Ekranlarda, radyolarda, gazete sütunlarında bazen öyle yanlış ve aslı astarı olmayan bilgilere dayalı fikirler görüyoruz ki... Ses tonunu yükselten yorumcular, hiddetlenen sözde spor yazarları, komik durumlara düşüyorlar.
Samsunspor, Denizlispor, Kahramanmaraşspor, Orduspor, MKE Ankaragücü, Bucaspor ve Tarsus İdman Yurdu'nun geçtiğimiz günlerde 3'er puanı silindi.
1- Oyuncuya olan borcunuz ödenmediğinde ve hukuki süreç tamamlandığında 3 puan siliniyor.
2- Kulüp bonservis borcunu ödemediğinde ve yine hukuki süreç tamamlandığında 6 puan siliniyor.
3- Tekrarında bir alt lige düşürmeye kadar giden bir süreç var.
TFF bunları uygulamazsa, FIFA'nın yaptırımları devreye giriyor.
Şimdi söz konusu bu 7 kulübe Ulusal Lisans Kurulu kararı ve de Tahkim'in de onayıyla puan silme cezasını uygulandı. Toplam 71 kriter var. Bir tanesi "borçsuzluk belgesi."
UEFA'da ise bu kriter sayısı 130.
Süper Lig'deki kulüplerin borçları ile bu konunun uzaktan yakından alakası yok.
Oyuncu parasını zamanında alamazsa serbest kalma hakkı var. Onlarca örneği var.
Süper Lig kulüplerinin borcu bankalara. Gelecek 10 yıllık gelirlerini kullanmışlar. Borçları yapılandırılmış. "Borçsuzluk belgesi" alabiliyorlar.
UEFA bunları inceliyor ve disiplin altına almaya çalışıyor. Gelir-gider dengesi istiyor. Örnek G.Saray'ın başına gelenler.
Siz Sneijder'in parasını ödemezseniz zaten oyuncunun sözleşmesini tek taraflı feshetme hakkı var. Sözleşme bedelini de söke söke alır. Hukuki süreç tamamlanır ve alacaklarını hâlâ alamamış olursa o zaman puan silme cezası devreye girer.
Süper Lig'de böyle bir durum söz konusu değil.
Siz Del Bosque, Ribery, Ferrari gibi isimlerin borcunu faizleriyle ödememiş olsaydınız "borçsuzluk belgesi" alamazdınız, ancak o zaman puan silme cezaları gündeme gelirdi.
Bir garip tayinler!
Geçen hafta Antalya-F.Bahçe maçında Cem Satman kıdemli yardımcı hakemdi.
Maçta sonra F.Bahçe Başkanı, isim vererek Cem Satman'ı eleştiren sert bir açıklama yaptı. Zaten sosyal medyada F.Bahçeliler maçtan önce Cem Satman'ı hedef tahtasına koymuşlardı.
Biz şimdiye kadar bir kulüp başkanının yardımcı hakem ismi vererek eleştirisine pek şahit olmamıştık.
Bu hafta da Cem Satman, F.Bahçe'nin yarıştaki tek rakibi Beşiktaş maçına 4.hakem olarak atanmış. Allah korusun bu hakem Beşiktaş lehine bir hataya sebep olsa; başınız ağrımaz mı?
Geçen hafta G.Saray-T.Konya maçında Serkan Olguncan 4.hakemdi. Sneijder'in el-kol hareketine maruz kaldı ve devamında Hollandalı sarı kart gördü.
Sneijder yarın Mersin'de sahaya çıkacak, korner kullanırken bakacak ki; yardımcı hakem Serkan Olguncan. Yıldız oyuncu, "halüsinasyon mu görüyorum?" diye kendisine sormaz mı?
Teknik adamlar cesareti MHK'dan alıyor!
Son haftalarda teknik adamlar ipin ucunu kaçırdı!
Saha kenarında kendilerini kaybediyorlar.
Efendim, "4.hakemler psikolog olacakmış, iletişimi doğru kuracaklarmış!"
4.hakeme saygılı davranan teknik adam sayısı çok çok az kaldı.
Kurallar uygulanırsa ortalama haftada 5 teknik adam tribüne çıkar.
Ç.Rize-Eskişehir maçında Hikmet Karaman, 4.hakem Erdem Bayık'ı tehdit ediyor.
Bursa-M Başakşehir maçında Hamza Hamzaoğlu, 4.hakem Erkan Akbulut'la uğraşıyor.
Bu iki teknik adam kurallar çerçevesinde tribüne gönderildiler.
Antrenörlerin özür diledikleri kulağımıza farklı kanallardan geldi.
MHK bu hafta bu iki 4.hakemi de kesmiş. Maçları yok!
Öte tarafta Vitor Pereira, 4.hakem Onur Karabaş'a F.Bahçe-Kayseri kupa maçında her şeyi yaptı. Ama sahadan atılmadı. Onur Karabaş'ın o günden beri boşu yok.
Bu yaklaşım ve bu anlayış; hakemleri çok tehlikeli bir tutum takınmaya itecektir.
MHK hakemlere açık açık "Antrenörler sizi dut ağacı gibi sallasın, siz alttan alın, görmeyin" demeye getiriyor.
Bu tablodan bu anlam çıkar!