"Bu vasiyet, yerine getirilemez!"

A -
A +

Bütün devlet erkanı, Kanunî'nin cenaze töreni için hazır idi. O sırada Ebussuud Efendi'ye, Padişahın bir vasiyeti olduğu söylendi...

Avrupalıların, "Büyük Türk" ve "Muhteşem Süleyman" lakaplarını verdiği Kanunî Sultan Süleyman Han, İslam halifelerinin yetmiş beşincisi ve Osmanlı Padişahlarının onuncusudur. Yavuz Sultan Selim Han'ın oğlu, İkinci Selim Han'ın babasıdır. 1494'te doğup, 1566'da vefat etti. Süleymaniye Camii haziresindeki türbede medfundur...
Kanunî tahta geçince önce, memleketin iç işlerini düzeltip, Osmanlı ülkesinde huzur ve sükunu temin etti. Sonra da Avrupa seferlerine başladı... Onüç kere cihad yaptı. Hepsinde zafer kazandı. Atlas Okyanusu'ndan Umman Denizi'ne kadar ve Macaristan, Kırım ve Kazan'dan Habeşistan'a kadar geniş yerleri, adaletle idare etti...
Sultan Süleyman Han, son olarak çıktığı Zigetvar Seferinde yetmiş üç yaşındaydı. Ayaklarında nikris (damla hastalığı) bulunan Padişah, ahalinin huzur ve güveni için, hasta hâliyle Osmanlı tarihinin en muhteşem askerî harekâtı kabul edilen sefere; bazen araba, bazı yerde tahtırevan ile gidiyor ve yerleşim merkezlerine girileceği zaman, ata binerek en muteber psikolojik metotları tatbik ederek ilerliyordu... 1566 Ağustos başında kuşatılan Zigetvar Kalesi'ni, Zerniski Makloş müdafaa etmekteydi. Günlerce hücumlar yapıldı. Ancak kale bir türlü düşmüyordu. Nihayet 7 Eylül'de fetih gerçekleşti; ancak o gece Kanunî de vefat etti... Padişahın ölümü, bir müddet ordudan gizli tutuldu...
Nihayetinde cenaze İstanbul'a getirildi ve defin işlemlerine başlandı. Büyük hükümdarın cenaze töreninde şüphesiz bütün devlet erkanı hazır idi. Şeyhülislam Ebussuud Efendi'ye, Padişahın, özel küçük bir sandığın kabrine konulmasını vasiyet ettiği söylendi. Ebussuud efendi;
-Zinhar! Böyle bir vasiyeti yerine getirmeyesiz, din-i mübine uymaz, dedi.
Bu vasiyet, yerine getirilmedi. Ancak herkes merak içindeydi: Sandığın içinde ne vardı?.. Evet, bu sandık mutlaka açılmalıydı!.. Nitekim öyle yapıldı. Açıldığında görüldü ki içi; verilecek kararların dine uygun olup olmadığı hakkında Şeyhülislamdan alınan fetvalarla dolu idi... Bunun üzerine Ebussuud Efendi, gözyaşları içinde şunları söyledi:
-Hey büyük Sultan! Sen kendini temize çıkardın, mesuliyeti bize yıktın! Biz, bunun altından nasıl kalkacağız bakalım?..
Sadece Kanunî değil; bütün Osmanlı Sultanları yapacakları işlerde, mutlaka Şeyhülislâma danışır, onun fetvâsına uygun hareket ederlerdi. Ruhları şad olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.