Yönetmen Bekir Bülbül: Ölümlü dünyada hepimiz mülteciyiz

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Yönetmen Bekir Bülbül: Ölümlü dünyada hepimiz mülteciyiz

KÜLTÜR - SANAT Haberleri  / HABER MERKEZİ

Yeni filmi “Bir Tutam Karanfil”de bir dede ve torunun yolculuğu üzerinden mültecilik problemini işleyen Bekir Bülbül “Aslında hepimiz bir nevi mülteciyiz. Bu dünyaya geçici olarak gönderildik ve ait olduğumuz yere döneceğiz” diyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Mültecilik problemi dünyanın ve Türkiye gündeminin değişmez maddesi… Şimdi Filistin’de yaşanan hadiselerle, yeni bir mülteci dramı da kapıda gibi görünüyor. Böyle bir zamanda mültecilerin dramına odaklanan bir film sinemalarda... Bekir Bülbül’ün yönetmenliğini yaptığı ödüllü “Bir Tutam Karanfil” adlı TRT ortak yapımı eser, cenazelerini memleketlerine götürmek isteyen bir dede ve kız torununu merkezine alıyor. Yol hikâyesi şeklinde işlenen filmde, ortada kalan bir tabut, farklı ellerde oradan oraya sürükleniyor ve arka planda çarpıcı hadiseler meydana geliyor. Biz de yönetmen Bülbül’le konuştuk…

Yönetmen Bekir Bülbül: Ölümlü dünyada hepimiz mülteciyiz

DEDEMDEN YOLA ÇIKTIK

> “Bir Tutam Karanfil”de eksantrik sayılabilecek bir hikâye üzerinden mültecilik problemine temas ediyorsunuz. Sizi mülteciliğe ayna tutmaya iten duygular nelerdi?

Aslında farklı bir yerden, rahmetli dedemin ölmekle ilgili bir derdinden yola çıktık. Kendisi İstanbul’da yanımızda yaşıyor, vefat ederse köyünde gömülmek gibi bir dert taşıyordu. Ve ölmeden bir gün evvel onu köye götürebildik. Filmde bunun üzerinden tersine göç hikâyesi anlattık. Senaryoyu eşimle birlikte yazarken Türkiye’ye akın akın mülteci geliyordu. Biz ise cenazelerini ülkelerine taşımaya çalışan bir mülteci dede ve küçük torununun hikâyesine eğildik. Arka planda da insanın bu dünyadaki faniliğine, mülteciliğine temas ettik. Aslında hepimiz bir nevi mülteciyiz. Bu dünyaya geçici olarak gönderildik ve ait olduğumuz yere döneceğiz. 

> Peki, dedenizin hikâyesinin yanında etrafınızda size ilham veren bir mülteci var mıydı?

İstanbul’da mültecilerin yoğun olarak ikâmet ettikleri bir yerde yaşıyoruz. Birçoğu ile selamlaşıp görüşüyoruz. Filmin senaryosunu yazarken onlara empati yaptık. Bu safhada vefat eden babasının naaşını Suriye’ye götürmek isteyen ve yolda yakalanan bir adamın haberi de bizi etkiledi. Bunlar dedemin hikâyesiyle birleşti.

> Türkiye’de mültecilik meselesi her daim canlı… Son aylarda ise sosyal kargaşaya sebebiyet verecek ırkçı tahkirler oldu. Bütün bunlar sinemacı olarak size neler düşündürüyor?

Yapılan ırkçılığı çok abes buluyorum. Yakın sayılabilecek geçmişte hepimiz aynı imparatorluğun çatısı altındaydık. Suriyelilerden Filistinlilere kadar hepsi bizim bir parçamız. Mülteci aleyhtarlığının küçük bir kesim tarafından topluma zerk edilmeye çalışıldığını düşünüyorum.

Yönetmen Bekir Bülbül: Ölümlü dünyada hepimiz mülteciyiz

MÜLTECİLİK DURUMU SANATTA KULLANILIYOR

> Şunu da sormadan edemeyeceğim: Sanat dünyasında özellikle Batılı isimler mültecilik problemini sömürü vasıtasına dönüştürebiliyor. Hâl böyle iken samimiyet hususunda zorlanmadınız mı?

Evet, sanatta mülteciliği ajite etme durumu var. Bu yüzden mülteci insanların dünyasıyla yakınlık kurup durumu samimiyetle anlatmaya çalıştık. Filmde “Suriyeli” tabirini hiç kullanmadık. Hikâyeyi zamansız ve mekânsız kılmaya çalışarak durumu bertaraf etmek istedik.  

> Filmde hep ortada duran bir tabut üzerinden ölüm mefhumuna da dikkat çekiliyor… 

Filmin ana karakteri ölüm diyebiliriz. Başından sonuna kadar bir cenaze taşınıyor. Herkes ölümün varlığından haberdar ama bunu yok sayıp günlük hayatına devam ediyor. Bu, tam da modern dünyanın absürtlüğünü de yansıtıyor. 

YEMEK SOFRASINDA BİLE FİLM KONUŞUYORUZ

> Filmin senaryosunu eşiniz Büşra Bülbül’le birlikte kaleme almışsınız. Bir çift olarak film yapmak kolay bir durum mu? Yani hususi hayat ile profesyonel alanları nasıl ayırıyorsunuz?

Bizim özel hayatımız ile sinema kariyerimiz iç içe geçmiş durumda. Bir taraftan iki çocuğumuzu yetiştirmeye diğer yandan sinema yapmaya çalışıyoruz. Yemek sofrasında bile film konuşuyoruz ve çocuklarımız bile kendilerince filmler hakkında fikir beyan ediyorlar. (Gülüyor) 

> Bağımsız bir yönetmen olarak filminiz vizyona girdi. Sinema salonları pandeminden sonra zorlu yerler olmaya başladı. Bir yönetmen olarak düşünceleriniz neler?

Aslında sanat filmlerinin dünyada belirli bir kitlesi var ama ülke bazında baktığımız zaman bu kitle çok küçük. Bu da birçok şeyi zorlaştırıyor. Film yapmak ve vizyona getirmek çok zor hâle geldi.

Düzenleyen:  - KÜLTÜR - SANAT
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...