Şapla mücadele değil eziyet! Küflü domates yedirip, idrar içiriyorlar
Bazı üreticilerin şap hastalığına karşı hayvanlara küflü domates yedirdiği veya idrar içirdiği ortaya çıktı. Uzmanlar, bu tür 'hurafe' uygulamaların riskine dikkat çekerken, Prof. Dr. Sezgin Şentürk şapla mücadelede yapılması gerekenleri tek tek anlatarak kulaktan dolma bilgilere itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Şap hastalığı nedeniyle birçok ilde karantinalar uygulanmış, hayvancılıkla uğraşanlar zor zamanlardan geçmişti.
Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezgin Şentürk, Afrika kökenli Sat-1 virüsünün neden olduğu şap hastalığının Türkiye'de ciddi ekonomik kayba yol açtığını belirtti.
Hastalıkla mücadelenin en etkili yolunun aşılama olduğunu vurgulayan Şentürk, bunun dışında alınacak bazı önlemlerle hastalıkla daha etkin mücadele edilebileceğini anlattı.

KÜFLÜ DOMATES YEDİREN BİLE VAR
Birçok üreticinin kulaktan dolma bilgilerle mücadele ettiğini duyduklarını dile getiren Şentürk, şöyle konuştu:
"Bazı hurafe bilgiler var. Domates yedirilmesi ya da idrar içirilmesi gibi uygun olmayan mücadele yöntemleri uygulanıyor. Bunlardan uzak kalmalarını tavsiye ederim. Küflü domates yedirilmesini önerenler bile oluyor duyuyoruz. Domates asidik bir yapıya sahiptir. Bu virüsün en önemli özelliklerinden bir tanesi, asidik ortamlarda ve çok yüksek alkollü ortamlarda canlılığını çok fazla sürdüremez. Ama domates yedirmekle mücadele olmaz"
SİRKE VE KARBONAT KULLANIN
İdrar içirilmesinin de farklı hastalıkların hayvandan hayvana geçmesine yol açabileceğine dikkati çeken Şentürk, "Çok basit uygulamaları var örneğin karbonat uygulamaları yapabilirler. Sirkeli suyla hayvanların ağızlarını dezenfekte edebilirler. Aslında en iyisi veteriner arkadaşların gösterdiği yolda ilerlemek" dedi.

ŞAP İÇİN NE YAPILABİLİR?
Şentürk, yemek sodası sulandırılıp ağız bölgesine uygulanmasını önererek, şöyle devam etti:
"Hatalı olanlardan birisi de çok yoğun konsantrasyonda sirke uygulamaları yapılıyor. Bunlar da hayvanlarda ağız bölgesinde bazen yemek borusunda sirkenin sebep olduğu olumsuzluklara bağlı farklı lezyonların oluşmasına ve hayvanın acı çekmesine yol açabiliyor. Sirkeyle ağzı yıkayabiliyor.
Evet sirke kullanabilir ama bunun sulandırılması gerekiyor. Basit bir şekilde ifade etmek gerekirse en azından bire 9 oranında sirkeyi sulandırıp ağız bölgesindeki lezyonlar üstüne uygulayabilirler. Yüzde 10'luk bikarbonat, yemek sodası uygulaması yine önemli etkilerden bir tanesine sahiptir"

İşletmeye şap virüse girdikten sonra yetiştiricilerin yapacağı en önemli uygulamanın, ayak banyolarını, ayak dezenfeksiyon havuzlarını kullanmaları olacağını vurgulayan Şentürk, hastalığa yakalanan işletmelerde hayvanlara, D vitamini, çinko, A ve E vitamini verilmesini önerdi.
Antibiyotik ve ağrı kesici gibi ilaçların veteriner hekime danışmadan kullanılmaması gerektiğini belirten Şentürk, şunları söyledi:
"Ayaklarda ve işletmedeki dezenfeksiyon için eğer işletme sahibinin ekonomik gücü çok yüksek değilse bire 18 oranda çamaşır suyuyla ortamı dezenfekte edebilirler. Ayak lezyonları için yüzde 2'lik süt kestik veya yüzde 3-5 bakırsülfat (göz taşı) uygulaması yapabilirler. Bu virüs güneşi sevmez. Virüs güneş ışığında iki gün içinde ortadan kaybolur ama nemli ortamlarda altı ay kadar canlılığını koruyabiliyor. O nedenle yeteri miktarda güneş ışığı almayan ağırlarda küçük işletmelerde, dezenfekte etmek büyük önem taşıyor."





