Vehbi Tülek

Ebû Ahmed Kalânisî hazretleri buyurdu ki: "İhlâs sâhibi muhlislerde riyâ, gösteriş, sıdk sâhibi olan sâdıklarda da ucub (amelini güzel görmek) hâli bulunmaz."

Ebû Ali Cürcânî buyurdu ki: "Sünnete giden yol; bid'atten kaçmak, Eshâb-ı kirâmın icmâ'ına yâni söz birliğine uymak, bozuk din adamlarından uzaklaşmak, bir tasavvuf büyüğünü tanımaktır."

Ebû Bekr bin Ebî Sa'dân buyurdu ki: "Kim, Allahü teâlâya kavuşmak isterse, bid'atten, dalâletten, isyândan ve gafletten uzak dursun."

Seyyid Âdem-i Bennûrî, Kabr-i Nebevî'yi ziyâretinde, Peygamber efendimiz onun selâmını aldı ve pek az kimseye nasîb olan müsâfeha etmek şerefine kavuştu...

Ahmed Şemseddîn buyurdu ki: "İnsanda hevânın, arzu ve isteklerin kökü bâkidir. Ancak emirler yerine getirilir, yasaklardan sakınılırsa bu ağaç kalpten sökülüp atılır."

Ali Ömerî, Hazreti Ömer'in soyundandır. Buyurdu ki: "Kötülüklerden sakınan cesâretli, hâin ise korkak olur. Kötülük yapan, kendini yalnız hisseder..."

Amr bin Mürre buyurdu ki: "Hayâ güzel bir huydur ki dînimizce iyi olduğu bildirilmektedir. Haktan ve insanlardan hayâ etmelidir. Hayâ edilmeyen işte hayır yoktur..."

Atâ bin Ebû Rebâh, bir gün, Halîfe Velîd'e; "Cehennem'de Hembeb adında bir vâdi var. Zâlim hükümdârlar orada yanacaktır" buyurunca, halîfe, bayılıp yere düşer!..

Ebû Bekr bin Sâlim buyurdu ki: "İnsana nefsin hâkim oluşunun temeli, arzulara, isteklere uymaktır. Arzu ve heveslere uyma gâlip gelince kalbi kararır. Kalp kararınca can sıkılır!.."

Abdürrahîm Merzifonî buyurdu ki: "Hocaya karşı kibirli olmamalı ve ona ukalâlık etmemelidir. Bilhassa hastanın tabibe teslim olduğu gibi hocaya teslim olmak lazımdır."

"Ey insanoğlu! Yer senin ikâmet etmeni sağlar. Melekler seni muhâfaza eder. Güneş sana ışık verir. Hepsi senin için yaratılmıştır. Sen, sâdece Allahü teâlâyı bir bilip, O'na kulluk için yaratıldın."

Atâ el-Ezrak buyurdu ki: "Şeytanın insanların gözüne sürdüğü bir sürmesi vardır. Bu sürme, insanlar, Allahü teâlâyı anacağı zaman gelen uykudur."

Cemâleddîn Çelebi buyurdu ki: "Hilm, yumuşaklık kılıcı, demir kılıçtan, hattâ yüz zafere sebep olan kılıçtan daha keskindir!.."

Ebû Bekr-i Bâkıllânî hazretleri, büyük kelam âlimi ve evliyadandır. Aslen Basralı olup, doğum târihi bilinmemektedir. 1013 (H.403) senesinde Bağdât'ta vefât etti.

Ebû Bekr Sekkâf buyurdu ki: "Şeytanın bir mümini yoldan çıkarma taktikleri vardır. O, bir mümine ilk önce; 'kâfir ol' diye vesvese verecek kadar budala değildir..."

Abdüla'lâ Kureşî buyurdu ki: "Kötü arkadaşları terk et. Onlara sevgi duyma, sâlihleri sev. Yakının bile olsa, kötü arkadaştan uzak dur. Uzak bile olsa, iyi arkadaşlarla berâber ol!.."

Osmanlı ordusu Sigetvar Kalesini kuşatmıştı... Ancak Kânûnî Sultan Süleymân çok hasta ve kalenin günlerdir fethedilememesine çok üzülüyordu!..

Âşık Efendi buyurdu ki: "Yolumuza girenleri, istersek kolayca çekme ile, dilersek bir başka usûlle terbiye ederiz. Çünkü rehber, bir tabîbe benzer. Hastaya göre ilâç verir..."

Ebû Bekr Verrâk buyurdu ki: "Devlet adamlarının kötülüğü zulüm ile, âlimlerin bozukluğu hırs ve tamah ile, zâhidlerin bozulması da riyâ ve gösteriş ile olur..."

Nisâ sûresinin yüz onuncu âyet-i kerîmesi nâzil olunca, şeytan korkunç bir sesle feryâd etti. Sesi öyle yüksek çıktı ki, yeryüzündeki bütün askerleri işitip, yanına toplandılar!..