Enver Ören’in edebiyat öğretmeni: “Mevlâna’nın doğru anlaşılması için hep destek verdi”

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Kuleli Askerî Lisesi’nden edebiyat öğretmeni olan aynı zamanda Mesnevi uzmanı Şefik Can, hatıralarında Mevlâna’nın doğru anlaşılması için Ören’in nasıl özel gayret sarf ettiğini aktarıyor.

Gazetemizin kurucusu merhum Enver Ören’in vefatının üzerinden 11 yıl geçti. 22 Şubat 2013 yılında bütün gazetelerde “Türkiye Enver Ağabey’ini kaybetti” manşeti atıldı. Ancak eserleriyle yaşamaya devam ediyor.

Gün geçtikçe Türkiye’nin Enver Ağabey’i hakkında yeni bilgiler öğrenmeye devam ediyoruz. Bunlardan biri de onun aynı zamanda edebiyat öğretmeni olan Mesnevi uzmanı Şefik Can’ın hatıralarında yer alıyor.

Can, hayatı boyunca kültür ve sanatın her alanına destek veren Enver Ören’in, Mevlâna Celaleddin Rumi’nin doğru anlaşılması için de özel gayret sarf ettiğini aktarıyor.

ÖĞRETMENİNİ UNUTMADI

İhlas Vakfı Yayınları arasında yayınlanan “Hayat Hayaldir Enver Ören” biyografisinde de Şefik Can’ın Kuleli Askerî Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olduğunu öğreniyoruz.

Ders vesileyle tanıştıkları Enver Ören’in çok vefalı olduğunu söyleyen Can, ona muhabbetinin ömrünün sonuna kadar devam ettiğini ifade ediyor.

Can “Enver Ören, öğretmeni olarak beni de hiçbir zaman unutmadı. Mesnevi’yi hazırladığım zaman evime kadar gelip beni tebrik etti.” diyor.

“MEVLÂNA’YA AİT OLMAYAN ŞİİRLER YAYINLANMIŞTI”

Şefik Can hatıralarında Enver Ören’in Hazret-i Mevlâna’nın doğru anlaşılması için hep destek verdiğini şöyle anlatıyor:

“Yayınevinin bu kıymetli eseri [aslına uygun Mesnevi’yi] yıllarca depolarda bekletip basmaması Enver Ören’i çok üzdü.

Bunun üzerine, bir gün kendini ziyarete gittiğim zaman, yayınevinin sahibini çağırarak eseri basması için kendinden söz aldı. Buna rağmen kitap yine yıllarca basılmadı, çürüdü.

Midhat Bahari’nin tercüme ettiği ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın bastığı üç ciltlik Dîvân-ı Kebîr’den Seçmeler kitabının içerisinde Hazret-i Mevlâna’ya ait olmayan birçok şiir vardı.

Bunlar Hazret-i Mevlâna’nın yanlış anlaşılmasına sebebiyet veriyordu. Bunun üzerine, hiçbir karşılık beklemeden bu eserin içindeki Hazret-i Mevlâna’ya ait olmayan tüm şiirleri çıkararak eseri orijinaline uygun bir şekilde yeniden düzenledim.

Aslına uygun olan bu eseri Kültür Bakanlığına arz etmek istiyordum. Enver Ören, bu konuda da bendenize yardımcı oldu.

Ancak eseri [başka bir versiyonunu] Millî Eğitim Bakanlığı bastığı için bir netice alamadık. Fakat Enver Bey’in bana gösterdiği bu yakınlık ve öğretmenine karşı gösterdiği vefa çok önemliydi.

“MEKTUBAT HEDİYE ETTİM”

Babamdan kalma ve benim için manevi değeri çok yüksek, antika bir cep saatim vardı. Enver Ören’in fakirin naçiz çalışmalarına gösterdiği ilgi dolayısıyla bu saati bir hatıra olarak kendisine hediye ettim.

Daha sonra da kütüphanemde bulunan ve çok eski bir baskı olan, İmam-ı Rabbani’ye ait Mektubat’ı da Enver Ören’e hediye ettim.

Çünkü Enver Ören’in, hem Tahirü’l-Mevlevi hazretlerinin yarım kalan Mesnevî şerhinin basımında gösterdiği samimi gayret, hem de Divân-ı Kebir’deki yanlışların düzeltilmesi için Kültür Bakanlığı’na ulaşmamda fakire verdiği manevi destek benim için kıymetliydi.”

 

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...