Tiyatromuz yerli oyunlarla zenginleşiyor

Tiyatromuz  yerli oyunlarla zenginleşiyor

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Yeni sezonda az kişiyle etkili oyunlar sahneleyeceklerini söyleyen Mustafa Kurt “Yerlilik ve millîlik konusunda da hassasız. Yerli yazarlarımızı hem insanımızla tanıştırmamız hem de evrensel kılmamız lazım. Yerli oyunlarımıza seyirci ilgisi yüksek. Eserler kapalı gişe oynuyor” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Normalleşme safhasında tiyatro sahneleri canlanıyor... Devlet Tiyatroları (DT) da bu sene sezonu erken açıyor. Oyunlarını ekim ayında değil 1 Eylül’de seyirci ile buluşturacak olan DT, daha az kapalı mekânda “az oyunculu ama etkili” eserlerle perde açacak. Biz de merakla beklenen yeni sezonun detaylarını aynı zamanda tiyatro oyuncusu olan DT Genel Müdürü Mustafa Kurt’la online ortamda konuştuk...

∂ Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü vazifeniz boyunca tiyatro sahnelerinden hiç kopmadınız. Bu sezon da “Sonsuzluk Kitabevi”nin rejisörlüğünü yapıyorsunuz. Hem idari vazife hem de aktif tiyatro zor olmuyor mu?
Bunlar birbirini besleyen şeyler. Bizim kurumumuz zaten bir sanat kurumu. Başında da bir sanatçının olması iyi. Ben de yıllardır Devlet Tiyatrolarında oyuncu ve yönetmen olarak çalışıyorum. Genel Müdürlüğüm müddetince her sezon mutlaka bir oyun oynadım veya yönettim. Bu sene de yine yerli bir oyun olan “Sonsuzluk Kitabevi”ni yönetiyorum. Sabahattin Kudret Aksal’ın yazdığı eser, 8 Eylül’de prömiyer yapacak. Bir oyuncu ve bir yönetmen olarak her zaman tiyatroda olmak bir avantaj.

KONTROLLÜ AÇILIŞ
∂ Tiyatrolarda yeni sezon başlamak üzere. Ancak pandemiden ötürü zor bir dönemde perdelerinizi açıyorsunuz. Nasıl bir yeni sezon geliyor?

Bu dönem, dediğiniz gibi gerçekten zor bir dönem. Ancak pandemi sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada var. Dolayısıyla bir normalleşme safhasının da gerçekleşmesi gerekiyor. Bu noktada devletimizin koyduğu temizlik, maske ve mesafe gibi kurallar son derece önemli. Devlet Tiyatroları olarak biz de hem açık hem de kapalı alanlarımızda bu tedbirleri aldık. Bütün sahnelerimizi hemen açmıyoruz, kontrollü hareket ediyoruz. Baktık ki, her şey yolunda gidiyor, bütün sahnelerimizi açacağız.

∂ Repertuvar noktasında konuşursak; nasıl oyunları ön plana koydunuz?
Malumunuz bu sene bir hazırlık mahiyetinde sezonu erken açıyoruz. Az kişilik fakat etkili oyunlarla seyirci karşısına çıkıyoruz. Biz pandemi döneminde bütün tedbirleri aldık ama boş durmadık. Sadece eylül ayında 17 yeni oyunumuzun prömiyerini yapacağız.

∂ Pandemiden sonra seyirci kapalı mekânlara dönüyor. Endişeli bir hâl var mı?
Bilet satışlarını kontrol ettiğimde çoğunun satılmış durumda olduğunu görüyorum. Bazı sahnelerimizin biletleri tükenmek üzere. Seyirci tarafında bir endişe yok. Ben umutluyum; salgın biraz kontrol altında alındığında her şey düzelecek. İş normale döndüğünde bir seyirci patlaması yakalayacağımızı düşünüyorum.

DEVLETTEN KURU KURU YARDIM BEKLEMESİNLER
Mustafa Kurt özel tiyatroların talepleri ve endişeleri hakkında şöyle konuşuyor: Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu konuda çalışıyor. Destekler noktasında artış sağlandı. Bir çalışma daha yapıldığını biliyorum ama yerel yönetimler de özel tiyatrolara daha fazla destek olmalı. Benim şahsi görüşüm özel tiyatroların da “Bize yardım edin” demek yerine bir proje ortaya koyarak yardım talep etmesi lazım. Kuru kuru “Bize bakın” demek doğru değil. Devlet neye yardım ettiğini bilmeli.

TÜRK OYUNLARI DÜNYAYA AÇILMALI
∂ Devlet Tiyatroları olarak bir müddettir yerli eserleri öne çıkarıyorsunuz. Nasıl bir saikle hareket ediyorsunuz?

Yerlilik ve millîlik konusunda biraz hassasız doğrusu. Birçok yerli yazarımız var. Onları hem insanımızla tanıştırmamız hem de evrensel kılmamız lazım. Kendi yazarı olan, üreten, kendi edebiyatını tanıyan insanlarımız olsun istiyoruz. Repertuvarımızda ne kadar yerli oyun olursa tiyatro edebiyatımız da o kadar zenginleşir. Bu esnada tabii ki dünyadan da kopmuyoruz.  Dünya klasikleri bizim hep repertuvarımızda. Ama niçin dünya tiyatrosunun repertuvarında bir Türk yazarın eseri olmasın. Biz bir İngiliz ve Alman’ın eserine repertuvarımızda yer veriyorken kendi eserlerimizi de onların repertuvarlarında görmek istiyoruz.

∂ Peki, yerli oyunlar seyircide istenen karşılığı buluyor mu?
Yerli oyunlarımıza seyirci ilgisi yüksek. Mesela Necip Fazıl’ın eseri olan “Reis Bey” üç senedir kapalı gişe oynuyor. Bu sene tekrar gösterime sokuyoruz. Öte yandan pandemi döneminde oyunlarımızı online ortama koyduk, “Reis Bey” 200.000 , “Leylâ ile Mecnun” ise 150.000’in üzerinde seyredildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...