Sandıktan ne çıktı?

Bu satırları yazarken oy verme işlemi devam ediyordu, siz okurken ise güçlü bir ihtimalle Başkan seçilmiş ve parlamentonun siyaseti temsil formu şekillenmiş olacak. Kuvvetler ayrılığından ziyade “kuvvetlinin tecavüzü” altında, şekilden şekle giren (yasama yapan) bir müessese olduğunu yaşayarak öğrendiğimiz Meclis, bürokrasi-yargı ve akademik iç iktidar zümrelerinin tahakkümü altından kurtuluyor. Çünkü artık meclis, hedef olmasını gerekli kılan, mütecavizlerin iştahını kabartan pozisyonda değil.

Uzunca bir zaman seçim sonuçları üzerine iş yerlerinde, kahve köşelerinde, kapı önlerinde birbirimize nutuk attık. Geleceği gününden önce okuma merakı gibi önlenemez bir saplantımız var. Bu merak epeyce bir profesyonel falcıya her seçim döneminde ekmek temin ediyor. “At bir elli, vaziyet olsun belli” diyen Sulukule falcılarına sığınanlar gibi umutları zayıf olanlar başarılı sonuçlar için yaptıklarına değil de şansa sığındılar.

Hepimiz, tüm seçimlerde olduğu üzere sandıktan dünyayı terbiye edecek ve hizaya sokacak, çarşıya pazara yön verecek, doları kıracak, patileri kesilen yavru köpeğe zulmedeni halledecek her derde deva bir kadro çıkmasını umut ettik. Bugün de sandıktan çıkan sonuçları kurgulayarak hayata, geleceğe, dünyaya, nasıl baktığımızı resmedelim.

Aşağıdaki örneklerin içine sıkışan bugünkü sonuçlara bakarak gelecekle ilgili bazı sorulara da cevap verebiliriz.

İlk muhtemel sonuç; Sayın Erdoğan ilk turda Cumhurbaşkanı seçilir ve Meclis çoğunluğu AK Partinin hasar almadığı MHP ile güçlendirilmiş “Cumhur İttifakında” kalır. Bu sonuç özellikle dış siyasette tepemize binmek isteyenlerin nefesini keser. Türkiye’nin siyaset sahnesi ve aktörleri değişir.

İkinci muhtemel sonuç; Sayın Erdoğan ilk turda Cumhurbaşkanı seçilirken Cumhur ittifakının kendi içinde oy dağılımdaki değişimdir. Cumhur ittifakı, seçimlerden sonra da devam edileceği açıklanan bir birlikteliktir dolayısıyla AK Partiden MHP’ye oy kayması zaaf getirmez. AK Parti oylarından ittifak içindeki MHP’ye kaymalar muhalefeti mutlu etmeyecek çünkü ittifakın seçim sonrasında da devam edeceği açık beyan edilmişti. Muhalefetin beklentisi ise bu küskün oylarının cephe değiştirmesidir.

Üçüncü ve zor olan ihtimal, Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilir ama Meclis çoğunluğu muhalefetin eline geçerse ne olacak? Bu sonuçlar Cumhurbaşkanlığı-Meclis kilitlenmesine meydan vereceği, için erken seçime gidilerek çözüm bulmak en kestirme yol. AK Parti oylarını aşağı çekmek için “yıkım ekibi” gibi konuşan muhalefetin en büyük tutanağı. Şimdiye kadar oy verirken “Başka Erdoğan yok” diyerek tercihini yapan bazı muhafazakâr seçmenin bu defa, “nasıl olsa  Erdoğan  kazanır,  ben ikaz edeyim” diyen nisbi mahrumları rolü tercihi.

Eğer sonuçlar Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçimini temin edecek yeterli oyu ilk turda alırken ittifak oyları açık ara arkada kalırsa muhafazakâr seçmen bu tuzağa düştü demektir. Meclis çoğunluğunun muhalefetin eline geçmesi yeni sistemde de Cumhurbaşkanlığı-Meclis kilitlenmesi meydana getirir. Seçmen, faturayı her devirde mevcut, kendileri için uygun ortamını arayan tiplere değil Erdoğan’a kesmiştir.

Dördüncüsü ise eğer “Kırmızı kar” yağarsa vukuu mümkün, “kıyamet senaryosudur”. Yani Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçilme şansının ikinci tura kalması hâlinde muhalefetin İnce ve Akşener üzerinden yürümesi demektir.

Birinci ihtimal içinde kalmasını temenni ettiğim seçim sonuçlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olması dileğiyle...