Film şeritleriyle zamanda yolculuk

Film şeritleriyle zamanda yolculuk

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Film yapımında kullanılan cihazlar, meşhur sinemacıların eşyaları, yönetmenlerin aldığı büyük ödüller... Yeni açılan İstanbul Sinema Müzesi, ziyaretçilerini beyazperdenin tarihinde eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor.

MURAT ÖZTEKİN

Türkiye’de yıllarca yedinci sanatın kalbi olan Beyoğlu’ndaki Atlas Sineması, iki sene süren restorasyon çalışmaları sonrasında geçtiğimiz hafta resmî olarak yeniden kapılarını açmıştı... Pasajda kurulan İstanbul Sinema Müzesi ile birlikte kapılar Türk sinema tarihine de açıldı...  Maziden günümüze film yapımında kullanılan cihazlar, Türk sinemacılara ait özel eşyalar ve notlar, yerli yönetmenlerin aldığı mükâfatlar, sinema eserlerinde kullanılmış nesneler, sinema bilgilerinizi tazeleyip eğlenme fırsatı bulacağınız interaktif uygulamalar... Hepsi Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilerek Atlas Pasajında kurulan müzede yer aldı...

BİNANIN ENTERESAN TARİHİ
Kalabalık İstiklal Caddesi’ni adımlayarak kapısına ulaştığınız mekân, Atlas Sineması olarak bilinse de aslında bir konaktı! Sultan Abdülaziz devrinde “Harik-i Kebir” denilen büyük yangın Beyoğlu’nu kül edince artık taş binalar yapılmaya başlamış, zamanın varlıklı gayrimüslimlerinden Agop Köçeyan da 1870’te caddeye böyle bir kışlık taş konak inşa ettirmiş. Binanın meşhur duvar resimlerini Fransız ressam Hippolyte-Dominique Berteaux çizmiş. Sultan Abdülaziz’e yakın bir isim olduğu bilinen Köçeyan, rivayete göre binada Sultan’a has bir oda bile yaptırmış. Yıllarca burada ikamet eden iş adamı, ölümünden hemen evvel konağını Taksim Vosgeperan Ermeni Kilisesi’ne bağışlamış. Ama mekân, Köçeyan’ın hayattayken hiç tahayyül edemeyeceği bir yere dönüşmüş. Mülkiyeti değişen bina zamanla eğlence merkezi hâline gelmiş. 1948’de İstanbul’un en prestijli sinemalarından birine ev sahipliği yapmaya başlayan bina, o gün bugündür şehrin efsane sinemalarından biri olmuş...

TEKNOLOJİK MEKÂN
Ancak bu tarihî bir binanın içerisine adım atınca teknolojik imkânlarla donatılmış, biraz da Avrupa’dakilerden ilham alınarak hazırlanmış bir sinema müzesiyle karşılaşılıyorsunuz. Üç katı ziyarete açık olan müzede, ilk katta nasıl film yapacağınızı gösteren dijital cihazları kullanıyor, VR teknolojisiyle filmler seyrediyor, Kapalıçarşı’da çekilen eserleri görebiliyorsunuz. “İstanbul Sinema Atlası” uygulamasıyla 1897 yılından itibaren İstanbul’da film gösterimi yapılan yerlerin interaktif bir şekilde izini sürebiliyorsunuz. “Türk Sinemasının Hafıza Havuzu” isimli uygulama ise 8 bin 406 film ile bu eserlerde emek sarf eden isimleri yine interaktif bir şekilde görme imkânı sağlıyor. Film yapımında devrim meydana getiren cihazlar da burada gösteriliyor. 

SİNEMACILARIN ÖZEL EŞYALARI
Müzenin ikinci katı ise daha çok maziyle hemhâl olacağınız kısımlarla dolu. Benim de asıl alakamı çeken yer burası oluyor. Artık birer ahşap antika gibi duran bugünkü kameraların ataları, ilk fotoğraf makineleri, eski montaj masaları sizi bambaşka bir dünyanın içerisine çekip alıyor. Hemen yanı başlarında ise meşhur sinemacılara ait özel eşyalar sergileniyor. Memduh Ün’ün yönetmen sandalyesi, Türkân Şoray’ın filmlerinde kullandığı Arriflex kamerası, Bilge Olgaç’ın bir yangından kurtarılan senaryoları onlardan... Teşhir edilenler arasında eski filmlerde kullanılan nesneler ise oldukça enteresan. “Amentü Gemisi Nasıl Yürüdü” filmindeki orijinal çizimler, Türkiye’nin ilk uzun metrajlı kukla filminde kullanılan figürler, sayabildiklerimden bazıları... Burada Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu, Ahmet Uluçay gibi yönetmenlerin çeşitli festivallere aldıkları mükâfatların orijinalleri, özel izinlerle teşhir ediliyor. Bu eserler, bir müddet daha müzede kalacağa benziyor... Müzenin son katı, geçici sergilere ayrılmış. Şimdilerde ise Karagöz’e dair bir sergi yer alıyor.

EKSİKLERİ YOK MU?
Böylesine zengin muhtevalı bir müzede eksik şeyler yok mu? Elbette var. Mesela sinema sahasında Osmanlı döneminde yapılan ilkler, ciddi gelişmeler mevcut ama bunlar az vurgulanmış. Keza ilk fotoğraf makinesinin prototipini bularak asırlar öncesine sinemaya ilham olan İbn-i Heysem’e daha geniş atıflar yapılabilirmiş.

NECİP FAZIL’IN OSMANLICA SENARYOSU
Müzede Türk edebiyatının büyük yazarı Necip Fazıl Kısakürek’e ait senaryo metni de var... Osmanlıca harflerle yazılmış “Kökümüze Dönüyoruz!”adı bu senaryo 1974 yılında “Kızım Ayşe” adıyla Elif Film tarafından filme dönüştürüldü. Eserde Yıldız Kenter ile Neclâ Nazır rol aldı.

Film şeritleriyle zamanda yolculuk

ŞORAY’IN KAMERASI
Oyunculuğunun yanında beş defa yönetmen koltuğuna oturan Türkân Şoray’ın filmlerinde kullandığı kamera...

Film şeritleriyle zamanda yolculuk

AKAD’IN DÜNYASI
Meşhur Türk yönetmen Lütfi Akad’ın ceketi de müzede sergileniyor.

Film şeritleriyle zamanda yolculuk

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...