Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Çanakkale’yi yabancılar anlattı

Çanakkale’yi yabancılar anlattı

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Türk tarihine yeterince eğilmeyen yerli sinema için Çanakkale’nin yeri başkaydı ama çekilen filmler genelde vasatın altında kaldı. Çanakkale filmlerinin ilkine İngilizler, şaheserine ise Avustralyalılar imza attı...

MURAT ÖZTEKİN

Çanakkale Savaşları büyük kahramanlıklara sahne olmasının yanında oldukça dramatik ve çarpıcı insan hikâyeleri de barındırıyordu... Türk sineması da diğer tarihî hadiselere yabancı kalsa da 1915’te yaşanan ‘Çanakkale’ye ayrı bir önem verdi. Özellikle savaşın 100. yılına yakın peş peşe filmler çekildi. Cephenin karşı tarafında İngilizlerle birlikte farklı milletlerin yer alması ise tesirli yabancı filmlerin ortaya çıkmasını sağladı. Yabancı eserlerde savaş sorgulanırken, yerli filmlerin büyük kısmı Çanakkale’yi hakkıyla anlatmaktan uzak kalarak aşırı hamasetten öteye gidemedi...

İLK FİLM “TELL ENGLAND”
Çanakkale filmlerinin ilki 1930’da İngilizler tarafından çekildi. Yönetmenliğini Anthony Asquith ve Geoffrey Barkas ikilisinin yaptığı “The Battle of Gallipoli” (Tell England) adlı yapım, bir İngiliz gencinin orduya katılarak Çanakkale’de savaşmasını işliyordu. Dengeli bir ideolojik bakışa sahip filmde Türkiye’nin tarih tezlerine denk düşen sahneler az değildi. Devrinin Türk hükûmeti de filmden memnun kalmıştı.

EKSİK AMA YERLİ
Türkiye’nin ilk Çanakkale filmi ise “Kahraman Mehmet: Çanakkale Harbi” oldu. 1948 yılında çekilen eserin yönetmeni olan Kadri Öğelman, aynı zamanda başroldeydi. Yıllar sonra birbirini cephede bulan baba oğul hikâyesini merkezine alan film, zamanına göre tesirli savaş sahneleri barındırmakla birlikte, ciddi hatalar da taşıyordu. Hâlbuki “Kahraman Mehmet: Çanakkale Harbi”,  askerin maddi desteğiyle çekilmişti.

‘GALLIPOLI’ ŞAHESERİ
Çanakkale filmleri arasında şaheser olarak kabul edilen de var... Peter Weir’in 1981 yapımı “Gallipoli” (Gelibolu) adlı o filmi, iki sporcu gencin Avustralya’dan Çanakkale’ye uzanan macerada savaşın hakikatiyle yüzleşmelerini işliyor. Savaşa, İngilizlerin kullandıkları milletlerin gözünden bakılan, antimilitarist yönü kuvvetli eser, tesirli bir sömürgecilik resmi çiziyor. Buna rağmen filmin Orta Doğu coğrafyasına “oryantalist” kaldığı noktalar da var.

RUSSEL CROWE’UN “SON UMUT”U
Yeni Zelandalı Russel Crowe, ilk yönetmelik tecrübesi olan “Son Umut”ta (2014) milletinin hafızasında yer alan Çanakkale Harbi’ni işlemişti. Üç oğlunu savaşta kaybeden Avustralyalı bir çiftinin, Gelibolu’daki arayışını merkezine alan filmin oyuncu kadrosunda, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan da yer aldı. Hâliyle bu çok milletlilik, hikâyeye de yansıdı; bazı sahnelerinde yerli yönetmen işi gibi duran “Son Umut”ta, Ankara Hareketi de yüceltildi...  

BAŞKA BİR ÇANAKKALE
Sinan Çetin’in çektiği “Çanakkale Çocukları” (2012)  ise savaşa bir anne ve ayrı cephelerdeki iki kardeş üzerinden bakmaya çalışan, aykırı bir eser. Çanakkale’nin yeniden popüler olmaya başladığı zamanlarda çekilen bu film, benzerlerinin aksine salt barışı ve hayatta kalmayı öne çıkarıyor. Bu sebeple “Hayatta uğruna ölünecek hiçbir şey yoktur” gibi garip cümlelere senaryosunda rastlamak mümkün... Öte yandan Halûk Bilginer gibi isimlerin yanında Çetin’in eşi ve iki oğlunun da rol aldığı film, tam bir aile işi...

SON MEKTUP: HAVADAN ÇANAKKALE
Yönetmenliğini Özhan Eren’in yaptığı “Son Mektup” (2015) ise Çanakkale Harbi’ne havacılık tarafından bakan bir film... Tayyareci Salih Ekrem Yüzbaşı ile Hemşire Nihal arasında yaşanan gönül macerasıyla şekillenen eserde, cephenin gerisi ön planda. Şimdiye kadar çekilen en büyük bütçeli Çanakkale filmi olarak sunulan eser, hikâyesiyle olmasa da görselliğiyle beğeni kazanmıştı.

“YOLUN SONU”
Kemal Uzun’un çektiği “Çanakkale: Yolun Sonu” (2013) ise mesaj verme çabasından ziyade insan hikâyelerinin ön plana çıktığı, bu bakımdan son yıllarda çekilen Çanakkale filmlerinin arasından nispeten sıyrılan bir eser. “Hollywoodvari” bir yapım olan film, bir ağabeyin kardeşini korumak için savaşta gönüllü olması üzerinden gelişiyor ve bir aşk hikâyesini beraberinde getiriyor.    

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...