Ünal Bolat

“Saat 08.00 olmuştu ki bir gürültü duydum. Hemen yola çıktım. Baktım köye greyder gelmişti...”

“Pelitbükü Sekecek köyüne tayinimiz çıkmıştı. Bir minibüs tutmuş eşyalarımızı onunla götürmüştük...”

"Bir akrabası bir miktar para verip Turgutlu’da yaşlı ihtiyaç sahibi birisine vermek için gönderir...”

“Bu vatan, bu bayrak, bu din uğruna can veren şehitlerimizin mekânları cennet olsun..."

“Daha sonra kadınla yine tüm bağlar koptu gitti. Kadın olayın gizli tutulmasını istiyordu...”

“Kadın o zaman öğrenmiş eniştemle aynı ilde ikamet ettiklerini ve telefon numarasını alıp aramış...”

“Eniştem de annesini karşısında görünce dayanamayıp onu affedecek ve 24 senelik hasret bitecekti...”

“Ben Fatma Köse, oğlum Ahmet’i arıyordum. Bir miras olayı var ona tarla vereceğim!..”

“Sen mescidin yerini sorduğunda, ilkin zannettim ki postallarla içine girip yatarsın. Ondan çekindim!..”

"Köyde minare de göremedim ki gidip camiye namazımı kılayım. Abdest de yok. Hava soğuk, kar yağmış.”

“Bu iş düğünlerde oyun stillerine bile yansımıştı. Dantel işleyen el ile sıva yapan el belli olurdu...”

“Toplantı salonunda yer kalmazdı, çoğumuz ayakta kalır Ziya Ağabeyimizi o heyecanla öyle dinlerdik...”

“Ben 17 yaşına kadar dinimiz hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Bu duygu benim içimde hep yaradır...”

“Sarıkamış'ta ağabeyimin mezarını aradım ama bulamadım. İçime dert oldu. Bulsaydım mezarını yaptıracaktım...”

“Şu asker torbası senin, içinde oğlun İbrahim Şahin’in elbisesi var. Oğlun askerde iken vefat etti...”

“Onu yakından tanıyanlar asla para, mal, mülk tutmadığını bilirlerdi ama çoğu kimse onu zengin zannederdi..."

“Reyhan’cığım bu saati, başımda geçirdiğin saatlere teşekkürü bildirmek için aldım, güle güle kullan...”

Müsaade ederseniz ben sizlere benim gözümle “Baba” Ayhan Songar’ı anlatmak istiyorum.

“Eski Adalet Bakanlarımızdan, gençliğimizden beri medârıiftihârımız olan İsmail Müftüoğlu Ağabeyimiz de panele çağrılmıştı...”

“Acıkmadan yemez babam, doymadan da sofradan kalkar. Ne bulursa ayırt etmez yer...”