Dışımızdaki İrlandalılar

Dışımızdaki İrlandalılar

DÜNYA Haberleri

10 Nisan 1998... Belfast’ta İngiltere ve İrlanda arasında çatışmaları bitiren bir anlaşma imzalanır ve “Hayırlı Cuma” derler adına.

İRFAN ÖZFATURA

Hatırlar mısınız, yetmişli yıllarda haber saatlerinde İrlanda haberi olurdu mutlaka. IRA kök söktürüyordu, Belfast Beyrut’u aratmazdı o sıra. İsterseniz, şöyle bi dönüp bakalım neler yaşanmış acaba?
Buradan hepsi Hristiyan gibi görünüyor ama büyük fark var aralarında. İrlandalılar Katolik, İngilizler Protestan.
Biri Roma Kilisesi’ne, öbürü kendine bağlı, birbirlerinden hoşlanmıyorlar.
Kaldı ki, İrlandalılar Kelt asıllı, ayrı bir simaları (bazıları kızıl saçlı ve çilli) ve ayrı bir lisanları (Geailge) var.
İngilizler gibi soğuk ve kibirli değiller, sıcakkanlı insanlar.

DAĞDAKİ BAĞDAKİNİ
İrlanda, İngiltere haritasında gördüğünüz iki adadan biri. Evet soldaki ve küçük olanı.Nnüfusu beş milyon civarında.
Mazisi ilk çağlara uzanıyor, zaman zaman Viking ve Norman istilalarına maruz kalsa da kimliğini koruyor
Ilıman iklimli ve hayli sulak. Yeşili göz kamaştırıyor. Belki de bu yüzden İngilizler ve İskoçlar gelip yerleşiyor (11 YY).  
VIII Henry karşısında güç göremeyince kendini İrlanda Kralı ilan ediyor. Göçmenler yerlilerin arazisine çöküyor, mülk sahipleri uşak oluyor.
Nüfusun %75’i Katolik, fakat toprakların %80’i bir avuç Protestan’ın eline geçiyor. Derebeyleri halkı ite kaka çalıştırıyor.
Gelir kaynaklarından biri de yün. Lakin İrlanda’nın ihracatına sınırlama getiriliyor. Maksat burjuva çıkaramasın, sanayi kuramasınlar.

Dışımızdaki İrlandalılar

DİŞE DİŞ
İngiltere Başbakanı William Pitt, sertlikten medet umsa da boyun eğdiremiyor, çatışmalar şiddetleniyor. Sıtkı Efendi’nin raporlarına göre (1798) isyancılar da güçlü, icabında dört bin atlı topluyorlar.  
İngiliz hariciyesinden Lord Granville Babıali’ye gönderdigi yazıda zafer ilan ediyor, 1200 İrlandalının öldürüldüğünü bildiriyor. Osmanlı, hadiseleri yakinen izliyor, insani yardımda bulunuyor. Mesela 1840’lı yıllarda görülmemiş bir kıtlık oluyor, Londra umursamıyor. Osmanlı  ayni ve nakdî yardım yolluyor. İşkodra’dan kalkan gemiler hayvanlar için arpa saman taşıyor. Bu yüzden mi bilinmez, Türkler çok seviliyor.

SERTLİK SERTLİĞİ...
İngiltere’de liberaller, muhafazakârlara göre daha ılımlı. William Ewart Gladstone çözüm için çaba sarf ediyor. Parti içi muhalefete rağmen muhtariyet kelimesini telaffuz ediyor. Hatta Parlamento’ya sunduğu kanun teklifinde (1886) “Dublin’de 100 mebusluk bir meclis açılsın, polis şimdilik bizde kalsın, bilahare İrlanda hükûmetine bırakılsın. Harbiye, bahriye, hariciye gibi mevzularda karar Londra’da olsun” diyor.
 İrlanda’ya 50 milyon sterlinlik tahvil ihraç etmeyi, geliri ile nüfuzlu kişilerin arazilerini almayı ve halkı uzun vade ile borçlandırıp mülk sahibi yapmayı düşünüyor. Ancak bu teklif parlamentoda reddediliyor, gerginlik artıyor. Teşkilat müstecirlerin toprak baronlarına kira ödemesini yasaklıyor, hayvanları vuruyor, mahsulleri yakıyor. Cinayetler, bombalar, huzura hasret bırakıyor.
İngiltere, I. Cihan Harbi evveli vergileri artırmak ve asker toplamak zorunda. İçlerindeki İrlandalılar “Bana ne senin savaşından” deyip karşı çıkıyor.

