Mâlûm hikaye... Görmemişin oğlu olmuş, en nazik yerini çekmiş koparmış ya... Şu günlerde, geleceğin futbolcusu deyip, hergün spordan çok, magazin sayfalarında yırtık pantalonu, kolsuz tişörtü, hamamdan yeni çıkmış misali saçlarıyla, İlhan gündemden düşmüyor... Takım arkadaşlarının, yurt dışında antrenman ve hazırlık maçlarında anası ağlarken, o başta Laila gece eğlence merkezi olmak üzere, İstanbul'un altını üstüne getirdi... Hani "Havayı yel, insanı el azdırır" derler ya, İlhan da mankenlerin çemberinde, bir bitişe koşuyor son sürat... Alkol sınırını aştığını, dansa kaldırdığı en yakın mankenler bile açık açık deşifre ediyor... Dizinden "Atroskopi" oluyor, akşama koltuk değnekleriyle ver elini Laila... Lailahe illallah... Bizim magazincilerin tuzağına düşen yeni yem İlhan, Dünya Kupası sonrası, alkol, kadın, dans üçgeni içinde boğuldukça boğuldu... Samsun'da sıradan bir futbolcu iken, onu Beşiktaş'a getirip yıldız yapanlar, elleri kolları bağlı bu filmi her akşam seyretti... Emekliliğinin, meslekler içinde en kısa zamanda geldiğinin farkına varamayan bu seyrek sakallı delikanlı, erkek avcısı mankenlerin tuzağında, kötülüklerin tiryakisi oldu bir anda... Ağzına içki ve ruj bulaştı bir kere... Futbol onun için, sadece hobi... Taraftar İlhan'la "Zampara" yoksa "Futbolcu" olarak mı övünsün, bilemiyor... Bir gerçek var ki, o da İlhan'ın tercihinin, sabaha yakın geceler olduğu... İlhan'ın macerası taa uzaklarda Dünya Kupası'nda değişti... O Senegal maçında attığı gol yok mu o gol, işte İlhan'ı Beşiktaş ve yeşil sahalardan aldı, gürültülü, kadınların alkol ve sigara dumanı ile yoğurduğu gece kulüplerine taşıdı... İlhan dağıttı... İlhan sapıttı... Ve İlhan en büyük transferini, yeşil sahalardan, çılgın sahalara yaptı... İlhan yoldan çıkıp, bozuk, taşlı, ışıksız sokaklara dalarken, bir diğer futbolcu da, spor yaşamını uzatan "Şip-şak" golle takımların transfer listelerinden çıkmadı... Hakan Şükür, Dünya Kupası'nın en fazla eleştirilen futbolcusu iken, G.Kore karşısında yakaladığı en çabuk golle, bitti denilen futbol yaşantısını en az 5 yıl uzatmış oldu... Ne tesadüf ki, Hakan Şükür'e en çabuk atılan golü hazırlayan İlhan karanlık geceleri tercih ederken, Hakan Şükür yeniden futbola başlamışçasına hırslandı.... Spor basını ne yazık ki magazincilerin suni senaryolarının yoğunlaştığı yollarda gezinmeye başladı... Ameliyatlı ayağının bir an evvel iyileşmesini düşünmeden "O gece kulübü senin, bu gece kulübü benim" dolaşan İlhan, Beşiktaş yönetiminin en ufak bir azarını işitmeden bildiğini okudu... O Beşiktaş yönetimi ki; Leedsli futbolcuyu saha ortasında yumruklayıp yere uzatan Nouma'ya nasıl "Arkandayız" deyip sahip çıkarak şımartmış ve sonra da ipin ucunu kaçırmışsa, şimdi aynı yanlışlık ne yazık ki İlhan'a yapılıyor... Lucescu'nun bu tip olaylara karışmadığı mâlûm... Ama menecer, futbol şube sorumlusu, kulüp başkanı, İlhan'ın yaşantısını disipline etmeliydiler... Göreceksiniz, bundan böyle İlhan, sahada iyi oynadığı her maçtan sonra kendisini yine alkol ve sigara dumanları arasındaki hayranlarının kollarına atacaktır... Belki, yöneticisiyle, meneceriyle ve de başkanıyla... Geçmişini çabuk unutan İlhan'ın bu azgınlığı, futbol hayatını eritiyor, farkında değil... İlhan'ın kulağına birileri çok geçmeden, bir şeyler fısıldamalı ve demeli: "Gurbette taşa yaslanmayan, evdeki hasırın kıymetini bilemez!"