"Kendini din adamı sanıyorsun!"

A -
A +
"Ey zavallı adam! Küçücük sermâyen ile kendini din adamı sanıyorsun. Selef-i sâlihîn ile boy ölçüşmeye kalkışıyorsun! Onlar senden çok yüksek idi."
 
Ebü’t-Tayyib İbn-i Zahîre hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 825 (m. 1422)’de Mekke-i mükerremede doğdu. 885 (m. 1480)’de orada vefât etti. İslamiyetin emir ve yasakları hakkında kendi aklına göre fikir yürüten ve din büyükleri aleyhinde konuşan birisine nasihat olarak buyurdu ki:
Din büyüklerine dil uzatma! Onlar senden daha çok bilgili ve anlayışlı idi. Sen, onların bildiklerini bilmiyorsun. Bilmediğin, anlamadığın şeylere karışma ve bunlara uyma! Kur'an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden anladığına güvenip de, o büyüklere karşı gelmekten de kendini koru! Onlar, Kur'an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri senden daha iyi anlamışlardı. Resûlullahın zamanına, senden daha yakın oldukları için ve marifetullah ile akılları aydınlanmış olduğu için ve sünnete çok sarılmış oldukları için ve ihlâsları, yakînleri, tevhîdleri ve zühdleri çok olduğu için senden ve senin gibilerden daha iyi biliyorlardı...
Ey zavallı adam! Gece gündüz, midenin ve nefsinin isteklerini düşünüyor, onların arkasında koşuyorsun. Bunlara kavuşabilmek için, biraz din bilgisi edinmişsin. Küçücük sermâyen ile kendini din adamı sanıyorsun. Selef-i sâlihîn ile boy ölçüşmeye kalkışıyorsun. Ömürlerini ilim öğrenmekle ve öğretmekle geçiren, sâlih amellerle kalplerini temizleyen, helâl lokma yemek ve haramlardan kurtulmak için, şüphelilerden titizlikle sakınan, o din büyüklerine dil uzatma! Onlar senden çok yüksek idi. Senin bu hâlin, serçenin, yemekte, içmekte, doğan kuşu ile yarış etmesine benzemektedir. O büyüklerin riyâzetleri, ibâdetleri, bütün sözleri ve ictihâdları, Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uygun idi. Selef-i sâlihîn azîmet ile amel ederler. Müslümanlara da, ruhsat ile hareket etmeleri için fetvâ verirlerdi.
Mukallidin îmanı sahihtir. Fakat, istidlâli terk ettiği için, âsî, fâsıktır. Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu böyle söyledi. Yâni, düşünmeden, anlamadan, yalnız başkasından işiterek, öğrenerek îman eden kimse, mümindir ve Müslümandır. Evliyânın kerâmeti haktır. Diri iken de, ölü iken de, kerâmetleri olabilir. Hazret-i Meryem'in ve Eshâb-ı Kehf'in ve Süleymân aleyhimüsselâmın vezîri olan Âsaf bin Berhiyâ'nın kerâmetleri Kur'an-ı kerimde bildirilmiştir.