ÇARE BİÇARE
Bu, ilanihaye gidecek değildir böyle, nitekim Lloyd George (Yunanlıları Anadolu’ya sokan kafa) çözüm aramaya başlıyor.
İngiltere o günlerde dünyanın yarısını sömürüyor, milyarlık Çin’i, Hindistan’ı, Afrika’yı, Avustralya’yı, Kanada ve İslam âlemini soyup soğana çeviriyor. İrlanda onun için küçük bir lokma, uğraştığına değmiyor. 1916 Paskalya törenleri ayaklanmaya dönüyor. İngilizler ateş açıyor 14 genç toprağa düşüyor ve köprüler atılıyor.
1918 seçimleri akabinde İrlanda Meclisi toplanıyor ve ilk işleri “bağımsızlık bildirisi” okumak oluyor.
İngiltere Kralı V. George’un canı sıkılıyor, “Bitirin artık şu meseleyi” diyor. Başbakan Lloyd George tarafından adaya gönderilen General Simas, ihtilal lideri Eamon de Valera’yı Londra’ya davet ediyor. Valera iki hırpani arkadaşıyla geliyor. Hüsnükabul merasiminde bir bakıyorlar binanın önü lebalep İrlandalı. Alkışlar, sloganlar içeride çınlıyor.
Lloyd George, biri Belfast merkezli Kuzey ve diğeri Dublin merkezli Güney olmak üzere iki İrlanda’dan bahis açıyor, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika  ile aynı statüye sahip olacaklarını söylüyor.

Dışımızdaki İrlandalılar

TÜFEEEK OMZA!
İngilizlerin elindeki Kuzey İrlanda’da parlamento açılıyor. Ancak Güney İrlanda ipleri koparıyor, silaha sarılıyor. Çünkü ada adım adım Protestanlaşıyor, elden çıkıyor.
Gönüllüler IRA (Irish Republician Army - İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu) çatısı altında teşkilatlanıp gerilla savaşına giriyor. Silahları evlerin bodrumunda yaptıkları şehir efsanesi, Amerika’daki diaspora destekleri oluyor. Katolik ve Protestan mahalleleri arasında duvarlar (peace walls -peace lines) yükseliyor. Protestanlar da ‘Gönüllü Ulster Güçleri’ adlı paramiliter gruplar kuruyor, aynı usulle mücadele ediyor.
İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı bir dominyon olan Güney İrlanda bir yıl sonra (6 Aralık 1922) bağımsızlığa kavuşuyor, asırlar süren işgal bitiyor, İngilizler çekiliyor.
Ancak IRA’nın aşırıları İrlanda’nın bir bölümünü bağımsız kılan, bir bölümünü de İngiliz çizmesi altında bırakan anlaşmayı tanımıyor. İngilizlerle teması olanları da tehdit ediyorlar ve “iç savaş” başlıyor.
1932’de Éamon de Valera Başbakan oluyor ve Birleşik Krallık’a karşı daima ihtiyatla yaklaşıyor. İrlanda, II. Dünya Savaşı’nda tarafsız kalıyor.  1972 referandumu ile Vatikan’ın tesiri azalıyor. Hatta 1973’te Protestan asıllı Erskine Childers, cumhurbaşkanı seçiliyor.
1981’de Kuzey İrlanda’dan bağımsız olarak İngiltere Parlamentosuna giren Bobby Sands’in cezaevinde açlık grevine başlıyor ve ölüyor. Bilahare IRA yanlıları da siyasete atılıyor, Sinn Fein Partisi kuruluyor. Bir ellerinde seçmen kartı, diğerinde silah. Partinin lideri Gerry Adams, 1983’te milletvekili seçilerek İngiltere Parlamentosuna giriyor.

Dışımızdaki İrlandalılar

HAYIRLI CUMALAR!
Demir Leydi Thatcher IRA’yla görüşmek için silahların bırakılmasını şart koşarken Tony Blair risk alıyor, elini taşın altına koyuyor.
3.600 kişi öldükten sonra “Hayırlı Cuma Anlaşması” imzalanıyor (1998). Örgüt silah bırakıyor, siyasi mahkûmlar serbest kalıyor, Londra askerlerini çekiyor.
Referanduma sunulan anlaşmaya Kuzey İrlanda’da yüzde 71 destek oyu çıkıyor, demek ki halk artık savaş mavaş istemiyor.
İlerleyen yıllarda İngiltere bekle gör politikasının meyvelerini topluyor. O sıkıntılı günlerde kendilerini alkole veren İrlandalılar ayık dolanamıyor. Kapıları garip tuhaf renklere boyuyorlar ki akşam sarhoş geldiklerinde başkasının deliğine anahtar sokmasınlar.
Şu anda İrlandaca bilen genç kalmadı gibi, İngilizce konuşanlar İngilizce düşünüyor. İngiltereden ayrılmak gibi bir dertleri yok, Kraliçe’yi sevmiyorlar o başka.
Güney kendine has vergi sistemi ile çok uluslu şirketleri çekip bilgisayar ve yazılımla büyük paralar kazandı. Kuzeylileri meralarda kuzu otlatıyor diye fakir sanmayın ondan hoşlanıyorlar. Yoksa dünyanın en büyük tersaneleri Belfast’ta.

 

 

 

Düzenleyen:  - DÜNYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...