Ebû Eyyûb-el Ensâr'i (radıyallahü anh) -5- Kalbinde yanan sır! Bu büyük Sahâbi faziletlerle doludur

HAZIRLAYAN: ÖMER ÇETİN ENGİN / İLAHİYATÇI - Hazret-i Ebû Eyyûb-i Ensârî hazretleri başka bir kimseye nasip olmayan Mihmandâr-ı Nebevî şerefinin yanında pekçok hâlleri vardır. Bedir, Uhud, Hudeybiyye ve diğer bütün savaşlarda Resûlullah’ın yanında bulunur ve hayır dualarına kavuşur. Bir çok muharebelerde sancaktarlık hizmeti ile şereflenir. Bu sebeple kendisine (Sancaktâr-ı Resûlullah) ünvanı verilir. 

NE GÜZEL KARDEŞLER

Resûlullah Efendimiz, Eshâb-ı kirâm arasında ahiret kardeşliği sözleşmesi yaptırırlarken, Ebû Eyyûb-i Ensârî (Hâlid bin Zeyd) ile Mus’ab bin Umeyr hazretleri arasında da ahiret kardeşliği akdi yaparlar. Hâlid bin Zeyd hazretleri Cemel ve Sıffîn Vakalarında, Hazret-i Ali’nin yanında bulunur. Kumandanları arasında yer alır. Hazret-i Ali şehit oluncaya kadar hep yanında olur. Suriye, Filistin muharebelerinde Mısır ve Kıbrıs’ın fethinde de yer alır. Gayet şecaatli ve pek kahramandır. Bir muharebede bir özründen dolayı bulunamadığı için hep üzüntü duyar.

DÜNYAYI SEVMEZ

Çok cömerttir. Evi herkese açıktır. Eline geçeni Allah yolunda verir. Köleleri ve cariyeleri azad etmekten zevk alır, onlara ihsanda bulunur. Sünnet-i seniyyeye çok bağlıdır. Dünyayı sevmez, dünyalıktan hoşlanmaz. Resûlullah’ın (aleyhisselâm) vefatından sonra sık sık Ravda-i mutahharaya gidip, ağlar, sevgilisine özlem duyar. 

AYNI ZAMANDA VAHİY KÂTİBİ

bû Eyyûb-i Ensârî hazretleri aynı zamanda ilim ve takvada da çok ileridir. Vahiy kâtipliğinde bulunur. Hemen birçok sahâbi kendisinden ilim ve hikmet dersleri alır, Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin doğru anlaşılmasında kendisine müracaatta bulunurlar. Kurra-i Kirâm’dan yani, Kur’ân-ı kerîmi ezbere bilenlerin meşhurlarından olup, Tabiînin başvurduğu kıraat âlimidirler. O her gittiği yerde “Mihmandâr-ı Nebevî” olarak büyük alaka ve hürmet görür. 

NURLU KALBİN DERİNLİKLERİ

Hazret-i Ebû Eyyûb, dört halife devrini de idrak ederek nihayet Hazret-i Muaviye’nin İstanbul fethi için teşkil ettiği orduya çok ileri yaşına rağmen yetişmiştir. Resûlullah’ın (aleyhisselâm) İstanbul’un fethi için verdiği müjdeyi nurlu kalbinin derinliğinde bir sır gibi saklamıştır yıllarca. Yaşı ilerlemesine rağmen bu müjdeye kavuşma şerefi ve heyecanıyla doludur. (Devam edecek)