Ortadoğu’daki güç dengelerini sarsacak! Pakistan-Suudi Arabistan anlaşması ne anlama geliyor?

Suudi Arabistan ile Pakistan arasında imzalanan ve nükleer caydırıcılığı da içeren savunma paktı, Ortadoğu’daki güç dengelerini sarsacak. Uzmanlara göre bu anlaşma, İsrail’in en büyük kozu olan nükleer tehdit üstünlüğünü tarihe gömebilir.
Pakistan ile Suudi Arabistan arasında imzalanan stratejik karşılıklı savunma anlaşmasının nükleer caydırıcılığı da kapsadığı açıklandı. Uzmanlara göre bu pakt, Ortadoğu’da güç dengelerini kökten değiştirecek ve İsrail’in bölgedeki manevra alanını ciddi şekilde daraltacak.
Pakistan Savunma Bakanı Havace Asif, 17 Eylül 2025’te Riyad’da imzalanan anlaşmaya ilişkin yaptığı açıklamada, nükleer silaha sahip ülkesinin tüm yeteneklerinin bu düzenleme kapsamında “kesinlikle” devrede olacağını söyledi. Anlaşmanın tamamen savunma amaçlı olduğunu vurgulayan Asif, iki ülkenin ortak güvenliğini sağlamak için kapsamlı bir pakt oluşturduklarını belirtti.
“Her iki ülkeye de saldırı olursa ortaklaşa karşılık vereceğiz” diyen Asif, taraflardan birine yönelik saldırının diğerine yapılmış sayılacağını kaydetti. Anlaşmanın imza töreni, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Pakistan Başbakanı Şehbaz Şerif tarafından gerçekleştirildi.
“ABD’YE DANIŞMADIK, NÜKLEER GÜCÜMÜZ DEVREDE”
Pakistan’ın 1998’deki nükleer denemelerini hatırlatan Asif, ülkesinin “sorumlu bir nükleer güç” olduğunu ve bu statüsünün hiçbir zaman sorgulanmadığını söyledi. ABD’ye danışıldığı iddialarını reddeden Asif, “Üçüncü bir tarafa güven duymak için hiçbir gerekçe yoktu. Bu hegemonik bir anlaşma değil; ABD’nin de benzer paktları var” dedi.
Asif, Suudi Arabistan’ın Pakistan’ın nükleer korumasından yararlanıp yararlanmayacağı sorusuna, “Sahip olduğumuz yetenekler bu pakt kapsamında kesinlikle mevcut olacak” cevabını verdi. Ayrıca, başka ülkelerin de pakta katılmasının mümkün olduğunu ve Pakistan’ın kapılarının açık olduğunu ifade etti.
RİYAD ARTIK YALNIZCA WASHİNGTON’A GÜVENMİYOR
Uzmanlara göre anlaşma, Suudi Arabistan’ın sadece ABD’nin güvenlik şemsiyesi altında hareket etme döneminin sona erdiğinin sinyallerini veriyor. “Birine saldırı, diğerine saldırıdır” maddesiyle dikkat çeken paktın, bölgedeki caydırıcılığı ciddi şekilde artıracağı vurgulanıyor.
Financial Times’a konuşan bir Suudi yetkili, anlaşmanın “iki ila üç yıllık görüşmelerin ürünü” olduğunu belirterek, caydırıcılık kapasitesini güçlendireceklerini söyledi. Suudi Savunma Bakanı Halid bin Selman ise X hesabından yaptığı paylaşımda, “KSA ve Pakistan… Herhangi bir saldırgana karşı tek cephe… Her zaman ve sonsuza dek.” ifadelerini kullandı.
İSRAİL’İN DENGESİ SARSILABİLİR
Uluslararası analistler, anlaşmayı “jeopolitik bir şimşek” olarak nitelendiriyor. Paktın, ABD ve İsrail’e karşı caydırıcılığı artıracağı, Çin’in nüfuzunu güçlendireceği ve İran’a yönelik baskıyı artıracağı ifade ediliyor. Ayrıca Hindistan açısından da bölgesel dengelerin karmaşık hale geleceği değerlendiriliyor.
İsrail’in son dönemde Katar’ın başkenti Doha’ya düzenlediği hava saldırısının, bu yeni denklemde stratejik bir hata olabileceği belirtiliyor. İddialara göre Pakistan, Suudi topraklarına füze rampaları yerleştirecek ve uydu destekli ortak erken uyarı sistemleri kuracak. Bu da İsrail’in bölgedeki hareket alanını ciddi şekilde kısıtlayabilir.
Suudi Arabistan yönetimi, Pakistan’ın savunma sanayisine yatırım yapmayı da planlıyor. Anlaşmanın ardından ABD’nin bilgilendirildiği, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de pakta katılma niyetinde olduğu bildirildi.
NÜKLEER DENGEDE YENİ DÖNEM
Uzmanlara göre, Pakistan ile Suudi Arabistan arasındaki bu savunma paktı, İsrail’in en güçlü kozu olarak gördüğü “nükleer silah tehdidinin” etkisini azaltabilir. Bu durum, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun uzun süredir güven duyduğu caydırıcılık politikasına ağır bir darbe anlamına geliyor.
Tarihi anlaşma, Ortadoğu’da yeni bir güvenlik mimarisinin temellerini atarken, bölgedeki güç dengelerini kökten değiştirecek bir dönemin de kapılarını aralıyor.