İsrail askerleri katliamı itiraf etti: Kaç çocuk öldürdük bilmiyoruz

Gazze’de soykırım ve ölümüne göç sürüyor. İsrailli askerler de “8-10 yaşındaki çocuklarla kedi fare gibi oynuyorduk. Onlara yüzlerce mermi atıyorduk” diyerek vahşeti itiraf etti.
Gazze Şeridi’nde sivilleri nasıl öldürdüklerini itiraf eden İsrailli askerler, komutanların kendilerine katliam gerçekleştirmeleri için baskı yaptığını söyledi. “Ahlaki yaralanma ve zihinsel zorlanma İsrail askerlerini yıkıyor” başlığıyla verilen haberde, çok sayıda askerin keyfi öldürmelere artık dayanamadığı için ordudan ayrılmak istediğini bildirdi.
"KEDİ FARE OYUNU GİBİ"
Kimliğini gizlemek için Benny takma adını kullanan bir keskin nişancı, kıtlıkla mücadele eden Filistinlileri yardım almaya çalışırken nasıl katlettiklerini anlatıyor.
Gazze’nin kuzeyine gönderilen yardım tırlarını “korumakla görevli” olduğunu söyleyen Benny “(Yarım tırlarını bekleyen Filistinlilerin) Aştıkları takdirde onları vurma iznimin olduğu bir çizgi var. Kedi fare oyunu gibi. Her seferinde farklı bir yönden gelmeye çalışıyorlar. Komutanlar bana ‘Onu vurun, onu vurun’ diye bağırıyor. Her gün 50-60 mermi atıyorum, artık öldürdüklerimi saymıyorum. Kaç kişiyi öldürdüğümü bilmiyorum, çok sayıda. Çocuklar. Çoğu defa ateş etmek istemiyordum ancak komutanlarım baskı yapıyordu. Tabur komutanı telsizden ‘Neden onları indirmiyorsunuz? Bize doğru geliyorlar. Bu tehlikeli’ diye bağırdı. Komutanlar, çocukların ölmesini umursamıyor ancak ben öldürdüğüm herkesi rüyamda görüyorum, gece beş altı defa uyanıyorum” dedi.
"YÜZLERİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDE"
Nahal Tugayında görev yapan Yoni takma adını kullanan bir başka asker ise Beyt Lahiya’daki yıkım sırasında yaşadıklarını şöyle anlattı:
Bir asker ‘Terörist var’ diye bağırdı. Etrafa ağır silahlarla rastgele ateş açtım. Yüzlerce mermi attım. İleri baktığımda orada (terörist olmadığını) anladım. 8-10 yaşlarında iki çocuğun cesedini gördüm. Kusmak istiyordum. Birkaç dakika sonra bölük komutanı geldi ve sanki insan değilmiş gibi soğuk bir şekilde ‘Bir imha bölgesine girdiler, bu onların suçu, savaş böyle bir şey’ sözleriyle beni teselli etti. O iki Filistinli çocuğun yüzü gözümün önünden gitmiyor.