Taş Konak'ta tabiata dikkat çeken sergi: İnsan eli değdi böyle oldu!

Tarihî Taş Konak’ta bir araya gelen Türkiye’den ve dünyadan dokuz sanatçı, insanoğlunun tabiattaki yıkımını, dijital eserlerle ortaya koyuyor.

Murat ÖZTEKİN

Vakti zamanında şaire İhsan Raif Hanım’ın o meşhur “Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben hâlime / Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime...” mısralarını kaleme aldığı Nişantaşı’ndaki tarihî Taş Konak, bugünlerde “İnsan Eli Değmiş” sergisine ev sahipliği yapıyor. Kalyon Kültür’ün dijital sanatın en önemli temalarından biri olan tabiat ve sanat irtibatına odaklanan sergi serisinin ikinci ayağı bu...

Her ne kadar iklim meselelerinin son yıllarda sanatta aşırı şekilde görünmesi şüphe uyandırsa da, çarpıcı bir sergi var karşımızda… “İnsan Eli Değmiş”, günümüzün en önemli problemlerinden biri olarak kabul edilen “iklim krizine” dikkat çekerek, insanların tabiat üzerindeki tesirlerini merkezine alıyor. Bu hâliyle “Ancak insan eli değince böyle olur!” dedirtiyor, tüketim hırsıyla tabiatta meydana getirdiğimiz tahribatı gözler önüne seriyor. Tarihî konakta, seyircisini içine çeken dijital eserlerin çevreye vurgu yapması ise ayrı bir ironi meydana getiriyor.

Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde hazırlanan karma sergi, Evan Roth, Félix Luque & Iñigo Bilbao, François Quévillon, Kevin Cooley, Persijn Broersen & Margit Lukács, Sabrina Ratté ve Volkan Kızıltunç’un eserlerini buluşturuyor.

“İnsan Eli Değmiş” sergisi, 17 Aralık’a kadar Kalyon Kültür’de görülebilecek.

DÜŞÜNMEYE SEVK EDECEK

Serginin küratörlerinden Ceren Arkman “Bu sergide insanların doğayı nasıl değiştirip dönüştürdüğüne kafa yoran sanatçıları bir araya getirdik. İnsan ve doğa, tema olarak belki basit ama bununla ilgili tartışılabilecek çok konu var. Bu konuda var olan işlerin çok küçük bir kısmını sergileyebiliyoruz. Eserlerin insanların bazı şeyleri düşünmesine vesile olacağını ümit ediyoruz” diyor.

Taş Konak’ın iki katına yayılan sergideki sanatçıların her biri, dertlerini farklı şekilde ifade etmiş. Mesela yapay zekânın gelişimi gibi konulara değinen İspanyol sanatçı Félix Luque, biriken otomobil enkazlarını geleceğe yönelik arkeolojik kalıntılar olarak gösterdiği “JunkYard III” (Araba Mezarlığı III) başlıklı video yerleştirmesiyle sergide yer alıyor. Sanatçı, ziyaretçilere endüstrinin verdiği toplam zararın insanın varlığını etkileyen tarihî bir kaza olup olmadığını sorgulatıyor.

Kanadalı sanatçı Sabrina Ratté’nin, uzaktan görülen manzaralar içinde terk edilmiş arabalar ve bilgisayar ekranları gibi nesneleri görüntüleyerek oluşturduğu video kolajı “Objets-Monde” (Obje Dünyası) ise doğa ile insan izlerinin silinmez varlığı arasında bir gerginlik oluşturuyor.

Sanatçılar Persijn Broersen & Margit Lukács, Hollywood film kültürü kesitlerinden oluşan manzaraların montajıyla hazırladıkları “After Eden” (Cennetten Sonra) filmiyle seyircileriyle buluşuyor.

POZİTİF KATKILARIMIZI UNUTMAYIN!

Sergide Türkiye’den bir sanatçının eseri de yer alıyor. Volkan Kızıltunç, üç ekranlı “Beyaz Kaleler” yerleştirmesinde Burdur çevresinde yer alan mermer ocaklarının drone’la çekilen görüntülerini kullanıyor. Kendisini “görsel bir arkeolog” olarak gördüğünü söyleyen sanatçı Kızıltunç “Ocaklardan çıkarılan mermerler, estetik güzelliklere de dönüştürüyor. İnsanın doğaya negatif bir etkisi oldu ama medeniyetimize pozitif katkıları da var” diyerek konuya farklı bir cepheden baktığını ifade ediyor.