Sessiz ve derinden geliyor! Marmara Denizi'ndeki büyük tehlike 24 metreye kadar ulaştı
Müsilaj tehlikesi yeniden Marmara Denizi'ni tehdit ediyor. Balıkçılık ve turizm sektörlerini sekteye uğratan müsilajın Erdek Körfezi'nde tespit edildiğini ve yayılmaya devam ettiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın 10 metreden başlayarak 24 metre derinliğe kadar ulaştığını söyledi.
2021 yılında Marmara Denizi'nde büyük zarara yol açan müsilaj, yeniden ortaya çıktı. Halk arasında 'deniz salyası' olarak da bilinen müsilaj Erdek Körfezi'nde tespit edilirken, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı kirlilik azalmazsa müsilajın zirve yapacağını belirtti ve önemli uyarılarda bulundu.
"MÜSİLAJ DURAĞAN DENİZ ŞARTLARININ BİR SONUCU"
Müsilajın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi'nin uzun yıllar ortalamasına göre 2 derece daha sıcak olduğunu söyledi. Karadeniz'den gelen akıntıların durağanlaştığını ve kirlilik yükünün hala kritik seviyede olduğunu vurgulayan Sarı, "Müsilaj, denize bırakılan atıkların ve durağan deniz şartlarının bir sonucu. 2021'de alınan önlemler yetersiz kaldı; Marmara Denizi yeniden risk altında" dedi.
BALIKÇILIK VE TURİZMİ CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLEYEBİLİR
Marmara Denizi'ni korumanın tek yolunun kirlilik yükünü azaltmak olduğunu belirten Prof. Dr. Sarı, aksi halde müsilajın balıkçılık ve turizmi ciddi şekilde etkileyeceği uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Mustafa Sarı, durum ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
"2021 yılından beri düzenli dalışlarla sürekli olarak müsilajı takip ediyorum. 23 Ekim 2024'te yaptığım dalışta 10 metre ile 13 metre arasında ne yazık ki müsilaj ile karşılaştık ve etrafı dolaştığım zaman aslında bir bölgede değil , o alanın Erdek Körfezi'nin birçok yerinde olduğunu gördüm.
24 METREYE KADAR YAYILDI
25 Ekim 2024'te tekrar Erdek Körfezi'nin başka bir noktasında 27 metreye kadar bir dalış yaptım orada da 10 metreden 24 metreye kadar ne yazık ki her tarafın müsilaj olduğunu gördüm. Şimdi kamuoyu müsilajı denizin yüzeyine çıkan sarı köpükler olarak biliyor. O ilkbaharda genellikle müsilajın yukarı çıkmasıyla gördüğümüz bir manzara. Şu anda esasında müsilaj yüzeyden 24 metre derinliğe kadar çoğalmaya, yayılmaya başlamış durumda."
"UMUT EDELİM Kİ..."
"Birkaç hafta içerisinde Marmara Denizi'nin diğer bölgelerine de yayılma potansiyeli var" diyen Prof. Dr. Sarı, "Umut edelim ki, yanılalım ki sadece Erdek Körfezi'ne mahsus kalsın ve Marmara Denizi'nin diğer bölgelerine yayılmamış olsun. Ancak geçmiş tecrübelerimiz ve daha önce yapılmış bilimsel çalışmalar bunun ne yazık ki yayılacağını gösteriyor" ifadelerini kullandı.
MÜSİLAJIN 3 TETİKLEYİCİSİ VAR
"müsilaj bir sonuç, nedenlerini ortadan kaldırmadan sonuç olan müsilajdan kurtulamayız" diyen Prof. Dr. Sarı, müsilajın bir sürü nedeni olduğunu ifade etti, 3 tane tetikleyiciye dikkat çekti.
Prof. Dr. Sarı şunları söyledi:
"Birincisi Marmara Denizi'ni kirletiyoruz. Marmara Denizi'nin çevresindeki 25 milyon insanın atıklarının en iyi ihtimal ile yüzde 55'ini arıtıyoruz. Geri kalan yüzde 45'i yani yaklaşık yarısı hiç arıtılmadan Marmara'ya boca edilmeye devam ediliyor. Endüstrinin zehirli atıkları arıtılmadan Marmara Denizi'ne akıtılıyor. Bir tetikleyici bu.
İkincisi deniz şartlarındaki durağanlık. Şu anda Karadeniz'den Marmara Denizi'ne İstanbul Boğazı aracılığıyla gelen su minimum düzeyde. Deniz şartlarındaki durağanlık da maksimum düzeyde dolayısıyla ikinci tetikleyici de bu.
Üçüncü tetikleyici ise küresel iklim değişikliğine bağlı olarak bütün dünya denizleri yüzey sıcaklıklarında gözlenen ortalamanın çok üstündeki sıcaklıklar. Şu anda Marmara Denizi uzun yıllar ortalamasına göre 2 buçuk derece daha sıcak. Yani 30 yıllık-40 yıllık ortalama veriye baktığımızda Marmara Denizi olması gerekenden 2 buçuk derece, Ekim ayının sonuna geldiğimiz şu günlerde daha sıcak. Ya bu üçlü tetikleyici devreye girdiği için biz şu anda müsilaj ile karşı karşıyayız."
"UZUN VADEDE KURTULMAK İSTİYORSAK..."
"Şu anda eğer acilen tedbir almazsak kış boyunca bu müsilaj Marmara Denizi'nin derinliklerinde devam edecek" diyen uzman isim, "3 günde, 3 ayda, 1 yılda arıtma tesisi yapamayız lakin sanayi tesislerinin derelere, akarsulara veya doğrudan denizlere saldıkları atıkları derhal denetleyip durdurmamız lazım. Diğer taraftan belediyelerin, yerel yönetimlerin işlettiği arıtma tesisleri, organize sanayi bölgelerinin işlettiği arıtma tesisleri bunlar etkin çalıştırılıyor denetlememiz lazım. Eğer var olan bir arıtma tesisi çalışmıyorsa derhal onun çalışmasını sağlamamız gerekiyor. Böylece kirlilik yükünü azaltırsak belki hem balıkçılığa olan etkilerini hem de turizme olacak etkilerini bahar, yaz aylarında bir parça azaltmış oluruz ama uzun vadede müsilajdan kurtulmak istiyorsak Marmara Denizi'ne 1 litre bile atığı bırakmamamız lazım" ifadelerini kullandı.