‘Don Kişot’ Osmanlıdan doğdu!

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
‘Don Kişot’ Osmanlıdan doğdu!

KÜLTÜR - SANAT Haberleri  / HABER MERKEZİ

Cervantes’in Osmanlı günleri “Esaretten Doğan Şövalye" adıyla belgesel oluyor… Eserin danışmanı Dr. Nesrin Karavar “Cervantes, Osmanlı topraklarında beş sene esir olarak kalmasaydı eser yazmaya başlayamaz ve ünlü ‘Don Kişot’u kaleme alamazdı” diyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - İspanyol yazar Miguel de Cervantes’in kaleme aldığı “Don Kişot” dünyada en çok okunan kitaplardan biri ve modern romanın öncüsü… Cervantes’in Osmanlı Cezayir’inde esir tutulurken kaleme almaya başladığı düşünülen eserin ise Türk kültürüyle enteresan bir bağı var. 

Yönetmen Mehmet Gün ve İspanya’da akademik araştırmalarda bulunan Dr. Nesrin Karavar, hazırlıklarına başladıkları “Esaretten Doğan Şövalye: Don Kişot” adlı dokümanter filmde Cervantes’in Osmanlıyla irtibatını aydınlatmaya çalışacak. Çekimlerine yakında başlanacak Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli dokümanter film projesinde, Cervantes’in Osmanlı topaklarında yaşadıklarının peşine düşülecek. 
Yönetmen Mehmet Gün “Cervantes modern romanın babası sayılıyor. ‘Don Kişot’ ise onun en çok okunan eseri… Ancak yazarın Cezayir’de yaşanan esaret hayatından kaynaklanan bir beslenmesi olmuş. Cervantes, Osmanlıya esir düşmeseydi belki de Don Kişot’u kaleme alamayacaktı. Biz de belgesel film projemizde bunu göstermek istiyoruz” diyor. Yönetmen Gün, dokümanter filmin çekimlerini hem Türkiye’de hem de İspanya’da yapacaklarını kaydederek uzmanlarla yapacakları görüşmelerle yeni bilgileri ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor. 

Yıllardır Cervantes’i araştıran ve belgesel filme danışmanlık yapan Dr. Nesrin Karavar ise Cervantes’deki Osmanlı etkisinin Batı’da ve Türkiye’de yeterince bilinmediğini söylüyor. Karavar “İnebahtı Savaşı’na asker olarak katılan Cervantes, ülkesine dönerken Osmanlı denizcileri tarafından yakalanıyor. Cervantes o zamanlar Osmanlı toprağı olan Cezayir’de esir olarak tutuluyor” diyor.  

MİSAFİR GİBİ ESİR

Ancak İspanyol yazarın Cezayir’de âdeta misafir gibi tutulduğunu söyleyen Karavar sözlerine şöyle devam ediyor: “Cervantes esaret hayatında hiç eziyet görmemiş. Öyle ki bu durum kendisi için problem olmuş. Zira fidye verilerek serbest kalınca İspanyollar ‘Bu kadar ayrıcalıklı bir esaret hayatı nasıl görür?’ diye kendisinden şüphelenmişler. Cervantes de eserlerinde o yıllarını anlatıp esirlerin bütün dilleri serbestçe konuşulabildiğini ifade ediyor. Bazı kaptanları ‘Yunan asıllıydı ama önemli bir paşaydı’ diye anlatıyor. Osmanlının farklı ırklara kucak açtığını göstermek için bunu özellikle yazıyor.” 

Cervantes’in meşhur “Don Kişot” romanının doğuşunda Osmanlı kültürünün büyük etkisinin olduğunu kaydeden Dr. Nesrin Karavar “Cervantes genç bir askerken esir düştüğü Osmanlı Cezayir’inde nasıl bir ortam buldu ki, dünyanın en önemli edebiyatçılarından birine dönüştü? Elbette Cervantes, Osmanlı topraklarında esir olarak kalmasaydı eser yazmaya başlayamaz ve ‘Don Kişot’ kitabını kaleme alamazdı. Eserlerini analiz edince anlıyoruz ki, engizisyon mahkemelerinin kurulduğu İspanya’dan sonra bulduğu özgürlükçü ortam, bunu tetiklemiş. Kendisi yeni ufuklar keşfetmiş" şeklinde konuşuyor. Ancak Cervantes'in, iddiaların aksine büyük bir ihtimalle İstanbul’a gelmediğini ve anlatıldığı gibi Kılıç Ali Paşa Camii’nin inşaatında çalışmadığını kaydeden Karavar, buna rağmen yazarın İstanbul’a çok hâkim olduğunu, muhtemelen şehre dair bilgileri görüştüğü kişilerden öğrendiğini ifade ediyor.

CERVANTES'İN EVİ HAEREM VE SELAMLIKLIYDI

İspanyol yazar Cervantes’in Müslüman olup olmadığına dair tartışmalara da temas eden Karavar “Esaretten sonra bazı İspanyollar, yazarın İslam’ı seçtiğini düşünmüşler. Bu sebeple Cervantes, engizisyon mahkemelerinin olduğu ülkesine döndükten sonra kendisini ‘temize’ çıkarmak için noter tasdikli metinler kaleme almış. Ancak Cervantes’in Müslüman olup olmadığını kesin olarak bilemiyoruz. Zira kendisinin bugün İspanya’da müze olarak kullanılan evinin Müslüman kültüründen etkilenerek harem ve selamlık şeklinde yapıldığını görüyoruz. Bu durumu İspanyollar da müzedeki bilgi notlarına yazmışlar” ifadelerini kullanıyor. 

Düzenleyen:  - KÜLTÜR - SANAT
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...