Türkiye Kliniği - Doğum sonrası depresyon kâbusunuz olmasın

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Türkiye Kliniği - Doğum sonrası depresyon kâbusunuz olmasın

Türkiye Cumartesi Haberleri

Şırnak’tan okurumuz Nermin Tunçbilek’in şikâyeti üzerine doğum sonrası depresyonunu doktorlarımıza sorduk. Psikiyatri Uzmanı Havva Afşaroğlu cevapladı.

Türkiye Kliniği - Psikiyatr ve psikologlarımız sorularınızı bekliyor
doktorum@tg.com.tr

Anne olma sürecinde kadınlardan genellikle mutlu olması,  şefkat göstermesi, daha çok olumlu duygular yaşaması beklenir. Hâlbuki bu dönemde ruh sağlığında her zamankinden farklı bir duyarlılık olur. Gebelik ve sonrasındaki dönem kadın hayatı için fizyolojik, ruhsal ve sosyal açıdan birçok önemli değişikliğin olduğu bir süreçtir. Kadın bedeninde yaşanan hızlı biyolojik değişiklere ek olarak annelik rolüne geçerken yaşanan kaygılar (bebeğe bakım verme, güvenli çevre oluşturma, iyi iletişim kurma, bebekle ilgili sorunlarla baş etme, bebek öncesi hayatının değişimini kabul etme gibi) ruhsal uyumunu bozabilmekte ve birçok kadında ruhsal dalgalanmalar görülmektedir. Doğum sonrasında ilk iki haftada ortaya çıkan, oldukça sık görülen ‘annelik hüznü’,  normal sınırda olan üzüntü ve endişe hali, kolay ve sık ağlama, eleştiriye duyarlılık, gerginlik, sinirlilik, uyku ve konsantrasyon bozukluğunun görüldüğü bir dönemdir.  Anneye ve ailesine durumunun açıklanması ve sosyal destek sistemlerinin güçlendirilmesi genellikle yeterlidir. 

POSTPARTUM DEPRESYON NEDİR?

Doğum sonrasında ilk bir yıl içerisinde görülebilen, dünyada birçok kadını etkileyen ülkemizde de neredeyse %20 oranında görülen ‘doğum sonrası-postpartum depresyon’  kadının ve bebeğin hayatına ciddi olumsuz etkileri olmaktadır. Postpartum depresyon,  genel depresyondan farklı değildir, en az iki hafta süren ilgi ve istek kaybı, uyku-iştah değişiklikleri, enerji ve konuşma azlığı, değersizlik, suçluluk hissi ve intihar düşünceleri görülebilmektedir. Annenin bebeğiyle ilgilenmediğini düşünerek yoğun suçluluk duyguları eşlik edebileceği gibi bebeğe yabancılaşma ve kendisinin olmadığını hissetme de olabilir. Bebeğe ya da kendine zarar vermeyle ilgili düşünceleri veya korkuları da olabilir. Annenin bu depresyonu çocuğun ruhsal gelişiminde temel güven ve bağlanma süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Sosyal destek eksikliği, geçirilmiş depresyonun olması, yaşın genç oluşu, olumsuz evlilik ilişkisi, stresli hayat olayları postpartum depresyon gelişimine yatkınlığı arttırabilir.

Türkiye Kliniği - Doğum sonrası depresyon kâbusunuz olmasın
Psikiyatri Uzmanı Havva Afşaroğlu 

ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ

Anne içinde bulunduğu ruhsal çökkünlük sebebiyle durumunu tanımlayamayabilir bu yüzden başta eş olmak üzere yakınlarının bu durumu fark ettiklerinde hızlı şekilde ruh sağlığı uzmanına başvurmaları önemlidir. Ayrıntılı bir ruhsal muayene ile depresyonun şiddeti, annenin ve bebeğin durumu değerlendirilir. Durumun şiddetine göre; sadece ayaktan destekleyici terapi ile sık takiple izlenebilir, gerekirse emzirme durumu da göz önüne alınarak ilaç tedavisi başlanabilir hatta gerekirse emzirmesi kesilebilir, eğer ciddi risk faktörleri varsa psikiyatri servis yatışı yapılarak tedavisi düzenlenir. Annenin ruhsal durumunun takibinde ailenin tüm üyelerinin sorumlu olduğu unutulmamalıdır. Bu süreçte aile bireylerinin doktorla sık iletişimi, annenin ve bebeğin yakın takibi, annenin fiziksel ve psikolojik yükünü azaltacak girişimlerde bulunulması önemlidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...