Koronavirüs gitti, izi kaldı! 'Artçı etkiler' görülüyor

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Koronavirüs gitti, izi kaldı! 'Artçı etkiler' görülüyor

SAĞLIK Haberleri  / HABER MERKEZİ

Salgının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen, koronavirüsün uzamış etkileri devam ediyor. Koronavirüsten en çok hasar gören yerler; kalp ve damar sistemi, akciğerler, böbrekler, kulak burun boğaz ve gözler.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Dünyada yaklaşık 7 milyon, Türkiye’de 100 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan Covid-19 salgını etkisini kaybederken, tıp dünyası virüsün “artçı etkilerine” yoğunlaştı. Tüm vücut sistemlerinin işleyişini etkileyen Covid geçti gitti ama birçok organda izi kaldı. Birbiri ardına gelen çalışmalar Covid-19’a neden olan SARS-CoV-2 virüsünün koronavirüs enfeksiyonu geçiren kişilerde 1 yıl sonra bile kalp kası iltihabına bağlı kalp hastalıkları, kalp krizi, akciğere pıhtı atması, körlük riskinde artışa sebep olduğunu ortaya koyuyor. Koronavirüsün etkilerini konunun uzmanlarına sorduk.

KORONAVİRÜS KALP KRİZİNİ ARTIRDI

Son dönemde sonuçları ortaya çıkan çalışmalar, kardiyovasküler riskleri artırmadaki rolünden şüphelenilen Covid-19’un, artık kalp krizi ve inme risklerinin artmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor. Tıp dergisi Nature Cardiovascular Research’da yer alan bir çalışma, Covid enfeksiyonunun sadece kalp damarlarını tutmakla yetinmediği, kolesterol plaklarına ve kolesterolle savaşan hücrelere yapışarak onları rezervuar olarak kullandığını ortaya koydu. Bunun da kolesterolü yüksek olanlarda Covid-19 sonrası kalp krizi ve inme riskinin 1 yıla kadar uzayabildiği belirlendi. NIH tarafından finanse edilen bir çalışma ise SARS-CoV-2 virüsünün koroner arter dokularını doğrudan enfekte ettiğini ortaya koydu. Bu çalışma, Covid-19’un ardından kalp krizi ve felç riskinin neden arttığına ışık tutuyor.

VİRÜS KALP KASININ YAPISINI BOZUYOR

Covid-19 virüsünün temel olarak etkilediği yerin kalp kası olduğunu söyleyen Türk Kardiyoloji Derneği Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Mutlu, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle yaygın kalp kası iltihabı, ani gelişen kalp yetersizliklerine ve ritim bozukluklarına neden olabilmektedir. O yüzden kalp krizine direkt etkili olmadan kalp kasının yapısını bozuyor. Miyokardit adı verilen kalp kası iltihabına sebep oluyor. Bunun sonucunda da göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kalp krizi meydana gelebiliyor. Virüsün temel etkilerinden birisi bu ama kalp krizi ile de ilişkilendiren bazı çalışmalar var.

Diğer önemli etkisi ise pıhtılaşmayı artırması. Bu nedenle damar tıkanıklıkları oluşuyor. Pandemi döneminde ve sonrasında en çok gördüğümüz etkilerden biri akciğer damarlarının tıkanması oldu. Akciğere emboli atması çoğunlukla ölümcül sonuçlanan bir durum. Covid’e bağlı ölümlerde akciğer damarlarında çok sık pıhtı görünüyor. Bu özellikle yoğun bakımda yatan, co-morbiditesi olan, yaşlılarda ve diyabetiklerde daha çok sık görüyoruz.”

TÜRKİYE’DE KALP KRİZİ AVRUPA’DAN 10 YIL ERKEN

Pandemiden sonra özellikle genç yaştaki kalp krizi vakalarının artışında Türkiye’nin kalp ve damar hastalıkları konusundaki karnesinin kötü olmasına bağlayan Prof. Dr. Mutlu “Türkiye’de kalp yetersizliği oranları çok yüksek ve kalp krizi Avrupa’dan 10 yıl önce görülüyor. Bunun üzerine Türkiye’nin Avrupa’nın en obez ülkesi olması da eklenince, kötü hayat şartları ve stresin de etkisiyle son yıllarda genç yaştaki kalp krizleri arttı. 3 kadından birinde obezite görülüyor. Bizim ana risk faktörlerimize Covid de eklenince kalp krizlerinde artış yaşanıyor” diye konuştu.

KİMLER KONTROL ALTINDA KALMALI?

Prof. Dr. Bülent Mutlu kalp yetmezliği ve kalp krizinden korunmak için düzenli doktor kontrolüne gitmesi gereken grubu şöyle sıraladı:

Özellikle yaşlılar, obez kişiler, daha önce kalp damar hastalığı geçirmiş olanlar, yüksek tansiyonu olanlar, şeker hastalığı olan kişiler Covid geçirmişse kontrollerini düzenli olarak yaptırmak zorundalar. Daha önemlisi Covid nedeniyle hastaneye ve özellikle de yoğun bakıma yatan kişilerin mutlaka, yakın takipleri gerekiyor. Covid o kadar yaygın şekilde toplumu etkiledi ki, herkese kontrole gelin demek zor. Ancak risk gruplarının, göğüs ağrısı, nefes darlığı olan kişilerin kardiyoloji kontrollerinden geçmesinde fayda var.

