İYİ Parti’de “Çerkesçilik” mi yapılıyor yoksa FETÖ’cülük mü?

A -
A +
Hem Ümit Özdağ hem de Hasan Seymen ile konuştum uzun uzun.
Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu söyleyen İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın bir karar vermesi gerekecek. Çünkü onu destekleyen isimlerden bazıları televizyonlara çıkıp çok doğru noktalara parmak basarken, birden kendisine göndermede bulunarak “İYİ Parti’de Çerkesçilik yapılıyor, yapan da Hasan Seymen’di” diye konuşup ortadaki gerçeği sulandırmaktan öteye geçmeyen sözler ediyorlar. 
Meselenin Buğra Kavuncu’nun ve İYİ Parti’deki benzerlerinin üzerinden çekilip, böylesi “Çerkesçilik” gibi yapay bir tartışmaya dönüştürülmesi kadar aptalca bir yönelim olamaz.
Olayın geçmişi İYİ Parti’den bir yıl önce istifa eden Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen’in, Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Genel Başkan Yardımcısı olduğu sırada, yani 2014 yılında ve daha İYİ Parti ortada yokken söylediği “Çerkesler bu ülkede asimilasyona uğradı” lafına dayanıyor.
Evet, Hasan Seymen o zaman bunu söylemiş.
Şimdi bir karşılaştırma yapalım.
Buğra Kavuncu’ları, Edip Uğur’ları, Selçuk Türkoğlu’ları ve bilmediğimiz pek çok ismi filan bir kenara koyalım. Seymen’i partiye büyük bir ısrarla alan aynı Meral Akşener tarafından alay ü vala ile partiye kabul edilen ve yönetici yapılan Erdal Sarızeybek’e ne diyeceğiz o zaman?
Ümit Özdağ ve arkadaşları geçmişte Çerkesçe dil eğitimi gibi konular gündeme gelince “Herkesin dili Türkçe kardeşim” diye racon kesen Sarızeybek’i muhtemelen muhabbetle kucaklar. Ama o Erdal Sarızeybek 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü şerefsizler darbe yapmaya kalkıştığında sosyal medya hesabından, imlası kendine ait olmak üzere aynen şunu yazmış:
“Camiler şu an sokağa çağırıyor; yazıklar olsun! Sen CUMHURBAŞKANI’sın be adam, devlet sende emir sende! Bugüne kadar devlet adına neler yapmadın ki! Ve sen şimdi halkı sokağa çağırıyorsun; yazıklar olsun! AKLISELİM OLAN ASLA VE ASLA DEVLETE VE MİLLETE KARŞI SOKAĞA ÇIKMASIN! ASLA VE ASLA KARDEŞİ KARDEŞE KIRDIRACAK PROVOKASYONA ALET OLMASIN! YÜREĞİMİZDEN GEÇEN BUDUR!”
Öz hakiki “Türk” ve öz hakiki “vatansever” Erdal Sarızeybek.
Sapla saman karışıyor bence.
İYİ Parti’de olan Çerkesçilik filan değil. Resmen Fetullah Gülen denen iblis soytarının gölgesi dolaşıyor bu partinin koridorlarında. Ona odaklanmak gerek.
Ümit Özdağ ile konuştuklarım çok çok ilginç olsa da off the record kaydıylaydı, onun için buradan yazmıyorum ama kendisini önceden de tanıdığım Hasan Seymen’in anlattıkları hayli önemliydi.
İşin başlangıcına gidelim ve gerçeğe bakalım:
Hasan Seymen de 2012 ve sonrasında Joe Biden ve George Soros gibi isimlerin, uluslararası vakıfların, AB ve AB üyesi ülkelerin destekleriyle Denge Denetleme Ağı adı verilen bir oluşumun toplantılarına Türkiye’deki 215 dernek gibi KAFFED adına katılmıştı. Bu 215 dernek bir Anayasa taslağı hazırlayarak Meclis Anayasa Komisyonu’na sunmuşlardı. İlginçtir ama Hasan Seymen o sıralarda AK Parti üyesiydi.
Kendini bir sivil toplum oluşumu olarak tanımlayan Denge Denetleme Ağı, kuruluşundan bu yana İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa’yı Birleştirme Programı, Hollanda Kraliyeti MATRA programı, National Democratic Instutute (Rusya, Türkiye, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan gibi ülkelerdeki gençlere burs veren bir kuruluş), AB Komisyonu, Kanada Büyükelçiliği, Almanya Marshall Vakfı, İsveç İstanbul Başkonsolosluğu, SIDA tarafından milyonlarca lira katkıyla desteklenmişler.
