Emirgân çinilerle renklendi, sanatta lale zamanı!

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Emirgân çinilerle renklendi, sanatta lale zamanı!

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Lalelerin çiçek açmaya başladığı Emirgân’da sanat da renklendi. Eserlerini “Lalenin Çini ile Dansı” adlı sergide bir araya getiren İsmail Yiğit “Osmanlı, 16. asırda çini sanatında bütün medeniyetlerin en üst düzey noktasına ulaşmış. Lalenin en çok özdeşleştiği sanat da çini” diyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Nisan ayı geldiğinde İstanbul’da bir şenlik havası başlar. Zira şehirle özdeşleşmiş çiçek olan laleler başta Emirgân olmak üzere semtleri pembe, sarı, beyaz ve sair renklere boyar. Hollanda dâhil bütün dünyaya vaktizamanında Osmanlı İstanbul’undan yayılan lale, Türk sanatlarının da göz bebeğidir. Hassaten de çini sanatının! Lale motiflerinde ise derin manalar saklıdır…

İşte lale ve çini sanatının bu özel bağına atıfta bulunan bir sergi, bugünlerde lalenin “başşehri” sayılabilecek Emirgân’da ziyaretçilerini bekliyor. İstanbul Lale Müzesi’nde kapılarını açan “Lalenin Çini ile Dansı” adlı sergi, hem Kütahyalı hem de akademili çini sanatçısı İsmail Yiğit’in 500’den fazla eserini bir araya getiriyor. Sahasında açılmış bu en büyük sergide; lalenin merkezinde olduğu nesneler, tabaklar, panolar görülebiliyor.

ÇİNİNİN ZİRVESİNDE OSMANLI VAR

Çini sanatının zirvesine Osmanlı İmparatorluğu’nda çıkıldığını söyleyen 41 yıllık çini sanatçısı İsmail Yiğit “Osmanlı, çini sanatında bütün medeniyetlerin en üst düzey noktasına 16. asırda ulaşmış. Hâlâ bunun üzerine çıkılamadı. Dünya Osmanlı çinilerini tanıyor. Turkish Blue ve Mercan Kırmızısı gibi renklerin kalitesine de bugün ulaşılamıyor” şeklinde konuşuyor. 
Osmanlı çinileri içinde lale motifinin önemli bir yeri ve manasının olduğunu söyleyen Yiğit “Osmanlı sanatında lale, yaratıcıyı temsil eder. Zira Arapça ‘Allah’ ve ‘lale’ lafızlarının ebced hesabıyla karşılığı aynıdır. İki kelime de aynı harfleri taşır ve 66 eder. Lale Devri’mizde de bu anlamlar kullanılmış. Biz sanatta laleyi rahvan atları gibi stilize etmişiz; uzatıp inceltmişiz. Böylece bir İstanbul lalesi meydana gelmiş. Zaten bitkileri sanata işlemede dünyada üzerimize yok. Lalenin en çok özdeşleştiği sanat da çini…” ifadelerini kullanıyor. 

DÜNYAYA DAĞILMIŞ TARİHÎ ESERLERİ YAPTI

“Lalenin Çini ile Dansı” adlı sergisinde Osmanlı çinilerinden ilham alarak laleleri çini sanatıyla buluşturduğunu kaydeden İsmail Yiğit “Yaklaşık bir senedir bu proje üzerinde çalışıyoruz. Laleyle hemhâl olmuş Emirgân’da yer alan Lale Müzesi’nde böyle bir sergi açmak heyecan verici. Belki de tarihimizde bu kadar geniş çerçeveli ilk sergi olacak. Çünkü toplamda 500’ün üzerinde esere yer veriyoruz” diyor. Sergide dünyaya dağılan tarihî Osmanlı çinilerine de vurgu yaptıklarını söyleyen sanatçı İsmail Yiğit “Bütün dünyada bulunan 16. asır İznik çinilerinin 400 adet replikasını yaptım. 200’üne de bu sergide yer veriyorum. Tarihî İznik çinileri dünyanın farklı yerlerine dağılmış. Mesela Süleymaniye Camii’nin kandili nasıl gittiyse Victoria ve Albert Müzesi’nde yer alıyor. Onlar satın alındığını söylüyor. Ancak eserlere iyi baktıklarını söylemek lazım” şeklinde konuşuyor.

ÇİNİLERİN HİKAYESİ

Çini eserlerinde hikâyeler yer aldığını söyleyen sanatçı İsmail Yiğit “Hemen her eserime bir hikâye saklıyorum. Ömer Hayyam’dan, Necip Fazıl’dan ve Nazım’dan şiirler de var. Kütahya’da çok atölye bulunuyor ama artık özgün hikâyesi olan ve mesajlar veren eserler yapmanın vakti çoktan geldi. Çünkü yabancılara sanatımızı anlatmanın yolu buradan geçiyor. Bu gelenekli sanat için biraz Osmanlıca ve Arapça bilmek de avantaj sağlıyor. Yani sanatçı biraz mürekkep yalamış da olmalı!” ifadelerini kullanıyor. 

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...