10.02.2006 - 01:00 | Son Güncelleme: 10.02.2006 - 01:00
Akıllı ve soğukkanlı olma zamanı!..
Bir taraftan Bu komplodur, bu Blatterin kestiği cezadır, bu olaylar İsviçre maçında değil de , Kazakistan maçında olsaydı bu cezalar verilir miydi, bu cezalar ağır çok ağır diye kıyameti koparıyoruz!..
Bir taraftan Bu komplodur, bu Blatterin kestiği cezadır, bu olaylar İsviçre maçında değil de , Kazakistan maçında olsaydı bu cezalar verilir miydi, bu cezalar ağır çok ağır diye kıyameti koparıyoruz!..
Öte yandan, kıyameti kopardığımız sütunların, satırların, başlıkların hemen yanında, hatta üstünde Conrad Oteli toplantısının iç yüzünü, kimlerin katıldığını, kimlerin neleri teklif ettiğini, havaalanından stadın içine kadar nelerin yapılması ve İsviçrelilerin nasıl sindirilmesi gerektiği üzerinde kimlerin neler söylediğini açıklıyoruz manşetleri atıyoruz!..
Bitmedi; cezanın bu kadar ağır olmasının gerekçesi, soyunma odası koridorlarındaki olayların karartılması ve hastaneye kaldırılan İsviçreli oyuncuya vuranın belli olmaması olduğu ortada iken; Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırımın kasasında, bu olayların görüntülerinin saklı olduğunu yazıp çiziyor ve adeta olayların karartılmasının bile bile yapıldığını iddia ediyoruz!..
Bitmedi; başta FIFA Başkanı Blatter olmak üzere teknik direktörleriyle, basınıyla İsviçrelilerin Terimi de cezalandırmak için ellerinden geleni artlarına koymadıkları ve asıl onun cezalandırılmasını istedikleri, maçtan sonra Türk medyasında Terimi mahkûm edecek bir yığın iddia ortaya atıldığı ve yazıldığı hâlde, Terime ceza verdirecek en ufak bir ize bile rastlayamadıkları biline biline, İsviçreliler gibi, Teknik Direktör Fatih Terimin hatta ondan da öte görevde olmadığı için olaylarla en ufak ilgisi bulunmayan yeni Federasyon Başkanı Haluk Ulusoyun kellesini isteyenlerimiz bile var!..
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Madde bir; Biz bu cezayı, ister Blatterin parmağı olsun, ister Türk düşmanlığı olsun, ister şu olsun, ister bu olsun; tam manasıyla hak ettik!..
Ve, bugüne kadar ki olaylarımızı, dosyalarımızı, sabıkalarımızı yok saysak bile, açıkça görülüyor ki; ceza böyle olmalıdır ki, caydırıcı olsun, ceza olsun, ders olsun, örnek olsun!..
Şiddet, sporda doping ve şike ile beraber en büyük 3 suçtan biridir; dünya böyle biliyor ve böyle cezalar veriyor!..
Bu gerçeği anlayabilsek ve iç mevzuat ve uygulamamızda bunun gereğini yapabilsek; zihniyetimizi bu yönde değiştirsek; bunlar olur muydu?..
Bundan sonra, hava alanlarımızda, otel yollarında ve önlerinde, soyunma odalarımızın koridorlarında hiç olmazsa uluslararası maçlarda böyle çirkin görüntülere rastlanmayacağı ortada değil mi?..
Rastlanmaması için yetkililerimizin her türlü tedbiri alacakları ortada değil mi?..
Bugüne kadar, kendi kendimize oynadığımız maçlardaki olaylarda, cezalar böyle caydırıcı olsaydı, sudan hafifletici sebeplerle, mavi boncuklarla, koruma ve kollamalarla disiplin kurullarından başlayarak, tahkim kurullarına kadar sulandırılmasaydı, Türkiye Liglerinde statlarında şiddet, küfür, kavga, kan durmaz mıydı; en azından asgariye inmez miydi?..
Spor sayfalarımızda renkli gözlükler takılıp, verilmiş en asgari cezalarda bile sütun sütun koruma ve kollama haber ve yorumları, her şeyden öte, ilk İsviçre maçından sonra İstanbulda onlara daha beterini yaşatmalıyız diye yol gösteren yazılar çıkar mıydı?
Madde iki; şimdi iki önemli sorumuz var!..
Soru: Maazallah, Sayın Bakanın seçilmeyecek dediği Haluk Ulusoy seçilmeseydi ve bugün Conrad Oteli toplantısının iz ve yol göstericilerinin başında olduğu bir federasyon iş başında olsaydı ne olacaktı?..
Soru: Öğreniyoruz ki, Olayların aydınlanması ve karanlıktaki suçluların bulunması için Sayın Bakan, Başbakanlık Teftiş Kurulunu harekete geçirmek için girişimde bulunmuş!..
İyi de, bunu olayların hemen ardından yapsaydı ve Teftiş Kurulu kasada saklı olduğu iddia edilen görüntülere kadar ulaşsaydı da, karanlıktaki suçlular bulunup, önce kendimiz cezalandırsa idik, sonra da bilgileri, belgeleri, suçluları FIFAnın masasına koyabilseydik, bu cezalar bu kadar ağır olur mu idi?..
Madde üç; geliyorum sadede:
Şimdi akıllı davranmak ve soğukkanlı olmak zamanıdır!..
İpe sapa gelmez ve ispat edilemeyen iddia ve dedikodularla, kendimize daha fazla zarar vermeme zamanıdır!..
Süreçte, FIFA Tahkim Kurulu vardır, CAS mahkemesi vardır!..
İyi bir hazırlıkla, karanlıkta kalan sürecin aydınlatılması ve İsviçreli hastanelik futbolcunun tekmecisinin ortaya çıkarılması, cezamızı büyük ölçüde indirtebilir!..
Adil olmayan çifte ceza; yani tarafsız saha cezasına, seyircisiz maç cezasının da eklenmesi, 200 bin İsviçre Franklık para cezasına, seyircisiz oynamak ile çok daha büyük para cezasının eklenmiş olması, asgarisinden CAS Mahkemesinde cezanın cezası olmaz denilerek kaldırılabilir!..
Şenes Erzikin ve CAS Hakimi Kısmet Erkinerin açıklamalarına kulak verilmelidir!..
Cadı kazanı kaynatmak ve cadı avcılığına çıkmak yarışı ve karmaşası bitmeli, sadece ve sadece soğukkanlı ve akıllı bir şekilde doğrulara ve gerçeklere ulaşmak çalışması yapılmalıdır!..
Zaman bu zamandır!..