İngilizlerin İstanbul'a ilk saldırısı: İngiltere'nin Osmanlı politikasını değiştiren 1807 harekâtı

1918'deki İstanbul'un İngilizler tarafından işgali aslında 110 yıllık bir geçmişe dayanıyor. İmparatorluğun bütün unsurlarıyla kazanılan bu savaştan sonra İngiltere'nin Osmanlı politikası değişecekti. İşte Amiral Duckworth komutasında 1807 yılında İstanbul boğazına dayanan İngiliz donanmasının başına gelenler...
ALİ TÜFEKÇİ - 6 Ekim İstanbul'un İngiliz işgalinden kurtuluşu olarak kutlansa da esasında bu tarihin 4 Ekim olarak düzeltilmesi gerekir. Çünkü İngilizler 4 ekim 1923 yılında İstanbul'u terk etmiş, dolayısıyla savaşsız şekilde Osmanlı payitahtını teslim etti.
Bu tarihten tam 5 yıl önce yani 13 Kasım 1918 günü İngilizlerin liderliğindeki İtilaf Devletleri donanması İstanbul önlerine demir attı.
Bu geliş ilk değildi ve tam 110 yıllık bir geçmişe dayanıyordu. 1807 yılında yaşanan İngiltere'nin İstanbul harekâtı, tarihte ilk defa Osmanlılar ile İngilizleri karşı karşı getirecekti.
Tarihçiler Osmanlı ve İngiltere arasında yaşanan bu savaş adeta bir milat gibidir. Çünkü Britanya Krallığı Savaş ve Sömürge Ofisi'nin ders alacağı bir harekâttır.
1806'DA İSTANBUL'DA DİPLOMATİK KRİZ
1806 senesi, payitaht İstanbul için kritik gelişmelere sahne oldu. Bu yıl patlak veren Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı’yı İngiltere ve Rusya’nın öncülük ettiği Fransa aleyhindeki koalisyondan uzaklaştırdı ve Paris’e yakınlaştırdı.

Fransız General Sébastiani’nin büyükelçi olarak İstanbul’a gelişi, Babıâli’de ve Osmanlı topraklarında zaten temeli geçmişte atılan Fransız tesirini daha da artırdı.
Akdeniz'deki gücünü korumak isteyen İngilizleri bu durum harekete geçirdi.
İngiltere’nin İstanbul elçisi Charles Arbuthnot, Osmanlı-Rus savaşını bitirmek ve Rus bandıralı gemilerin Boğazlardan geçişini sağlamak için teşebbüslerde bulundu, ancak çabaları netice vermedi.
Bunun üzerine 3 Eylül 1806’da Londra’ya başvurarak, İstanbul’u tehdit edecek bir İngiliz filosunun gönderilmesini istedi.
İŞGAL DEĞİL HAREKÂT
Arbuthnot’un talebine hızla cevap veren İngiltere, ilk filoyu 1806 Aralık sonunda Çanakkale’ye gönderdi. İki büyük savaş gemisi ve iki küçük gemiden oluşan bu filoya, kısa süre sonra İstanbul’daki İngiliz elçiliğinin hizmetindeki gemi de katıldı.
Şubat 1807 başında da ikinci filo Bozcaada önlerine geldi. Böylece toplamda beş büyük savaş gemisi ve birkaç küçük gemiden oluşan güçlü bir donanma Osmanlı topraklarının kapısına dayanmıştı.

29 Ocak 1807’de İngiliz elçisi Arbuthnot ve Osmanlı’daki İngiliz tüccarlar İstanbul’dan ayrıldı. Uygun rüzgârı bekleyerek harekât hazırlıklarını sürdürdü. Çanakkale’de Kaptanıderya Salih Paşa ile temaslar da devam etti.
14 Şubat 1807’de filodaki gemilerden biri patlamayla alabora oldu. Bu olay, Amiral Duckworth’un endişelerini artırdı. Çünkü filoda piyade yoktu ve İstanbul’u kontrol altına alacak güç bulunmuyordu. İngiliz belgelerinde “harekât” olarak geçen operasyonun hedefi, İstanbul’u işgal değil, Osmanlı’yı Fransa’dan koparıp İngiltere-Rusya koalisyonuna geri döndürecek baskıyı kurmaktı.
Uygun rüzgâr çıkınca Amiral Duckworth, harekât emrini verdi. 19 Şubat sabahı on bir gemiden oluşan İngiliz filosu Çanakkale Boğazı’nı geçti. Küçük bir direnişle karşılaşmalarına rağmen kayıp vermeden Marmara Denizi’ne açıldılar.
İSTANBUL'DA BÜYÜK HAZIRLIK
İngiliz tehdidi haberleri İstanbul’da hızla yayıldı. Osmanlı tebaası arasında önce panik baş gösterdi ancak kısa sürede kontrol sağlanarak şehrin savunmasını güçlendirmek için büyük hazırlıklara girişildi. Müslüman ve gayrimüslim bütün tebaa unsurları savunma için canla başla çalıştı.
Boğaz boyunca yeni tabyalar inşa edildi, mevcut kaleler tahkim edildi, tersane ve tophanede gece gündüz top döküldü.
Fransız elçisi Sébastiani ve İspanya elçisi d’Alménara de Osmanlı mühendisleriyle birlikte Boğaz’ı teftiş ederek stratejik noktalara bataryalar yerleştirdi. Kızkulesi’nin yıkılarak yerine tabya yapılması tavsiye ettiler ama Osmanlı idaresi tarihî değerinden dolayı buna karşı çıktı. Bunun yerine kulede mazgallar açılarak tahkim edildi.

