Özgür Özel'den 'normalleşme' yorumu: Farklı düşünsek de konuşmamız gerek

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Özgür Özel'den 'normalleşme' yorumu: Farklı düşünsek de konuşmamız gerek
Chp, İstanbul, Mhp, Haber

Politika Haberleri  / Türkiye Gazetesi

CHP lideri Özgür Özel, TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik’in sorularını cevapladı. Özel, siyasette normalleşme, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iadeiziyareti, İmamoğlu’nun Roma gezisi dâhil önemli konuda açıklamalarda bulundu.

TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik’in sorularını cevaplayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.  Özel, siyasette normalleşme, İmamoğlu’nun Roma gezisi dâhil birçok önemli konuda konuştu. İşte röportaj...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iadeiziyaret tarihi belli mi?

- Randevu belli değil ama genel olarak haziranın ilk veya ikinci haftası olacak diye birçok yerde yazıldı çizildi. Tayyip Bey de ‘Yakın zamanda’ dediğine göre öyle bir şey bekliyoruz. Ne zaman randevu talep ederlerse takvimimize göre geciktirmeden vereceğiz. Bu iadeiziyareti önemsiyorum. 

Siyasette normalleşmede neler olacak? Yeni tanım var mı? 

- 2024 yılında Türkiye gibi bir ülkede birinci parti ile ikinci partinin el sıkışmaması diye bir şey olmaz. Elbette farklı düşüncelerimiz var ancak mutlaka konuşmak lazım. Ülkemizin, siyasetin buna ihtiyacı var. 1970-80 arası Bülent Ecevit ile Süleyman Demirel el sıkışmadı, darbe geldi. Turlar boyunca Cumhurbaşkanının seçilemediği bir süreç yaşandı. Bunlar doğru işler değil. Siyaset bazen münakaşa, bazen müzakere, bazen de mücadele işi. Müzakere kısmını dikkate alıyorum. Türkiye buna alışık değil. Yumuşamayı ise kabul etmiyorum. ‘Yumuşama’ muhalefeti ‘yumuşak’ yapma değil. Bence dilin normalleşmesi önemli. Biz bunu sadece 31 Mart’tan beridir yapmıyoruz. Hiçbir genel başkana Erdoğan dâhil birbirimize hakaret davası açmadık. Çünkü hakaret etmedik. Bize oy verenlerin karşılıklı hakaretten haz aldığını sanmıyorum. İnsanlar sert ve siyaset dili biraz düzeyli muhalefet istiyor.

MHP Lideri Bahçeli ‘Üslupta yumuşama olur da esasta olmaz’ dedi. Bu tutum için ne düşünüyorsunuz?

- Üsluptaki yumuşamayı ve normalleşmeyi önemli buluyorum. Fakat muhalefetimizin de asla yumuşamayacağını herkesin bilmesini isterim. Etkili, net bir muhalefet yapacağız. Çünkü millet bize bu görevi vermiş en iyisini istiyor. Bunu yaparken kavga ve hakaret etmek, birbirinin yüzüne bakamayacak laflar söylemek doğru değil. Bahçeli’yle yaptığımız görüşmede de son derece nazik ve yapıcı üslup içindeydik. Bahçeli’nin bana yönelttiği dört soruya ben de o sertlikle dört tane cevap verdim. Asıl orada Bahçeli ve MHP’nin diğer siyasetçilerini ayırıp hem o metinlere katkı sağladığını bildiğim hem de hakkında çok büyük şüphelerin olduğu iki siyasetçiyi net şekilde ortaya koydum. İsim vermedim ama hemen kendileri üzerlerine aldılar, bana hakaret ettiler. Onlara cevap verecek değilim. Oradaki enteresan durum o ikisini kendilerinden başka savunan çıkmadı. Onların yalnızlığı anlamlı. Bu MHP’nin normalleşmesi açısından da umut verici. 

Sinan Ateş ve Ayhan Bora Kaplan davaları gündemde. CHP’nin bu konulardaki tutumu nedir?

