Oyuncu Devrim Yakut kansere yakalandı! “Annemi bu rahatsızlıktan kaybettim”

‘Camdaki Kız’, ‘Payitaht Abdülhamid’, ‘Kelebeğin Rüyası’, ‘Düğün Dernek’, ‘Aile Arasında’ gibi birçok projede yer alan Devrim Yakut meme kanserine yakalandı. Ünlü oyuncu yaşadığı süreçle ilgili “Erken teşhis sayesinde geldi ve geçti. Ben annemi de bu rahatsızlıktan kaybettim ama o zaman algımla bu zaman algım birbirinden çok farklı” dedi.
Yakında ‘Rüya Gibi’ dizisiyle izleyici karşısına çıkacak olan Devrim Yakut, dört ay önce meme kanseri teşhisi aldığını ve bu zorlu süreci ilk kez açıkladı.
Katıldığı bir etkinlikte erken teşhisle meme kanserini yendiğini, ilk kez dile getiren ve sürecini içtenlikle anlatan Yakut, erken tanı ve farkındalıkla birlikte tedavi sürecine önemli katkı sunulacağının bir kez daha altını çizdi.
"O KADAR ERKEN FARK EDİLDİ Kİ GELDİ VE GEÇTİ"
Meme kanserini erken tanı sayesinde hızlıca ve sağlıklı bir şekilde atlattığını dile getiren Devrim Yakut, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Erken tanının önemine çok inandığım için ve ailemde bu hastalığın varlığı nedeniyle çok titizlendim. Ben de bu işin kıyısından erken teşhisle dönmüş biri olarak burada kendi serüvenimi anlatacağım. Aslında serüven bile denemez, o kadar erken fark edildi ki, böylece geldi ve geçti çok şükür. Ekim ayındaki bu farkındalığı çok önemsiyorum çünkü bir toplumda kadın sağlıklıysa eğer toplum da sağlıklıdır; hem psikolojik olarak hem zihinsel olarak. O yüzden kadınlarımız sağlıklı olsun, toplumumuz da sağlıklı olsun. Benim hastalığım da erken tanı sayesinde geldi ve geçti."
“MAMOGRAFİ HAYATIMI KURTARDI, RADYOLOG O MİNİCİK ŞEYİ FARK ETTİ”
Meme kanseri teşhisini rutin kontrolleri sırasında öğrendiğini belirten Yakut, süreç boyunca nasıl ilerlediğinden ve neler hissettiğinden ise “Mamografi sırasında daha önceki kontrollerde olmayan çok küçük bir şeye rastlandı. Radyolog o minicik şeyi fark etti ve sonra süreç başladı. Hocalarımız ilk gün bana 'biz bu işi halledeceğiz' dediler. Onların kendilerine, mesleklerine ve bunu yapış biçimine inançları beni hep çok dik tuttu. Bir an bile umutsuzluğa kapılmadım, o yüzden buradayım zaten. Umutsuzluğa kapılmamak bu rahatsızlıkta son derece önemli. 4 ay önce daha ilk teşhis konmuştu, 4 ay sonra sağlıklı bir biçimde buradayım. Bundan 20 yıl önce zor bir hastalıktı bu. Ben annemi de bu rahatsızlıktan kaybettim; ama o zaman algımla bu zaman algım birbirinden çok farklı. Çünkü hekimlerimiz erken teşhisin önemini hep söylüyordu. Erken teşhis de ancak düzenli kontrollerle olabiliyor, bundan korkmamak gerekiyor. 'Hastaneye gidersem korkacağım bir şeyle karşılaşacağım' korkusu daha büyük şeylere sebep oluyor, bunu kimse yapmasın" sözleriyle bahsetti.