Osman bin Ebî Kâsım Yemenî hazretleri fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. 1374 (H.776) senesinde vefât etti. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip fıkıh ilminde yüksek âlim oldu. Velîlerin sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerleyerek, büyük bir velî oldu. Buyurdu ki:
"Namazda huşû, namaz kılanın kurtuluşunun alâmetidir. Nitekim Allahü teâlâ, Mü'minûn sûresi başında; (Muhakkak ki, müminler kurtuluşa erdiler. O müminler ki, namazlarında huşû [tevâzu ve korku] sâhipleridir) buyurmaktadır. Peygamber efendimiz de buyurdu ki: (Bir Müslüman doğru olarak ve huşû ile iki rekat namaz kılınca, geçmiş günahları affolur.) Yâni, Allahü teâlâ onun küçük günahlarının hepsini affeder. Huşûu terk etmek ise, münâfıklık alâmetidir ve kalbin harâb olmasıdır. Nitekim Allahü teâlâ, Mü'minûn sûresi 117. âyetinde meâlen; (Gerçek şudur ki: Allah'tan başkasına tapınan kâfirler, felâha, kurtuluşa kavuşamazlar) buyurmaktadır."
“Bir meclise gidince, kendinden aşağı olanların veya yüksek olanların yerlerine oturmamalıdır. Ama meclisin büyüğü o ise, istediği yerde oturabilir. Anlamadan bu yerlerden birinde oturmuşsa, hâtırına geldiği zaman münâsib yere gitmelidir. Orada boş yer yoksa, hiç sıkıntı ve derd etmeden geri dönmelidir...
İnsanların yanında uyumamalıdır. Sırtüstü hiç yatmamalıdır. Hele uyurken horlayan buna çok dikkat etmelidir. Çünkü bu şekilde yatmak horlamayı arttırır. Eğer bir mecliste, kalabalıkta uyku gelirse, mümkünse kalkıp gitmeli, değilse, bir hikâye, bir düşünce veya bir başka yolla defetmelidir. Oradakiler hep uyuyorsa, ya onlara uyup uyumalı, yâhut kalkıp gitmelidir.”