Vehbi Tülek

"Allahü teâlânın kullarından birine bir musîbet gelse, bunun için sakın sevinme! Gıybet ve dedikodu yapma! İnsanlar arasında söz taşıma! Sana zulmedeni affet!.."

Ahmed-i Çeştî buyurdu ki: "Kalbinde bir leke görürsen, oruç tut. Gitmezse, az konuşmaya bak. Gitmezse, günahlardan şiddetle kaç. Yine gitmezse, her hâli iyi bilen Allahü teâlâya yalvarmaya başla..."

Ali el-Masîsî buyurdu ki: "Tövbe iki çeşittir. Biri avâmın tövbesi, biri de seçilmişlerin tövbesidir. Avâmın tövbesi günâhlardan tövbedir. Seçilmişlerin tövbesi gafletten tövbedir..."

Abdülvâhid bin Zeyd, arkadaşlarıyla bir deniz yolculuğuna çıkar. Bindikleri gemi fırtınaya tutulur ve dalgalar onları bir adaya sürükler. Orada puta tapan bir adamla karşılaşırlar!..

Ahıskalı Abdullah Efendi buyurdu ki: "Şunu iyi bilin ki, insanlar bu âlemde yolculuk hâlindedirler. Onların ilk konakları beşik, sonuncusu ise kabirdir. Hakîkî vatan, ya Cennet veya Cehennem'dir..."

Ahmed el-Esrem buyurdu ki: "Âlimin ölümü, büyük bir musîbettir. Şeytan ve yardımcıları, Müslümanlar için birçok fitneler hazırlarlar. Maksatlarına erişebilmek için âlimlerin yok olmasını beklerler."

Ali bin Muhammed buyurdu ki: "Ey insanoğlu! Gençliğinle gururlanma. Her şeye gücünün yetmesi, seni aldatmasın. Senden önce, gençlerin pekçoğu saçı sakalı ağarmadan bu dünyâyı terk etti."

Ebû Abdullah Cavpâre buyurdu ki: "Dünyanın oğullarına (dünyâ malı, mevkii, şan, şöhret, para, çocuk vs.) karşı zâhid olmak, onlara kıymet vermeyip terk etmek; akıllı kişinin şânındandır."

Ahmed bin Harb buyurdu ki: "Dünyânın sizi kandırıp evvelkileri düşürdüğü belâya sizi de düşürmemesi için Allahü teâlâdan gücünüz yettiği kadar korkun. Bildiğinizle amel edin ve dikkatli olun!.."

Ebû Abdullah el-Hâkan buyurdu ki: "Namazda huşû, namaz kılanın kurtuluşunun alâmetidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: Kalbin hazır olmadığı namaza Allahü teâlâ bakmaz!.."

Ahmed bin Mesrûk buyurdu ki: "Ömür çok değerli sermayedir. Ne yazık ki insanoğlunun çoğu bu sermayeyi boş yere tüketir. Gençlik yıllarımda dinçtim. Zorluklar beni yıldırmazdı. Ama artık ihtiyarlık devremi yaşıyorum."

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Cömert, malında olan Allah'ın haklarını ödeyendir. Cimri, malındaki Allah'ın haklarını yerine getirmeyen; Rabbinin verdiğinden, Rabbine karşı nekeslik edendir."

Ebû Abdullah Seczî buyurdu ki: "Âzâlarıyla ve kalbiyle günâh işleyip de, sâdece dili ile tövbe eden, âzâsını ve kalbini günahlardan uzak tutmayan kimse ne kötü kuldur."

Abdülvâhid bin Muhammed, kerâmetler sâhibi hikmetli sözler söyleyen, güzel ve tesirli vaaz ve nasîhatleriyle meşhûr evliyâdan bir zâttır. Urfa'nın Harran ilçesinde doğmuş olup, doğum târihi bilinmemektedir. 1093 (H.486) senesinde Şam'da vefât etti. Bâb-üs-Sagîr Mezarlığına defnedildi...

Ahmed Raûfî buyurdu ki: "Sâlih Müslümanlar, Peygamber efendimizin sünnet-i şerîflerine tam uyarlar. Onların korkusu, son nefes içindir. Onlar, az konuşurlar. Öfkelerini tutarlar, şehvetlerini yenerler."

Alâeddîn Konevî hazretleri 1327'de Şam'da kâdılık mevkiine getirildi. 1328'de vefâtına kadar adâletle hükmetti. Kendisi hak, iffet ve temizlik husûsunda çok dikkatli davranırdı...

"Bir kimsenin bir günâh işledikten sonra tekrar günah işlemesi, ilk günâhın cezâsıdır. Bir sevap işledikten sonra tekrar sevab işlemek de, birinci sevabın karşılığı, mükâfâtıdır."

Ebû Amr ez-zücâcî, Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Osman en-Nûrî, Ruveymâ, İbrâhim Havvâs hazretlerinin sohbetlerinde kemâle geldi. "Mekke-i mükerremenin büyüğü" adıyla meşhur oldu...

Şeyh Ali Septi hazretleri buyurdu ki: "Bid'at ehli olanlar, başlarını ve vücûdlarını toprakta gizleyip, kuyruklarını açıkta tutan ve yaklaşanı sokan akrep gibidir..."

Selçuklu Devletinin kurucusu Tuğrul Bey Hemedan'a gelmişti. Baba Tâhir Uryân'ın duâsını aldı. Baba Tâhir, Sultana; "Ey Türk! Allah'ın kulları ile ne yapacaksın?.." diye sordu...