Haftanın kitapları | ABD’den doğan farklı bir sözlük

Haftanın kitaplarında bu hafta “Amerikan Kurguluğu”, “Think Tank” ve ““II. Dünya Savaşı’nda Türkler” okurları bekliyor.
MURAT ÖZTEKİN - Haftanın kitaplarında bu hafta üç kitap öne çıkıyor.
Hırvat edebiyatçı Dubravka Ugrešic, 1991’de Yugoslavya parçalanırken misafir öğretim üyesi olarak ABD’ye gider. Bir üniversitede çalışırken edebî sözlük tutar. Bu lügatte Amerikalıların kültürünü, tüketim alışkanlıklarını, günlük ritüellerini, sosyal nezaket kalıplarını ve o meşhur rahatlıklarını yorumlar. Ugrešic, beğendiği ve beğenmediği şeyleri not eder. İşte “kurgu-sözlük” formatında 1990’ların ortasında yayımlanan “Amerikan Kurguluğu” adlı eser, Everest Yayınları etiketiyle Türkiye’deki okurla buluşuyor. Her kategorisi belirli bir kelime üzerine kurulu olan kitap, Amerikan sosyal hayatı üzerine kaleme alınmış gibi görünse de evinden uzakta kalan bir edebiyatçının hislerini de yansıtıyor. Eserde hafıza, medyanın rolü ve millî kimlikler gibi konular işleniyor.
DÜŞÜNCE KURULUŞLARI DÜNYAYA YÖN ÇİZİYOR
Dr. Ali Ercan’ın New York ve Washington D.C.’de yaptığı saha araştırmalarına dayanan “Think Tank”, ABD’nin düşünce kuruluşlarını masaya yatırıyor. Kronik Kitap etiketiyle okuyucuyla buluşan eser; Brookings Enstitüsü, RAND Corporation, Heritage Foundation, CSIS ve Atlantik Konseyi gibi kuruluşların ABD’nin dünyaya yön verişinde nasıl rol aldığını ortaya koyuyor. Eserde Clinton’ın “insani müdahaleleri”, Bush’un “terörle mücadelesi”, Obama’nın “diplomatik açılımları” ve İran’la yürütülen nükleer müzakerelerin fikri altyapısında think tank kuruluşlarının tesiri inceleniyor.
Kitap, şimdilerde irtifa kaybettiği konuşulan süper gücün yalnızca tank-top değil, raporlar ve stratejik söylemlerle de uzun yıllardır bir “savaş” içerisinde olduğunu gözler önüne seriyor.
II. DÜNYA SAVAŞI'NIN MAĞDUR TÜRKLERİ
Türkiye, II. Dünya Savaşı’na katılmamış olsa da SSCB, Balkanlar, Doğu Türkistan, Orta Doğu ve Kıbrıs Türkleri istemeden bu harbin içerisinde yer almışlardı. Savaşın mağduru olan Türklerin yüz binlercesi askere alınmış, kimleri yaralanmış, bazıları da hayatlarını kaybetmişlerdi. Prof. Dr. Ali Satan’ın Timaş Yayınları’nca neşredilen “II. Dünya Savaşı’nda Türkler” adlı eseri, işte bu insanların acıklı hikâyesini merkezine alıyor.
Eserde, Avrupa mülteci kamplarından gazeteci Ziyad Ebüzziya’ya yazılmış mektuplar ilk defa gün yüzüne çıkarken, devrin basını ve sayısız arşiv vesikası da okura sunuluyor. Ayrıca, Ziyad Ebüzziya, Cabbar Ertürk, Baymirza Hayit, Fuat Emircan, Reha Oğuz Türkkan ve Bekir Doğan gibi isimlerin şahitlikleri ve tecrübeleriyle dünya tarihinin en karanlık sayfalarından biri gözler önüne seriliyor.