Saldırı için elverişsiz rüzgâr ve Boğaz akıntıları Amiral Duckworth ile İngiltere’nin İstanbul Elçisi Charles Arbuthnot’un elini kolunu bağladı. İkisi de Boğaz sahillerinde süren tabya inşaatlarını sadece bulundukları geminin güvertesinden izledi. İshak Bey ve Divan-ı hümayun tercümanı Hançerlizade ise amirali ve İngiliz elçiyi oyalıyordu.
Bütün İstanbulluların gayretiyle kısa sürede tamamlanan tahkimatlar, Boğaz’da yaşanacak bir çatışmada ateş üstünlüğünü Osmanlı tarafına verdi. Beş gün içinde yapılan hazırlıklarda Yedikule’den Sarayburnu’na kadar uzanan bölgeye 77, saray bahçesine 24, Sarayburnu’ndan Haliç’e 127, bu bölgenin karşısına 47, Tophane sahiline 38 ve Asya yakasına 48 olmak üzere toplam 361 tabya inşa edildi ve İstanbul Boğazı’na toplam 540 top ile 110 havan yerleştirildi.
Diplomatik temaslar sürerken gemiler arasında ve su ihtiyacını karşılamak üzere Adalar’a gidip gelen İngiliz filosuna ait filikalar, Fenerbahçe’deki tahkimatlardaki dilaverler tarafından taciz edildi. Savunma hazırlıkları 25 Şubat 1807’de tamamlandı ve mevcut askerî durumu İstanbullular lehine çevirdi.
Tersanede demirli bulunan, ikisi üç ambarlı olmak üzere on iki parçadan oluşan Osmanlı donanması savaşa hazır hâle geldi ve yirmiden fazla topçu filikası ile 100’ü aşkın kayıkla birlikte saldırı emrini bekledi. Haliç iki sıra filika ile kapatıldı, Tophane tarafına ise bu yönden yapılacak saldırıyı önlemek için ateş gemileri yerleştirildi.
İNGİLİZLERE DERS OLDU
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra Halet Efendi tarafından sert bir nota verildi ve İngiliz filosuyla bir anda görüşmeler bitirildi. İngiliz donanması İstanbul önlerinde günlerce beklemesine rağmen bir netice alamamıştı.
İngilizler artık uzun süre bekleyemezdi; ya geri çekilecekler ya da bir bombardımanla yetineceklerdi.
O sırada bir grup Osmanlı askeri, filonun demirlediği bölgeye en yakın kara parçası olan Kınalıada’ya çıktı ve gerginlik çatışmaya dönüştü.
Çatışma esnasında hemşerilerine destek veren gayrimüslimler de daha sonra cizyeden muaf tutuldu.
Harekâtın başından sonuna kadar yaşananları takip eden Sultan III. Selim ise gerekli talimatları vermişti. Canlarını feda edenleri gördükçe Hırka-i Saadet dairesinde ağlayarak dua ediyordu.
bu küçük zafer psikolojik üstünlüğün de Osmanlı tarafına geçmesini sağlayacaktı. Sonunda Amiral Duckworth, harekâtın hedefine ulaşamayacağını anlayarak geri çekilme kararı aldı.
Mart 1807’de İngiliz filosu, Osmanlı topraklarından ayrılırken İngiltere’nin İstanbul'u hedef alan ilk büyük saldırısı başarısızlıkla neticelendi.
Büyük Britanya Krallığı'nın Savaş ve Sömürge Ofisi için bu harekat imparatorluğun yapısı ve uygulanacak stratejiler için ders olacaktı.
İngiliz Duckworth Harekâtı, Osmanlı tarihinde bir moral zaferi olarak kaydedildiyse de sonradan İstanbul’da huzursuzluk arttı.
Yeniçeriler, filonun yeniçeriliği ilga etmek üzere Nizam-ı Cedid ekibi tarafından İstanbul’a davet edildiğine dair söylentiler yaydılar. Çıkardıkları isyan neticesinde de Sultan III. Selim tahttan indirildi.