Büyük mimarın izleri her yerde: Sinan'ın gölgedeki mirasları

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Büyük mimarın izleri her yerde: Sinan'ın gölgedeki mirasları

Türkiye Cumartesi Haberleri

Sinan, sadece Osmanlı'nın değil, dünya tarihinin en usta mimarlarından biri...

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Kendinden önceki üsluplardan yola çıkarak, büyük yenilikler meydana getirdiği için Osmanlı mimarisini “Sinan’dan önce” ve “Sinan’dan sonra” diye ayırmak mümkün. Ancak önceleri yeniçeri olarak harplere katılan, gemiler yapıp düşman peşine düşen Sinan’ın, “mimar” diye anılması neredeyse 50 yaşında olur.

1538’deki Boğdan Seferi’nde köprü yapıp takdir gören Sinan, mimarbaşı seçilir. Böylece âdeta yeniden doğar ve kendisine bahşedilen 100 senelik uzun ömrünün sonuna kadar camiler, medreseler, köprüler, hamamlar ve nicelerini inşa eder; eserlerinin sayısı 370’i aşar.

Onun Edirne’deki Selimiye ve İstanbul’daki Süleymaniye gibi abidevi eserleri herkesçe malum. Ancak eski payitahtlarda Sinan’ın az bilinen izleri de var… Fark edilmeden yanından geçip gidilen birçok eserde ‘Büyük Usta’nın imzası mevcut.

Büyük mimarın izleri her yerde: Sinan'ın gölgedeki mirasları
Defterdar Mahmud Efendi Camii

“HOKKALI KALEMLİ” MESCİT

Eyüp Sultan’a giderken yolun solunda şirin bir mescit görünür. Bu mabet “Nazlı Defterdar Mahmud Efendi Camii”nden başkası değildir. Sinan, 1542’de kesme taştan inşa ettiği caminin alemine bir hokka ve kalem koyar. Zira caminin adına yapıldığı Mahmud Efendi usta bir hat sanatçısıdır. 1766 depreminde zarar gören eser, ancak tadilatla bugüne gelebilir…

Sultan Ahmed Meydan’ında pek çok eser olduğundan Haseki Hürrem Hamamı biraz gölgede kalır. Hürrem Sultan, “Adım anılıp bana dua edilsin” diyerek bu binayı 1556’da Mimar Sinan’a inşa ettirir. Eşine az rastlanan revaklı hamam, ne yazık ki geçen asrın başında cezaevi ve depo olarak kullanılır…

Büyük mimarın izleri her yerde: Sinan'ın gölgedeki mirasları
Hürrem Sultan Hamamı

MEŞHURLAR SEMTİNİN TALİHSİZ CAMİİ

Artık meşhurların semti hâline gelen Cihangir de Mimar Sinan yadigârına ev sahipliği yapar. 1560’da tamamlanan Cihangir Camii, rivayete göre adını Kanuni’nin engelli oğlu Cihangir’den alır ve geçirdiği beş talihsiz yangında hasarlar görür. Sultan II. Abdülhamid devrinde son hâline kavuşan mabet, duvarlarında pek çok meşhur hat sanatçısının eserini barındırır. Son senelerde fotoğrafa merak salan Orhan Pamuk da enstantanelerinin ön planına bu mabedi koyar.

İstanbul’un manevi mimarlarından Yahya Efendi’nin türbesini yapmak da Mimar Sinan’a nasip olmuştur. Beşiktaş’ın sırtlarından birinde yer alan manevi mekân, şirin mimarisiyle Boğaz’la bütünleşmektedir.

Büyük mimarın izleri her yerde: Sinan'ın gölgedeki miraslarıSelanik'teki Beyaz Kule

BEYAZLATILAN KULE!

Selânik’in sembollerinden olan “Beyaz Kule” de bir rivayete göre Mimar Sinan’ın imzasını taşımaktadır. Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı kale, şehir 1912’de Yunanlılar tarafından ele geçirildiğinde kitabesi parçalanır ve güya sembolik bir “vaftiz” için beyaza boyanır. Adı bu yüzden öyle kalır…

Dahası Ayasofya Camii’nin bugüne gelmesinde Mimar Sinan’ın kubbe ve minarelerde yaptığı onarımların büyük  payı vardır. Ayrıca Topkapı Sarayı’nın bazı yenilemelerine de o imza atmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...