KAFFED adına katıldığı bu toplantılardan, gazetelerde çıkan “Amerikancı vakıflar ve Denge Denetleme Ağı” tarzı haberler nedeniyle o zaman çekilen Hasan Seymen “Evet Çerkeslerin asimilasyona uğradığını söyledim, hâlâ da sözlerimin arkasındayım” diye ekliyor.
Kendisine ben de katılıyorum. Bu ülkede Çerkeslerle birlikte Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Kürtler, Lazlar ve diğer etnik gruplar ve hatta TÜRKLER de asimilasyona uğradı.
Hiç şaşırmayın. Türkler de asimilasyona uğradı. Hem de en ağırından.
Asimilasyon bir topluluğun dil, din ve kültürlerini değiştirmek suretiyle benliklerini yok etme ve yerine bir başka benliği zorla kabul ettirme hareketi değil mi?
O vakit karar verin. Türkler asimile edilmedi mi? Dillerinden, dinlerinden, kültürlerinden uzaklaştırılmak için her şey yapılmadı mı? Camileri, türküleri, geleneksel kıyafetleri, dinî ritüelleri, isimleri yasaklanmadı mı? Şapka kanununa direnenlerin başlarına gelenleri gemilerden topçu ateşleri dâhil bilmiyor muyuz? Radyolarda Türk müziği, halk müziği yasaklanmadı mı? Güneş Dil Teorisi ile güzelim Türkçe’nin canına okunmadı mı? Yazı dilimiz değiştirilmedi mi? Batı eğlence kültürü dayatılmadı mı? O zamandan bugüne Batı hayranı, benliğinden, kimliğinden, dininden, dilinden ve kültüründen soyulmuş ve çırılçıplak kalmış bir gençlik oluşturulmadı mı? Bu ülke ve vatan için cephelerde can vermiş Kurtuluş Savaşı kahramanlarının dilleri yasaklanırken, işgalcilerin dillerinde eğitim veren okullar el üstünde tutulmadı mı?
Bugün kendi ülkesine düşman nesiller nasıl yetişti sanıyorsunuz. Niye bu kadar emperyalizmin piyonu çıkıyor diye şaşırıyoruz.
AK Parti’nin 18 yıllık bir fırsatı vardı ama ne yazık ki bunu yeterince değerlendiremedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, çok geç kalmış biçimde geçen günkü konuşmasında “Ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir Batılılaşma fırtınası içinde bulduk. Aklı hür, fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirilmek üzere çıkılan yolun Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması en büyük kayıptır” demesi, aslında vahşi bir asimilasyonu işaret etmiyor mu?
Bu yüzden Kürtlere, Çerkeslere, Lazlara yapılan asimilasyonu konuşurken, bu milletin tamamının asimilasyona uğradığını unutmamak gerek ve asıl vahim olan da bu.
Şimdi İYİ Parti’de Fetullah iblisinin gölgesi dolaşırken ve makam odalarına taht kurmuşken birileri “İYİ Parti’de Çerkesçilik yapılıyor” sözleriyle kendi kuyusunu FETÖ’cülere kazdırıyor.
“İyi Parti’de millîcilerle küreselciler ve onların piyonu FETÖ’cülerin mücadelesi var” diyenlere son bir kere daha hatırlatayım:
Yaptığınız ırkçılığa varıyor ve Fetullahçılar ırkçılıkta sizi beşe katlar, haberiniz olsun!..
 
 
 
Hasan Seymen: “Ümit Hoca genel başkan olmak istiyor.”
 
Eski İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen’in anlattıkları Ümit Özdağ’a yönelik eleştirileri içeriyor kuşkusuz ama öte yandan İYİ Parti hakkında da bir fikir veriyor.
Partinin MHP’den aldığı milliyetçi tabanı, üst yönetimi küreselcilerin istediği biçimde yapılandırarak dönüştürme eğilimi artık açıkça belli oluyor. Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cülüğü tartışması da zaten bununla ilgili.
Hasan Seymen yukarıdaki yazıda da belirttiğim üzere eski AK Parti üyesi. Ancak Genel Başkan Yardımcısı Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) yöneticilerinin “Artık siyasal partilerde birer adamımız olsun” düşüncesiyle İYİ Parti’ye girmesine karar veriliyor. Kendisinin geçmiş yıllarda da Tansu Çiller ve Meral Akşener ile DYP’de çalışmış olması bu konuda etkili oluyor. İYİ Parti’ye davet ediliyor ve Meral Akşener ile yaklaşık bir saat konuşuyor. Ona kendisini milletvekili olarak görmek istediğini söylüyor ama seçimlerden önce Ankara 2. Bölgeden 5. Sıraya koyuyorlar. Çerkeslerin hiç bulunmadığı bir bölge ve dolayısıyla çalışmasına rağmen seçilemiyor.
Ama Meral Akşener onu Genel İdare Kurulu ve Başkanlık Divanı’na sokarak sürpriz yapıyor.