- Her şeyden önce benim de bir kızım var. Sinan Ateş’in arkada iki tane kızı kaldı. Bunun nasıl bir duygu olduğunu anlıyorum. Ayşe Hanım bana (Sinan Ateş’in eşi) ‘Siz bize hassasiyet gösterdiniz. Bu konuyu dilediğiniz gibi konuşun’ dedi. Bu sis perdesinin kalkması, bir siyasetçinin kanının yerde kalmaması çok önemli. Bunun siyaset kurumu açısından önemli olduğunu düşünüyorum. MHP’de bu olaydan rahatsız olanların sayısının CHP’dekinden az olduğunu sanmıyorum. Bu iki ismin meselenin üzerine indirdikleri sis perdesi kendilerinin korumak için... Bunu partiyi korumak adına da savunuyorlar, genel bir dayatmaya döndü. Ülkü ocaklarında genel başkanlık yapmış birisine MHP’den bir kişinin taziye tweeti atamaması, yönetici olarak bir kişinin cenazeye gitmemesi kabul edilemez.

28 Şubat paşalarıyla ilgili size bilgi verdiler. Benzer bir adım daha bekliyor musunuz?

- Bana bilgi verilmesini çok önemsedim. Hasan Doğan’a da teşekkür ettim, nazik bir davranış. Diğer konularda da bunun bazı toplumsal kazanımlara dönüşüp yine bilgi verilmesini isterim. Bu konuda mesafe alındıkça olumlu gördüğümü söylerim. Örneğin Mehmet Muş hakkında teşekkür etmiş birisiyim. Çünkü bakanlığını bakanlık gibi yaptı. Gezi davasında da çok sayıda haksız yere tutuklanan arkadaşlarımız var. Bu konuda inisiyatif alınır veya yargı normal kararlar verirse ben hem Cumhurbaşkanı’na hem katkı sağlayan herkese teşekkür etmekten geri durmam. Adalet Bakanlığı orada, ‘kanun yararına bozma’ gibi şeyden bahsediliyor. Bugüne kadar büyük bir yanlış yapıldı. 

Çetin Doğan’ın açıklamaları eleştirildi, ‘Af değil Anayasal görev’ dedi. Bu tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Çok uzun süre cezaevinde kalmış, hastalıkla boğuşmuş, hayatından yakınlarının endişe ettiği birisinin ilk yaptığı değerlendirmeleri siyasetçinin açıklamalarıyla aynı kefeye koymamak lazım. Son derece duygusal, mağdur ve büyük sıkıntılar çekmiş bir isim. O açıklamaları dinlemek ama üzerine yorum yapılmaması lazım. Kendi babalarını o noktaya koymak gerek. Tutup bu süreçte öyle bir açıklamayı ben yapsam yakışmazdı. Ama Çetin Doğan’ı da ailelerini de anlamalıyız. Hukuken ‘af’ ama kişi ‘Ben affedilecek bir şey yapmadım. Haksız yere yatıyordum’ diyorsa bunu da anlamak lazım. 

İmamoğlu’nun 45 basın mensubuyla birlikte Roma gezisine gitmesine yorum yapmak ister misiniz?

- Eleştirileri de anlamak lazım ama burada şöyle bir mevzu var. Ekrem Bey mesela gazetecileri toplayıp memleketine götürse ve kendisinin, partisinin PR’ını yapsa harcanan para eleştirilir. Fakat İstanbul ve Türkiye için bir şeyler yapıyor. Aslında bu Avrupa Oyunları için protokol imzalanması, bir yandan Olimpiyatlar için büyük bir lobicilik çalışması. Meseleyi böyle görmek lazım. Katılımın yüksek tutulması için gazetecilerin belediye tarafından götürülmesini yadırgamamak gerek. İnşallah Türkiye’de gazetelerin kendi masraflarını karşıladıkları, gazetecilerin de ‘kurumum karşılamazsa takip etmem bu geziyi’ diyebildikleri günlere gelebiliriz.

Düzenleyen:  - Politika
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...