İNANÇLI VE DİK DURUŞUN ZAFERİ!...

A -
A +
İsrail-Türkiye ilişkileri, başlangıç tarihi olan 1948'den itibaren pürüzsüz şekilde seyretmiş veya seyrettirilmişti. 
Bu gülüm ayların zirvesi 28 Şubat dönemidir. 1997-2002 arası 5 yıl ve biraz daha fazla günlerde Türkiye ve İsrail stratejik ortaktı. Jetlerimiz orada tamir ediliyor, İHA'ları bu devletten alıyor ve istihbaratlarımızı paylaşıyorduk. İsrail'in keyfine diyecek yoktu. 28 Şubat darbe rejimi sanki ona çalışıyordu...
Fakat 29 Ocak 2009'da Davos'ta hiç tahmin edilmedik bir şey oldu. Bazılarına göre bir çılgınlık yaşandı. Türkiye Başbakanı, haksız ve aynı zamanda moderatörün iltimasıyla uzun konuşan ve bir de söz kesen İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e İngilizce "bir dakika!" dedikten sonra Filistin'de yaptıklarını haykırarak salonu terk etti.
Bu diplomatik sıkıntıyı bir yıl sonra İsrail'in silahlı ve kıtalli bir misillemesi takip edecekti. İHH kiraladığı yabancı bandıralı bir gemiyle Gazze'ye yardım götürürken uluslararası sularda durduruldu ve biri lise talebesi ABD vatandaşı, 8'i Türk vatandaşı 9 kişi İsrail askerleri tarafından katledildi.
İnsani yardım elçisi sivillere yapılan bu korsan saldırı ve cinayet üzerine Türkiye- İsrail dostluğu da ortaklığı da münasebetleri de bitti.
2010-13 yılları arası buz kesti. 
Arkada kalan dönem, yerlilikten kopmuş sefirleri yalanladı. İsrail, kıvranıyordu. Türkiye ile el sıkışmak istemekteydi. Bunun üzerine biz, 3 şart koştuk 1-İsrail özür dileyecek 2-Mağdur ailelere tazminat ödeyecek 3-Gazze'ye uygulanan ambargo kaldırılacaktı.
Böyle bir teklif, "one minute!" İhtarı gibi ilkti. İsrail tarafı, çok kıvrandı, araya hatırlar koydu fakat Büyük Türkiye sevdalısı olanlar, kat'iyyen taviz vermediler.
Bunun üzerine Tel Aviv, kerhen de olsa razı oldu. Özür diliyordu, ipe un serse de tazminatı da kabul ediyordu ama Gazze'ye reva gördüğü tecrit etme stratejisini, ambargoyu kaldırma şartını duymazdan geliyordu.
HAMAS'ın 1993'te Gazze'de seçimlere girip iktidar olması üzerine İsrail, Filistinlileri yoksulluğa mahkum ettiği bu ambargoyu başlatmıştı. Geçen zaman zarfında kimsesizlerin başına sık sık bombalar yağdırmakla kalmıyor, hayatlarını devam ettirmeleri için zaruri olan ne varsa onların girişini de yasaklıyordu.
Bunun neticesinde nüfusun yüzde 75'i genç olan Gazze'de işsizlik, dünya rekoru kırarak yüzde 43'ü, fakirlik yüzde 44'ü buldu. Bu 44'ün yüzde 38'i de aşırı fakirlik çizgisindedir. Bugün 500 binlik mazlumlar şehrinin yüzde 80'i insani yardımlarla yaşamaya çalışıyor.
Sn Recep Tayyip Erdoğan'ın azmi, Türkiye'deki tavizsizliğin öncüsü oldu. 
İsrail kendisi için bir çıkış yolu kalmadığını fark edince sonunda Gazze dramında da kabul noktasına geldi. Gazze için iyileştirme projelerimiz var. İsrail ise Yapay Ada diye çok dikkat edilmesi gereken bir teklif sunmakta. 
Tel Aviv'den çıkan haberlere göre 26 Haziran, andlaşmaya dair imzalar için son tarih olacakmış...
Bir dönemeçteyiz. Filistin, Gazze, Batı Şeria ve Türkiye-İsrail andlaşmasını yakından takip etmemiz gerekir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.