleyen Gülan “İsmail Coşkun Bey, eserin bilimsel makalelere konu olan kısmı ile alakadar oldu. Bendeniz de Şevket Abi’nin yanında bulunmuş kimselerden şahitliklerini sağlamaya çalıştım. Böylece zamanla kaybolabilecek bilgileri yazıya geçirmiş olduk” diyor.  Kitapta ilk defa ortaya çıkan şeyler de olduğunu söyleyen Gülan “Vasiyetnamesinin bir karesi, hapishaneye giderken Safiyüddin Bey’e yazdığı yazı, İhya eserine yazdığı bir önsöz ve birçok fotoğraf ilk defa ortaya çıktı. Mesela vasiyetnamesi, hukuk bilgisini ve ne kadar mal varlığı olduğunu göstermesi bakımından ilginçtir” ifadelerini kullanıyor.  
Gülan “Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Bey (Arısoy), ikinci seneidevriyesine böyle bir eser yayınlamayı arzu ettiklerini söyledi. Bendeniz böyle bir kitabı Şevket Abi’nin isteyip istemeyeceği hususunda tereddüt etmekle birlikte, onu tanımak isteyenler için faydalı olabileceğini düşündüm. Çünkü aleyhinde de sağda solda çok şey kaleme alınıyor” diye konuşuyor. 

ZOR ZAMANLARDA KONUŞTU
Biyografi eserlerinin insanların olgunlaşması bakımından vakit tasarrufu sağladığını ifade eden Gülan “Türkiye ve İslam için hayatını vakfetmiş bir insanın geçirdiği maceralar önemlidir. Şevket Abi’nin hayatı aksiyondan ibaret değildi. Onun aksiyonu; okuma, öğrenme, anlama ve anladıkları yolda çalışma şeklindeydi. Günde üç ila yirmi saate yakın ayrılmış okuma ve araştırma zamanı vardı. Zor zamanlarda konuşmuş bir insandı. Böyle bir örnek, insanın ufkunu açar diye düşünüyorum” şeklinde konuşuyor. 


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...