Dediğine göre ilk problem 2018 yılı İstanbul Olağanüstü Kongresinde yaşanıyor. Meral Akşener’in tepeden inme olarak Buğra Kavuncu’yu İl Başkanı yaptırdığı kongre. Akşener kendisine “Divan Başkanı sen olacaksın” diyor. Ama Ümit Özdağ da divan başkanı olmak istiyor. Bunu da Hasan Seymen Akşener’e söylüyor “Ümit Hoca istiyordu divan başkanlığını” diye. Akşener ise “Hayır ben sana talimat veriyorum” diyerek olayı kapatıyor. Ümit Özdağ o kongrede daha önce kurucular kurulu üyesi yaptırmadığı Buğra Kavuncu’nun karşısındaki adayı desteklemesine rağmen seçilmesine engel olamıyor.
Hasan Seymen “Ümit Hoca orada bana bir TIK attı” diyor ve ekliyor:
“Oysa ben ona karşı hiçbir tutum almadım ve sadece Genel Başkan’ın talimatları doğrultusunda hareket ettim...”
Ama Meral Akşener durmuyor, Hasan Seymen’i tüzük kongresinde de divan başkanı yapıyor. 2019 Ağustos’undaki kongrede de divan başkanı yapılınca birden Hasan Seymen’in yukarıdaki yazıda anlattığım “Türkiye’de Çerkesler asimilasyona uğradı” sözleri gündeme getiriliyor. Hasan Seymen aslında partideki bu entrikalara ve iç çekişmelere dayanamadığı için daha önceden üç kez Meral Akşener’e istifasını vermişken ve kabul edilmemişken bunu yaşayınca yeniden istifa ediyor. İstifa dilekçesini Akşener’e bizzat takdim ediyor.
Hasan Seymen “2014 yılındaki sözlerimle beni asmaya kalkışanlar da çok iyi biliyor ki ben parti içinde Çerkeslikle ilgili tek bir laf etmedim” diye bir hatırlatmada bulunuyor burada.
Akşener onu “Sana değil, bana saldırıyorlar. Bir ay daha sabret” diye yine bekletiyor.
Tuhaftır aradan birkaç gün geçince onu Yeniçağ gazetesinin sahibi ve İYİ Parti kurucularından İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik arayarak “Başkanım çok üzülüyorum senin bu durumuna, benden bir isteğin var mı?” diye soruyor.
Tabii bu da yine bir Godfather yöntemidir. Yani ipini çektiği adama çiçek göndermek gibi. Geçenlerde Rifat Hisarcıklıoğlu ile ilgili yazımda da benzer örneği vermiştim.
Nitekim birkaç gün sonra Yeniçağ gazetesinde Hasan Seymen’in “Çerkesler asimilasyona uğradı” lafı hatırlatılarak İYİ Parti’nin mahallî idarelerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Metin Ergun’un demeci yayınlanıyor:
“Hasan Seymen Bey'in bundan sonra partimize vereceği en iyi hizmet istifa etmek olacaktır...”
İşte istifa burada gerçekleşir ve eşi Tuncer Akşener de Çerkes olan Akşener bunu önleyemez artık.
Evet, kimin nerede durduğu belli değil İYİ Parti’de. Ümit Özdağ’a sorarsanız millîcilerin gücü yüzde 90 oranında. Peki, o zaman Buğra Kavuncu nasıl seçilebiliyor hakkında “FETÖ’cüdür” şayiaları bu kadar almış başını gitmişken.
İYİ Parti’nin "yarı resmî" yayın organı Yeniçağ gazetesi parti içinde nerede duruyor? Bu da ayrı bir soru işareti.
Ama Hasan Seymen’in teşhisi şu:
Ümit Özdağ genel başkan olmak istiyor.
Hatta ekliyor:
“MHP’de de olmak istedi, başaramadı. Şimdi İYİ Parti’yi istiyor.”
Koray Aydın’ın aynı çizgide olduğu Ümit Özdağ’ı eleştirmesi ise onun da gözünün genel başkanlık koltuğunda olması.
Onlar bu hesapların içindeyken Akşener sessiz ve derinden gidiyor. Ne demek istediğimi anlamak isteyenler Nurettin Veren’in Meral Akşener ile ilgili yaptığı açıklamayı okusun.
Buğra Kavuncu ile ilgili iddiaları da bu istikamette okuyun. Hasan Seymen’e son olarak soruyorum:
“İYİ Parti’de FETÖ’cüler var mı?”
Seymen var ya da yok demiyor ama FETÖ’ye lanet okuyor:
“Hepsinin canı cehenneme. Hayatımın hiçbir anında bunlarla yolum kesişmedi. İyi ki de kesişmedi.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.