Ustamı rahmetle anıyorum

A -
A +
“Bir gün Hayati Bey adında bir misafiri gelmeye başladı ki onun gelmesi sonun başlangıcı olacaktı...”
 
Yanında staj yapmakla iftihar ettiği Ecz. Şevket Çubukçu’yu anlatmaya devam ediyor Ecz. Taylan Küçüker:
Eczanesinde tam bir ciddiyet hâkimdi. Yüksek sesle konuşulsa, gülünse Şevket Beyin gözlüklerinin üzerinden bakınca ne demek is­tediği anlaşılırdı. Eczanenin temizliğine çok özen gösterirdi... Bir gün kenarda köşede kalmış bir ilâç üzerindeki tozu görünce onu parmağıyla alıp çırağın yüzüne sür­müştü!..
Staja başladığım gün, bana da ilâç raflarının tozunu almamı, bu şekilde ilâçları tanıyacağımı söylemişti. Laboratuvarı genişti. Çok majistral (doktorun verdiği reçeteye göre eczanede) ilâç hazırlardık. Reçetedeki ilâcı nasıl hazırlayacağımı önce bana so­rar, noksanlarım olursa onları tespit ederek, nasıl yapmam gerektiğini titizlikle anlatır, başımda durur yaptırırdı. Merhem hazırlarken, homo­jen olması için tozları, biraz Hint yağında ezer, eritirdi ki ben bu uygula­mayı Şevket Çubukçu Bey'den öğrenmiştim. Eczanesini kapatır­ken, birçok prodüi’yi (üretim) bana vermişti, ben eczanemde kullandım. Eczanede misafirleri için olan kısmına şehrin bürokratları, tüccar­ları, elit insanlar gelir, değişik konularda konuşur, tartışırlardı. Dergi ve en az on adet günlük gazete gelirdi. Biz oraya hiç oturmazdık. Ecza­nede olmadığı zaman, bazen muziplik olsun diye otururduk... Bir gün misafir bölümüne Hayati Bey adında bir misafiri gelmeye başladı. Ko­nuşmaları, Şifa Eczanesi için sonun başlangıcı oldu! Sonradan öğrendiğimize göre, bir banka müdürü olan bu şahıs, eczanenin de bulun­duğu binayı banka adına satın almak istiyordu...
Aylarca gelip gittiler, satması için Eczacı Şevket Beyi razı etmeye çalışıyorlardı. Bir gün da­yanamadım, "Böyle güzel bir eczaneyi niye satıyorsunuz, burayı kolay mı meydana getirdiniz?" diye sordum. Kaşları çatıldı, memnun olmadığı her hâlinden belli oluyordu. Cevap vermek istemedi ama çok üzüldüğümü görünce “Ben burayı kolay satmam, satacak olunursa da bu üzüntü­ye dayanamam, isterdim ki çocuklarımdan biri Şifa Eczanesini devam ettirsin, bu mümkün olmadı" demişti.
Şevket Bey çocuklarını se­verdi, onlara düşkün, şefkatli bir baba idi. Ankara'ya yerleşmesinin se­bebi de evlatlarıyla beraber olma arzusu idi... Benim hayatımda ve mesle­ğimde müessir olan ve kendisinden çok şey öğrendiğim Ecz. Şevket Çubukçu'nun (1902-1986), hiç olumsuz bir davranışını görmedim. Öyle bir eczane­min olmasını hep hayal etmiştim ki, bu da kısmen gerçekleşti. Ruhu şâd olsun... 
       Ecz. Müjgân Üçer-Sivas
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.