AB raporunda tarihi değişim! Haritada KKTC ve Türkiye-Libya hattı tanındı

Avrupa Komisyonu’na bağlı Ortak Araştırma Merkezi’nin (JRC) hazırladığı yeni rapor, Brüksel’de diplomatik dengeleri, Güney Kıbrıs’ta ise siyasi tansiyonu yükseltti. 12 Eylül 2025’te yayımlanan belgede ilk kez “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” ifadesine yer verildi, ayrıca Türkiye-Libya deniz yetki sınırı harita üzerinde resmen gösterildi. Rum basını bu gelişmeyi “diplomatik deprem” olarak nitelerken, Atina ve Lefkoşa yönetimleri Brüksel’den açıklama talep etti.
Avrupa Komisyonu’nun araştırma kurumu Ortak Araştırma Merkezi (JRC) tarafından hazırlanan ve 12 Eylül 2025’te yayımlanan rapor, Güney Kıbrıs’ta tartışmaların odağına yerleşti.
Raporda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) adının resmen kullanılması ve Türkiye–Libya Deniz Yetki Alanları Mutabakatı’nın harita üzerinde işaretlenmesi, Brüksel’in Doğu Akdeniz’deki statükoya bakışında sessiz ama anlamlı bir değişimin sinyali olarak kayıtlara geçti.
RAPOR AB KAYNAKLI: KKTC VE TÜRKİYE-LİBYA SINIRI AÇIKÇA YER ALDI
Avrupa Savunma Ajansı için hazırlanan “Enerji Altyapısının Korunması” başlıklı belgede, Doğu Akdeniz’deki gaz sahaları, boru hatları ve Münhasır Ekonomik Bölgeler (MEB) detaylı biçimde ele alındı.
Raporda, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni (UNCLOS) imzalamamış olmasına rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek taraflı MEB ilan etme yetkisini tanımadığı açıklandı. Ayrıca, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile anlaşma olmadan Güney Kıbrıs’ın kaynakları tek başına kullanamayacağı” ifadesi kullanıldı.
Haritada ise, Türkiye’nin Libya ile 2019’da imzaladığı deniz yetki anlaşması sınır olarak gösterildi ve “Turkey-Libya Demarcation” ibaresiyle işaretlendi.
RUMLAR ÇILDIRTAN İFADE: TÜRK CUMHURİYETİ
Rum basını ve siyasetçileri, raporda KKTC’nin devlet statüsüyle anılmasına ateş püskürdü.
Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkan Yardımcısı ve PASOK Milletvekili Yiannis Maniatis, Avrupa Komisyonu’na “derhal düzeltme” çağrısında bulundu.
Maniatis, “Komisyon bu raporun yayımlanmasına nasıl izin verdi? Gelecekte bunun tekrarlanmaması nasıl sağlanacak?” sözleriyle tepki gösterdi.
ANKARA VE TRABLUS HATTI: TÜRKİYE'NİN AKDENİZ HAMLESİ
Geçtiğimiz günlerde Libya'nın başkenti Trablus'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), Türkiye ile 27 Kasım'da imzalanan askeri ve güvenlik işbirliği anlaşmasını onayladığını duyurdu.
Nisan ayında Trablus'a yönelik bir harekât başlatan General Halife Hafter'in silahlı birliklerine karşı savaşan UMH, böylece, Türkiye'den gelecek askeri yardımın da önünü açmış oldu.
19 Aralık'ta yaptığı yazılı bir açıklamayla mutabakat muhtırasının oy birliğiyle onaylandığını duyuran UMH, başka bir detay vermedi.
🔴Mutabakat, üç yıl için geçerli olacak şekilde düzenlendi; taraflar isterse birer yıllık dönemlerle uzatılabilecek. Sürenin sona ermesi halinde devam eden faaliyetlerin etkilenmemesi hükme bağlandı. Maddelere göre:Mutabakat muhtırasına göre anlaşma üç yıl süreyle yürürlükte olacak ve sonrasında birer yıllık dönemlerle uzatılabilecek. Süresi dolsa dahi yürürlükteki programlar etkilenmeyecek.
Metne göre, Libya’da bir Ani Müdahale Kuvveti kurulacak ve Türkiye bu yapıya eğitim, danışmanlık, malzeme ve planlama desteği sağlayacak.
Taraflar, Türkiye’de ve Libya’da ortak Savunma ve Güvenlik İşbirliği Ofisleri oluşturabilecek.
Kara, deniz ve hava araçları ile eğitim üslerinin tahsisi mümkün olacak; mülkiyet, tahsisi yapan ülkeye ait kalacak.Anlaşma çerçevesinde ortak askeri planlama, eğitim ve danışmanlık faaliyetleri, ayrıca tatbikatlar, istihbarat paylaşımı ve barışı koruma operasyonları yürütülebilecek.
Libya’ya “Misafir Personel” statüsünde güvenlik kurumlarına bağlı sivil uzmanlar ve askerî birlikler gönderilebilecek.
Askerî ekipmanlar hibe, satış veya kiralama yoluyla temin edilebilecek.
Ayrıca, anlaşma teknoloji transferi ve lisans verilmesi için yasal zemin oluşturuyor.
İki ülkede de onay sürecinin tamamlanmasının ardından askerî desteğin hangi tarihte başlayacağına ilişkin takvim henüz netleşmedi.