Abdüllatif Uyan

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, talebelerinden Hamîdüddîn Nâgurî hazretlerine, bir gün; "Sen, dünyâ ve âhirette azîz ve mükerrem olmayı ister misin?" diye sordu.

Büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin zamânında Bağdat'ta “yedi kişi” vardı ki, ateşe tapıyorlardı.

Bir gün büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine, bâzı kimseler gelip, kendisine “namaz”dan sordular.

Bir gün büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine bir kimse gelip karşısında edeple durdu.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri; bir gün bir dostuyla yolda yürüyorlardı ki, bir kimse hiddetle gelip, o kimsenin yakasına yapıştı!

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, yanında olan müminlere; “Gidin, şu gâfil hükümdâra putperestliği bırakmasını söyleyin” buyurdu.

Meşhur sihirbaz Ecipal, mağlup ve ümitsiz hâlde geri döndü mecbûren.

Kâfirler bir cinin başkanlığında müminlere saldırmışlardı! Lâkin o cin, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerini görüp titremeye başladı!

Büyük velî, Muînüddîn-i Çeştî hazretleri; Ravda-i mübâreki ziyârete gittiğinde Peygamber Efendimiz mübârek kabrinden onu yanına çağırmıştı.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri seyyiddir. Evlâd-ı Resûldür yâni.

Büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretleri bir seyahatte Beytullah'a uğradı.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri seyyiddir. Yüz yaşında Ecmir’de vefât etti...

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri seyyiddir. Evlâd-ı Resûldür yâni.

Şam Evliyâsından Muhammed Ebû Müslim hazretlerini bir “din adamı” çekemiyor, aleyhinde konuşuyordu.

İstanbul-Eyübsultan'da medfun bulunan büyük velî Mevlânâ Seyyid İbrâhim hazretleri bir gün; “Kardeşlerim! Kendinizi vermeye alıştırın. Çünkü bize kalacak olan, verdiğimizdir” buyurdu.

Mevlânâ Seyyid İbrâhim Efendi, Allah adamlarındandır. 1528 senesinde vefât etti. Kabri, İstanbul Eyüp Sultân Câmii yakınındadır.

Osmânlı Devleti’nin kuruluş yıllarında Anadolu'da bir İslâm âlimi vardı:

Mısır evliyâsından İbrâhim Kabâdî hazretleri, 1446 (H.850) târihinde Mısır’da vefât etti. Bir gün bu zâta; “Bu kadar ilmi neye borçlusunuz?” diye sordular.

Hindistan Evliyâsından Muhammed Mazhar hazretleri 1883 (H.1301) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti. Babası Ahmed Saîd-i Fârûkî’nin kabri yanında medfûndur.

Mekke-i Mükerreme'de medfun bulunan Muhammed Can hazretleri, bir gün şu hadiseyi anlattı: