240 bin sayfa belgede ne var? Martin Luther King Jr. suikastıyla ilgili sır perdesi aralanıyor

Amerikan tarihinin en etkili sivil haklar savunucularından Martin Luther King Jr.’a yönelik suikast, aradan geçen onlarca yıla rağmen hâlâ tartışma konusu. Şimdi ise, 240 bin sayfalık dev FBI arşivinin kamuoyuna açıklanmasıyla bu tartışmalar yeni bir boyut kazandı. Belgelerin 2027’ye kadar gizli kalması bekleniyordu ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla mühür erkenden kaldırıldı.
ABD yönetimi, Sivil Haklar Hareketi'nin simge ismi Martin Luther King Jr.’a dair 240 bini aşkın sayfadan oluşan FBI belgelerini kamuoyuyla paylaştı.
Karar, King ailesinin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının itirazlarına rağmen alındı.
FBI'IN İZLEME FAALİYETLERİ BELGELERDE YER ALDI
Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI), 1960'lı yıllarda King’i ve çevresini yasa dışı şekilde izlediğine dair belgeler, uzun süredir Ulusal Arşivler’de gizli tutuluyordu. Yayınlanan belgelerde, FBI’ın King’in telefonlarını ve otel odalarını dinlediği, evlilik dışı ilişkilerine dair bilgi topladığı ve hareketi itibarsızlaştırmak için çeşitli taktikler kullandığı ortaya kondu.
King ailesi belgelerin "empati ve itidalle" incelenmesini istedi. Ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Bu belgeler ailemizin 57 yılı aşkın süredir taşıdığı, son derece kişisel bir acıya dair. Bu yayınların empatiyle, itidal ve saygıyla değerlendirilmesini istiyoruz."
JAMES EARL RAY YENİDEN TARTIŞMA KONUSU
1968 yılında Memphis’te suikasta uğrayan Martin Luther King Jr.’ın ölümünden sorumlu tutulan James Earl Ray, suçunu sonradan reddetmişti. 1998'de ölene kadar suçsuz olduğunu savunan Ray hakkında King ailesi uzun yıllar farklı soru işaretlerini gündeme getirmişti.
1999’da Memphis’te görülen bir hukuk davasında jüri, King’in bir "komplo" sonucunda hedef alındığına hükmetmişti. King ailesi, yayınlanan yeni belgelerin bu yöndeki bulguları destekleyip desteklemediğini inceleyeceklerini aktarıldı.
"TRUMP ŞEFFAFLIK İÇİN DEĞİL DİKKAT DAĞITMAK İÇİN YAPTI"
Rahip Al Sharpton, belgelerin yayınlanmasına tepki göstererek, "Trump’ın MLK suikastı dosyalarını yayınlaması şeffaflık ya da adaletle ilgili değil. Epstein dosyalarındaki tartışmaları gölgelemek için yapılmış bir dikkat dağıtma hamlesidir" dedi.
Benzer görüşler, King ailesinin kurduğu King Center’dan da geldi. Açıklamada, "Bu yayınlar, Amerika’nın karşı karşıya olduğu gerçek adaletsizlikler ve sorunlar göz önüne alındığında kötü bir zamanlamayla gerçekleşmiştir" denildi.
KİNG'İN ÇOCUKLARI: YALANLARA KARŞI DURACAĞIZ
Martin Luther King III ve Bernice King, babalarının "devlet destekli bir itibarsızlaştırma ve takip kampanyasına maruz kaldığını" belirterek, FBI kayıtlarının içeriğine dair endişelerini dile getirdi.
"Dr. King, J. Edgar Hoover’ın başında olduğu FBI tarafından yürütülen kapsamlı bir izleme ve dezenformasyon kampanyasının hedefiydi. Bu faaliyetler yalnızca mahremiyeti ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda adalet mücadelesine yönelik doğrudan bir saldırıydı."
Açıklamada, şeffaflık ilkesine destek verdiklerini, ancak "tarihi çarpıtma veya King’in mirasını siyasi hedeflerle kullanma girişimlerine karşı duracaklarını" ifade ettiler.
BELGELER 2027'YE KADAR MÜHÜRLÜYDÜ
FBI kayıtlarının orijinal mühür süresi 2027’ye kadar uzatılmıştı. Ancak Trump yönetiminin talebi üzerine, Adalet Bakanlığı kayıtların erken yayınlanmasını sağladı. Karar, kamuoyunda karışık tepkilere neden oldu.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'nden yapılan açıklamada, "Belgelerin önemli kısmı ilk kez dijital ortama aktarıldı" denildi. Başkan Donald Trump, seçim öncesinde JFK suikastı dosyalarının da kamuya açıklanacağını taahhüt etmişti. Bu kapsamda King, Robert F. Kennedy ve John F. Kennedy’ye ait belgelerin büyük kısmı Mart ve Nisan aylarında kamuya açıldı.