Koronavirüs gitti, izi kaldı! 'Artçı etkiler' görülüyor

PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ: BÖBREKLER DE ETKİLENDİ

Covidin erken dönemde var olan böbrek hastalıklarını hızlandırdığını söyleyen Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Alaattin Yıldız “Hiçbir böbrek hastalığı olmayan bazı kişilerde geçici akut böbrek yetersizliklerine de sebep oldu. Uzun dönemde ise Covid’den dolayı Türkiye de böbrek hastalıkları sıklığında arttığına ilişkin bir istatistik yok elimizde. Ama bizim takip ettiğimiz hastalarda Covid sonrası böbrek hastalığında hızlanma, kreatin seviyelerinin daha hızlı yükselmesi gibi Covid’in olumsuz etkileri söz konusu oldu. Ayrıca daha önce böbrek hastalığı olmayan kişilerde de Covid’e bağlı böbrek problemleri olabiliyor. Böbrek fonksiyonları bozulduğu zaman ayaklarda şişlik olabiliyor, tansiyonu kötüleşebiliyor, en önemlisi de kanda böbrek fonksiyonlarında bozulmalar görülüyor” diye konuştu.

PROF. DR. ÖZGÜR YİĞİT: KOKU BOZUKLUĞU KALICI OLDU

Covid döneminde yüz felci ve ani işitme kaybına bağlı vakaların arttığına yönelik çalışmalar bulunduğunu söyleyen Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri ve Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özgür Yiğit, “Viral hastalıklarda nadir de olsa ani işitme kaybı ve yüz felci gelişebilir. Ancak Covid-19 geniş kitleleri etkilediği için görülme sıklığı arttı. Bu hastalıklar tedavi ile geri geliyor. Hemen müdahale edilmesi gerekiyor. Pandemi döneminde sık görüldü ve vakalar hastaneye gidemediği için tedavileri gecikti. Geç müdahale sebebiyle kalıcı olanlar olmuş olabilir” dedi.

Covid virüsünün en sık görülen etkilrinden birinin de koku bozukluğu olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yiğit “Covid-19’u atlatıp hala koku alma bozukluğu devam eden hastalar bulunduğunu biliyoruz. Bu hastaların yaş farkı yok. Hem genç hem de yaşlı hastalar olabiliyor. Kalıcı koku bozukluğunun daha sık olduğunudüşünüyorum” diye konuştu.

Bazı çalışmalara göre Türkiye’de 1 milyon kişide hala koku kaybı olduğu düşünülüyor.

PROF. DR. ZİYA KAPRAN: KALICI GÖRME HASARI OLAN HASTALAR VAR

Koronavirüsün bazı hastalarda göz damarları iltihabı, göz damarlarında tıkanıklık veya görme sinirinde hasara sebep olduğunu söyleyen Türk Oftalmoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ziya Kapran “Bunlar çok sık değil ciddi hastalıklar. Çoğu kalıcı oldu ve kalıcı görme kaybı olan hastalar var. Sonuçları tıbbi dergilerde de yayınlanıyor” dedi.

Pandeminin gözdeki etkilerinin hâlâ devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Kapran, sık kontrole gitmesi gereken kronik hastaların pandemi döneminde randevularına gidememesi yüzünden hastalıklarının ilerlediğini belirterek “Mesela şeker hastaları veya halk arasında sarı nokta denilen hastalığı 2-6 ayda bir kontrole gelmesi gerekir. O dönemde hastalar 3 yıl kontrolsüz kaldılar çoğu. Biz bunu devamlı kontrol etmediğimizde, hastaların dengesi bozulabiliyor. O da hastaların görmesi azalıyor, dengesi bozuluyor. En çok da bunu diyabet hastaları ve sarı nokta hastalarında gördük” diye konuştu.

PROF. DR. NURDAN KÖKTÜRK: NEFES DARLIĞI VE HÂLSİZLİK ARTTI

Aşılama döneminden sonra bu postcovid döneme ait uzun dönem etkilerin azaldığına işaret eden Türk TORAKS Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Köktürk “Covid’den sonra akciğer kapasitesinde kayıplar oldu. Bu belli bir süre devam etti. Son dönemde çok uzun Covid sonrası sorunlar görmüyoruz. Ama o ilk 1-1,5 yılda gördüğümüz şeyler belirgin uzamış nefes darlıkları, uzamış hâlsizlikti. KOAH ve Astım hastaları süreci kötü geçirmediler. Türk Toraks Derneğinin yaptığı bir çalışmada Covid geçiren hastaların yaklaşık yüzde 17’sinin 1 yıl içinde nefes darlığı ile geri döndüğünü bulduk. Yine bir yıllık takiplerimizde akciğerde yüzde 2-2,5 oranında sertleşme çıkmıştı. Akciğer sertleşmesi bizim için önemli ve çok korktuğumuz bir durum. Bu hastalara kortizon vermek durumunda kalıyoruz” dedi.

Türk Toraks Derneğinin yürüttüğü ve henüz yayınlanmamış bir çalışmanın ilk bulgularının kanser vakalarında artışla ilgili olduğunu aktaran Prof. Dr. Köktürk “O araştırmalarda biyolojik örnekler de kullanıldı. Bu örneklerde bazı gen expresyonlarına baktık. Buradan elde ettiğimiz sonuçlar koronavirüs enfeksiyonunun akciğer dışı kanserlere eğilimi artırdığı ve akciğer sertleşmesi ile ilişkili olduğu yönünde” diye anlattı.

Düzenleyen:  - SAĞLIK
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...